Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Reves
Reves Çeviri Türkçe
190 parallel translation
Onde te reves?
Kendini ne olarak görüyorsun?
Jason, por que não reves essa atitude?
Jason! Neden tavrını bir daha gözden geçirmiyorsun?
Agora, depois deste acidental revés, quando estavam ambos... na água a que distancia estavam quando você emergiu?
Bu tesadüf darbeden sonra su yüzüne çıktığında aranızdaki mesafe ne kadardı?
Pode-me olhar de revés, mas não me assusta.
Öyle gözlerini kısarak bakabilirsin ama beni korkutamazsın.
Ele pode ter sofrido um revés, mas é meu, e é tudo o que me importa.
O reddedilince elime düştü, ama o benim ve gerisi umurumda değil.
Trabalhas tanto e... não posso deixar de reparar que revés os desenhos vezes sem conta e bastantes vezes, deita-los fora.
Çok çalışıyorsun ve... Fark ettim ki aynı resmin üzerini çiziyorsun tekrar tekrar ve genellikle onları çöpe atıyorsun.
Os remates ficarão ao revés...
Bağlayıcılar elbette ters yöne bakacak ama- -
Sofreu um revés.
Geri tepti.
- Este é seu revés...
- Bu taraf kullanılmış yüzü...
Tive um revés ontem à noite.
Dün gece işler ters gitti.
Bandeiras e luzes amarelas ao longo do circuito indicam um acidente, ou, como se chama no mundo da corrida, um revés.
Pistteki sarı bayrak ve ışık bir kaza olduğunu gösterecek yada yarış dünyasında denildiği gibi kenardan geç
Compara isto com o revés do ano passado, no qual o marido desta senhora morreu?
Bunu geçen yıl hanım efendinin kocasının öldüğü... kaza ile kıyaslayabilir misiniz?
- Foi um revés péssimo.
Evet.
O que aconteceu no revés do delaney?
Delaney'in kazasındaki sorun neydi?
Para Mussolini, apenas seis meses depois de entrar na guerra, a derrota era um revés nas suas pretensões imperiais.
Mussolini açısından ise alınan mağlubiyet, savaşa gireli henüz 6 ay kadar bir süre geçmesine karşın, imparatorluk hayallerinin suya düşmesi demekti.
O nosso último encontro não foi uma derrota, apenas um revés temporário.
Son karşılaşmamız bir yenilgi değildi, yalnızca geçici bir gecikmeydi.
É um revés temporário.
Bu geçici bir aksilik.
A frota de U-Boots da Alemanha, com a qual Hitler esperava matar de fome a Grã-Bretanha, começa a sofrer grandes revés.
Hitler'in, İngiltere'yi ablukaya alıp, ikmâl yollarını kesmeyi umduğu Almanların gururu U-Bot filosu ilk kez ciddi kayıplar vermeye başlamıştır.
Faz isso ao revés.
Dön.
Vai afectar o vosso futuro porque estão a olhar para vocês mesmos ao revés.
Geleceğinizi etkiler, çünkü kendinize tersten bakmış olursunuz.
O moral entre as nossas tropas está alto, e estão a dar cabo dos Alemães, apesar de as baixas representarem o maior revés para os Aliados, nesta guerra contra o inimigo Nazi.
Savaşan askerimizin morali yerinde ve Almanlara günlerini gösteriyorlar, ancak, kayıplar, Nazilere karşı verilen bu savaşta, Müttefiklerin en ciddi engelini teşkil etmekte.
A fita era de inglês ao revés.
Tersinden İngilizce.
Mudando a derrota do Sul na Guerra Civil dará a volta ao revés que sofreu.
İç Savaş'ta, Güney'in yenilgisini tersini çevirerek kendi duygusal talihsizliklerini de tersine çevirecek.
Não percas a esperança, é só um revés temporário.
Umudunu kaybetme, tamam mı? Bu geçici bir karar...
Estava liso. Foi um grande revés nas minhas ambições.
Hedeflerimden çok uzaklaşmıştım.
Foi um pequeno revés.
Ufak tefek aksilikler işte.
Infelizmente, o trabalho pacífico e as receitas advindas de Severnaya sofreram um revés de vários anos.
Ne yazık ki, huzurlu çalışma ortamı ve Severnaya'nın nakit para kazancı birkaç yıldır geriledi.
Por que não revés esta avaliação?
Neden bu değerlendirmeyi bir daha yazmıyorsun?
Eu sei que isto é um revés, mas...
İyi durumdayız.
Não tens um bom revés.
Raketin tersiyle vuramıyorsun.
Tenho um excelente revés.
Raketin tersiyle çok sağlam vururum.
Tapares a cara e guinchares como uma rapariga não é ter bom revés.
Yüzünü kapamak ve küçük bir kız gibi çığlık atmak raketin tersiyle vurmak değildir.
E eu acabo de sofrer um revés com esta notícia de primeira página.
Ben de demin ilk sayfa manşetlerinden ağzımın payını aldım, yani acelem var.
O Richard e a Whipper, outro revés no amor.
Richard ve Whipper. Aşk adına bir yenilgi daha.
Tive um pequeno revés a defender a justiça num lar de idosos.
Bu gece huzur evinde adaleti savunurken, biraz karışıklık oldu.
Parece-me que o teu destino vai sofrer um pequeno revés.
Şansın biraz ters dönmüş gibi gözüküyor.
Temos de tentar usar este revés a nosso favor.
Bu aksiliği lehimize çevirmeye çalışmalıyız.
Foi só um pequeno revés.
Küçük bir başarısızlık sorun değildir.
Agora escute ao revés.
Şimdi de tersten dinle.
Ao aceitar o meu revés pessoal, aprendi que não preciso apoiar-me nas drogas e no álcool e que sou muito afortunada por mais ninguém, além de mim e do Kerry ter ficado ferido no acidente.
Benim kendi kişisel yenilgilerimden öğrenebildiğim şey uyuşturucu ve alkole güvenmemem gerektiği ve ben ve Kerry haricinde bir çok kişinin kazada yaralanmadığı için çok şanslı olduğumdur.
Sofremos um revés.
Bir pürüz çıktı.
Sr. Dr., foi um revés, mas precisamos de mais uma semana para reabilitar o urso.
Sayın Yargıç, bir aksaklık oldu, ancak ayı için bir hafta daha süre gerek.
Sou o Homem de Revés. O Homem de Revés. O Homem de Revés.
Ben geri yürüyorum, tersim döndü, geri yürüyorum.
O Homem de Revés. Posso caminhar para trás tão rápido como tu.
Ben de senin kadar hızlı geri geri yürüyebilirim.
Sou o Homem de Revés, o Homem de Revés.
Ben geri geri yürüyorum, tersim döndü.
Sou o Homem do Revés, o Homem do Revés.
Geri geri yürüyorum, geri geri...
Lamento a morte da pobre rapariga, mas, com este revés, deste uma prenda à Direcção.
Zavallı kızın ölmesine üzüldüm ancak bu kazayla kurulun eline bir koz verdin.
Por isso, onde quer que a vida tenha um revés, como teve esta semana, faço-me lembrar... de que já tinha visto isto chegar.
O yüzden ne zaman hayatta tıpkı bu hafta olduğu gibi, talihsiz bir şey olsa. Kendime bunu baştan beri bildiğimi hatırlatırım.
Para um tipo como você, deve ter sido um revés para o ego.
Bu da senin gibi bir adamın egosunu bayağı zedelemiştir.
A vi ao direito e ao revés.
Sonlarında ya da başlarındaydım.
Você entendeu-o todo ao revés.
Jer şeyi yanlış anlamışsın.