Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Razão
Razão Çeviri Türkçe
72,595 parallel translation
"Chamá-lo à razão".
Hesap soracakmış.
Esqueci-me por que razão.
Nedenini unuttum.
Tens toda a razão.
Haklısın, haklısın.
A razão pela qual me meti com o xadrez foi porque não envolvia correr.
♪ Haydi Homer, haydi ♪ ♪ Ne yapacağını asla bilemezsiniz ♪
Não há razão para ele se esconder.
- Saklanması için hiç sebep yok.
É uma boa razão.
Bu iyi bir sebep.
A razão porque estamos aqui é para evitar uma guerra.
- Bunun için sabırsızlanıyoruz. - Burada olmamızın sebebi savaşı önlemek.
- Qual a razão?
- Ne demek bu?
Tinha razão. Não há nada que me segure aqui.
Beni burada tutan hiçbir şey yok.
Tens razão.
Haklısın.
Tens razão.
Nick, orda bunu geri çevirebilecek bir tür büyü olmalı O haklı.
Ele tem razão. O Nick pode estar morto.
Oh, o haklı.
É a razão de eu estar morto.
Ölmemin gerçek nedeni bu.
Não sabem a razão de termos de fazer tais crueldades.
Bu korkunç şeyi yapma korkumuzu hiç bilmediniz.
Tens razão.
Yani, haklısın.
A razão de celebrarmos os mortos no Outono, é porque entre o equinócio outonal e o solstício invernal, estas estrelas aparecem à medida que o sol se põe.
Sonbaharda ölüleri anma festivali yapılmasının nedeni ekinoks ve kış gündönümü arasında güneş batarken, bu yedi yıldız yükselir.
Você tinha razão, era importante conversarmos.
Haklıydın... konuşmamız önemliydi.
Nós pensamos que se é um mapa das estrelas, e alguns dos símbolos são constelações, talvez a razão para mapeá-las seja para contar o tempo.
Ve bu sembollerden bazısı takımyıldızı ise, onları harita üzerine koymanın sebebi zamanı belirtmek için olabilir.
Descobrimos tarde demais, mas a razão dela ficar louca era por causa de um Alpe.
Bunun farkına çok geç vardık, ama bunun sebebi Alpe idi.
Quer dizer, por uma boa razão, porque eles enlouquecem se não se alimentarem à noite das proteínas que o nosso cérebro produz durante o sono REM.
Yani, iyi bir nedenle, çünkü bir Alpen, gece REM uykusu esnasında beynin ürettiği proteinden beslenmezse delirir.
Há uma razão para o Randy me parecer tão familiar.
Randy'nin bu kadar tanıdık görünmesinin bir nedeni var.
E por uma boa razão.
Ooh, ve iyi bir nedenden dolayı.
Tens razão.
- Tamam.
- Ela tem razão, Victor.
O haklı, şimdi bu şeyden kurtulalmm, Victor.
Na do Ralph havia duas balas e tu tiraste duas do Dev, presumindo que eles não recarregaram e meu cálculo tenha razão, cada um atirou uma vez.
Ralph'ın tüfeğinde iki kurşun vardı, Ve sen de Dev'lerden ikisini aldın, bu yüzden Yeniden yükleme şansları olmadı ve doğru mu?
Não, ela tem razão.
Hayır, o haklı.
Adalind, ele tem razão.
Adalind, o haklı.
Vim aqui por uma razão.
Buraya bir sebeple geldim.
Sabes, tudo o que aconteceu, que nos reuniu mesmo aqui... aconteceu por uma razão.
Bilirsiniz, bize olan her şey. Bizi buraya getirdi, şimdi... Bir sebepten dolayı oldu.
- Por isso, penso que tens razão.
Bence sen haklısınız.
Acho que tens razão.
Tamam, sanırım haklısın.
Vim porque senti que alguma coisa terrível estava a acontecer e parece que tinha razão.
Geldim çünkü korkunç bir şeyler hissettim Oldu ve haklı gibi görünüyorum.
- Talvez tenhas razão.
Hiçbir fikrim yok.
Enfim, vocês tinham razão.
Her neyse, siz haklıymışsınız.
Tinhas razão.
Haklıydın.
Tinhas razão sobre o casamento.
Biliyor musun, evlilik konusunda haklıydın.
Bem, então eu tinha razão.
O zaman ben haklıydım.
Não há razão para não voltar a praticar Direito.
Bana kalırsa, tekrar hukukçu olması için önünde bir engel yok.
Já provaste que tinhas razão.
Bak, istediğini elde ettin.
Tens razão.
Yapmıyorum.
Tens razão, Louis.
Haklısın, Louis.
Louis, acho que não tens razão.
Louis, bu yanlış bir beyan olacak.
Ele tem razão. Agi desta forma, porque só me interessa ser o máximo aos olhos dos outros.
Dediği her şeyi yaptım, ve bunu yapmamın sebebi insanların beni olduğumdan daha üstün görmelerini sağlamaktı.
Tens razão. Obrigado por teres sido a secretária da gerência mais breve da História. Pois é.
Doğru, öyle.
- Tinhas razão, Donna.
- Haklıydın Donna. - Ne hakkında?
- Claro que tem. Porque outra razão seria?
Tabii ki Mike'la alakalı.
Não, se encontrar uma razão legítima para o processar.
Onları dava etmek için geçerli bir sebep bulursan kanunsuz değil.
- Tens razão!
Haklısın!
Não sei por que razão não a vimos antes.
- Daha önce neden görmediğimizi anlamıyorum.
E tem razão para estar.
Olmalı.
Tens razão, o bebé é dele.
Haklısın.