Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Rude
Rude Çeviri Türkçe
1,751 parallel translation
Nina, por favor, não seja rude.
Nina, nazik ol.
Não quero ser rude, mas não quero comentar sobre o que aconteceu.
Kabalık etmek istemem ama.. Olanlar hakkında yorum yapmak istemiyorum.
Desculpa, querida, estava só com este paciente super-rude, cujo o coração estava sempre a parar.
Özür dilerim tatlım, çok kaba bir hastayla beraberdim, kalbi zırt pırt durdu.
bastante rude.
Çünkü bazen oldukça sert olabiliyordu.
Devias parar de ser tão rude para connosco.
Çocuklara karşı bu kadar huysuz olmayı bırakmalısın!
"Que besta rude avança para Bethlehem para nascer?"
"Hangi çetin yaratık, doğacığı Beytüllahim'e yaklaşır usul usul?"
Apressadamente, este sábado, com a mão rude e o coração aflito de sua segurança.
Çok acele bu cumartesi. Aciz bedenini ellerine bırakan ve seni seven Wolsey.
Bem, não quero parecer rude, mas não acho que o meu sermão seja da sua conta.
Kabalık etmek istemem, ama seramonime karışabileceğinizi sanmıyorum. Şu şekilde anlatayım.
Sei que é rude sair mais cedo mas eu tenho mesmo que ir.
Erken ayrılmanın kabalık olduğunu biliyorum ama gerçekten gitmeliyim.
Você é um grande e rude atolado!
Kocaman, kaba ve serseri bir ayısın!
Lamento ter sido rude acerca de ti, Marita.
Sana karşı kaba olduysam üzgünüm, Marita.
Não fui demasiado rude contigo?
Umarım sana fazla sert davranmamışımdır.
Mais, sabes como toda a gente é rude para aqueles trabalhadores à jorna, do outro lado da rua.
Ayrıca, sokağın karşısında, insanların kaba davrandığı gündelik işçileri biliyorsun.
Isso é muito rude.
Çok ayıp ediyorsun.
Eu sei que esse é um pedido rude porque não concluímos nossos negócios... mas sinto, entretanto, que preciso dela.
Bu isteğimin kaba olduğunu biliyorum çünkü henüz işimizi bitirmedik. Ama ona ihtiyacım olduğunu hissediyorum.
Qualquer um pode pensar que ele é bem rude, mas deixe-o levantar um dedo... e arrancarei o seu maldito braço!
Kim kendisini bir b... sanıyorsa bırak parmağını kaldırsın çünkü o lanet olasıca kolunu koparırım.
O que é que queres? Continuas tão rude como de costume.
Onlar, Izlemek ama tek bir hata ve portföyü ile ates konum.
Vá lá, isso é incrivelmente rude, Jeffrey.
Hiçbir şey mi söylemeyeyim? Büyük kabalık olur Jeffrey.
Não? Então és apenas extremamente rude.
Hayır, Öyleyse sen sadece kabasın.
- Ele é rude, é arrogante, é presunçoso e muito arruaceiro...
- Kaba, kibirli kendine aşırı güvenli ve sokak ağzı ile konuşuyor.
Não era aquela pessoa que tentou fazer algumas perguntas, e estava só fazendo o seu trabalho, e eu fui rude?
Siz bana soru sormaya çalışan ve sadece işinizi yaparken kaba davrandığım anketör değil misiniz?
Não sei porque é que a tua avó foi tão rude contigo.
Büyükannenin sana niye böyle davrandığını anlamadım.
Hermes, desliga a chamada da forma mais rude possível.
Hermes, en kaba şekilde telefonu kapat.
Quem é que vai defender a nossa honra quando um humano rude fizer corar uma robô-virgem?
Sapık insanların bakire robotları bozarken onurumuzu kim savunuyor?
Isso foi rude, parceiro.
Bu biraz kaba oldu dostum.
Olhe, eu não gosto de ser rude, mas...
Dinle, Bunu yapmaktan hoşlanmıyorum, ama...
És completamente rude! És homofóbica! És racista!
Sen ne kadar saygısız bir insansın
- A tua amiga é muito rude.
Arkadaşın çok kaba.
Desculpa, tenho sido rude a toda a hora. Apenas acho que é o melhor.
Kaba davrandigim için üzgünüm ama bence en iyisi bu.
Não quero ser rude, mas estou aflito.
Çekilin. Kaba olmak istemem ama acil.
Não tens de ser rude.
Kaba olman gerekmez.
Não sejas rude.
Kabalaşmayalım.
Isto foi um pouco rude, Jessica.
Bu kadar haşinlik yeter, Jessica.
Realmente não quero ser rude.
Gerçekten kaba olmak istemedim.
Ignora-o. É mal educado e rude.
Aldırma ona, o herif cahilin teki.
Não sejas rude.
Kaba olma.
É rude, arrogante, desrespeitoso.
Ve kaba küstah ve saygısızdı.
- É um cliente rude realmente. - Ele chegou ontem.
Dün gelen çok kaba bir müşteri.
Espero não ter sido rude ao telefone.
Umarım telefonu çok kısa kesmedim.
Eu não o faria antes de sermos formalmente apresentados. - Isso seria rude.
yani, resmi olarak tanıştırılmadan bunu yapmam..... kabalık olur.
Isso é um golpe baixo, rude e desleal porque eu podia dizer a mesma coisa das tuas gravações.
Bu, çok kaba. Anlıyor musun? Ben de senin kayıtların için aynı şeyi söyleyebilirdim.
Querido... É rude ficares com isso quando alguém quer falar contigo.
Hayatım birileri seninle konuşmaya çalışırken bunu takmak kabalıktır.
Como é rude?
Ne kadar kabasın?
Sabes... Foi rude da parte do Rossi aparecer no teu apartamento depois do expediente.
Rossi'nin iş saati bittikten sonra evine gelmesi büyük kabalıktı.
Rude?
Kabalık mıydı?
Achaste-o rude?
Onu kaba buldun, öyle mi?
Que rude.
Bu acımasızca.
Oh, isso foi mesmo rude.
Oh, Bu çok kabaydı
Sabes o que é rude?
Asıl kaba olan nedir biliyor musun?
Ele mesmo é um rude cavaleiro.
Sert şeyleri sever o.
Você está sendo rude.
Hiç kibar değilsin.