Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Russian
Russian Çeviri Türkçe
67 parallel translation
- Russian Hill, 888.
- 888 Russian Hill.
E Eunice, tente... Russian Hill, 888.
Eunice... 888 Russian Hill.
Procuro o Russian Tea Room.
Rus Çayhanesini arıyorum da.
O Russian Tea Room é aqui.
Rus Çayhanesi burası.
Empregado, quero um Black Russian.
Garson, bana bir Siyah Rus kokteyli.
Dá-me um "Black Russian" e um "Courvoisier".
Siyah Rusya'yla konyak versene.
E tu vais ao Russian Tea Room.
Sen de Rus Çayevi'ne git.
Levou-me a almocar ao Russian Tea Room,
Rus restoranında yemek yedik.
Nadar no Russian River com um secretário de estado, mijar num pau-brasil ao lado do Donald Trump...
Dışişleri Bakanıyla dalgalı bir nehirde yüzmek, Donald Trump'la beraber bir çam ağacının dibine işemek.
- Sim, claro, um White Russian.
Bar orada.
- Um White Russian.
Beyaz Rus...
Eu nunca suportei a minha mãe, portanto quando ela chegar, eu levo-a para a Russian Tea Room.
Anneme ulaşamadım o yüzden buraya geldiğinde onu "Rus Çay Evi" ne götüreceğim.
Um "black Russian". Não há Kahlua.
- Votka var, kahve likörü yok.
Há um clube soberbo na Russian Hill que prepapa a melhor lagosta.
Russian Hill'de harika istiridye yapan bir yer var.
Estava a pedir Pinot de 93 do Russian River Valley.
Russion River Valley'den 93 Pinot sipariş ediyordu.
Fui ajudante de mesa no salão de chá russo.
Russian Tea Room restoranında getir götür yapıyordum.
- Um White Russian.
- Beyaz Rus.
Russian Berety.
Ailem Rus.
- É um Skinny Russian?
Bu sıska bir rus mu?
Um Pinot Noir, Russian River Valley.
Pinot noir. Rus River Valley'i.
Preciso de 30 gramas de Electric Haze, de Big Bud de Grape Crush, de White Russian, de Blue Rhino...
Bana 28 gram Elektrikli Pus, İri Çiçek Pestil, Beyaz Rus, Mavi Gergedan...
Um White Russian, por favor.
Evet, beyaz Rus, lütfen.
- Um White Russian.
Beyaz Rus.
Um White Russian?
Beyaz Rus mu?
Esse é o seu White Russian. E vai chegar a qualquer instante.
Bu onun White Russian'ı, birazdan burada olur.
Ah... White Russian. Estás à espera do teu namorado?
White Russian ısmarlanmış yine, erkek arkadaşını mı bekliyorsun?
- E um White Russian?
- Ve White Russian.
- "Russian Sobranies."
Rus Sobranie'si.
Dois Red Russian.
İki Kırmızı Rusya.
Red Russian?
Kırmızı Rusya mı?
Ramírez, Ponetta... vão para o Russian Hill.
Ramirez, Ponetta Russian Hill'i alın.
* Mulher presa em casa em Russian Hill, * 4220 Green Street.
Russian Hill'de bir kadın evinde tutsak kalmış. 4220 Green Caddesi.
Estão a ver aquela boazona a beber aquele Black Russian?
Şuradaki Kara Rus kokteyliyle ilgilenen fıstığı görüyor musunuz?
Talvez pudéssemos todos ir beber um shot de vodka ao Russian Samovar!
Belki hep birlikte, bir gece votka içmeye bile gidebiliriz!
Sam... aquele homem sabe misturar um White Russian.
Sam, adam White Russian yapabiliyor.
Então, bebi mais quatro black russian, duas ou seis Heineken, sei lá.
Sonra dört tane Black Russian, iki ya da altı Heineken falan yuvarladım.
Roadsafe Seguros, Vodka Russian Moose...
Roadsafe Güvenlik Russian Moose Votka...
Uma hora mais tarde, estava sentado no bar com uma White Russian na mão.
Bir saat sonra elimde Beyaz Rus kokteyliyle barda oturuyordum.
Um White Russian, por favor, e um garfo.
Bir Beyaz Rus lütfen ve bir çatal.
O Papa toma em consideração o russo.The Pope considers the Russian.
Papa, Rus çocuğa yanaşıyor.
E temos um white russian com gelo.
Beyaz Rus Mortingen kokteyli olmuş herif.
Quero um White Russian, por favor.
- Bir White Russian alayım lütfen.
- Um White Russian, Eddie.
- Ben White Russian istiyorum, Eddie.
- White Russian para a rainha.
- Güzellik kraliçesine White Russians getir.
- Ele adora o salão de chá.
"Russian Tea Room" u çok seviyor.
Onde vocês quiserem. Desde que não seja o "Le Cirque" "Lutèce", "Elaine's", "21",
Le Cirque, Lutèce, Elaine's, 21 The Russian Tea Room veya The Palm olmadığı sürece.
Já tiveste um "White Russian"?
Hiç Beyaz Rus kokteyli içtin mi?
Há álcool aí dentro. É tipo um White Russian.
içeride alkol var.
A Russian Tea Room?
"Rus Çay Evi" mi?
Está bem.
Tamam, Black Russian var mı?
"The Russian Tea Room", ou o "The Palm".
Sanki bunlardan herhangi birinde yemek yemeğe paramız yetermiş gibi.