Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Rês
Rês Çeviri Türkçe
78 parallel translation
- Ele pode matar uma rês.
- Sığırları öldürecekti.
Não é boa rês, mas éramos bons amigos.
İşe yaramaz biri. Ama iyi arkadaştık.
É má rês, anda armado e é um ladrão assassino, mas o único conselho que me dá a mim é que ande armado.
O işe yaramaz, silahlı, katil bir hırsız ama bana verebileceğiniz tek öneri tabanca taşımam.
Estava a tentar afastar-me da minha prima Jessie, que não é boa rês.
Birisinden kaçmaya çalışıyordum. Bir kuzenim var, Jessie. O iyi birisi değil.
Sim, ela era má rês.
Evet. İşe yaramazın tekiydi.
o único consolo pode ser o dinheiro que se poupou vou rever a situação sou má rês e assim vou continuar não contem ver alterações mas é um erro ser apenas um vilão não quero ninguém ferido ou a passar um mau bocado esta vida não é p'ra mim já começa a ser demais já não tenho meio-termo mas quem a muda por mim?
tek tesellim kenara koyduğum param olur... durumumu değerlendiriyorum... ben kötü biriyim ve böyle kalacağım... bir değişim görmeyeceksiniz ama adiliğin de alemi yok... kimsenin benim yüzümden incinmesini, pisliğe bulaşmasını istemem... bu pis hayat bana göre değil hem artık benim için çok tehlikeli... hiçbir şeyden ödün veremem ama bu durumu kim değiştirecek?
Sempre soube que aquela mulher era má rês.
O kadının iyi biri olmadığını hep biliyordum.
Não sou boa rês. Não devo ser boa rês.
Ben istenmeyen kötü biriyim sanırım, lanetlik kötü biri.
Hoje näo precisamos dessa música de má rês.
Bugün bu adi müziğe daha fazla ihtiyacımız yok.
Ela não é boa rês.
Bela olur.
Aviso-te de que é má rês.
Sonra söylemedi deme, kötü herifin tekidir.
Má rês.
Kötü tohum.
- É má rês! " - Santo Deus.
- "O, kötü bir adam!"
- É má rês, na minha opinião.
- Bence kötü biri. - Evet.
Ele é só uma má rês, é só isso.
O kötü bir çocuk, hepsi bu.
Ouça, Armstrong, eu soube que Robert Earl era má rês a primeira vez que o vi.
Bak Armstrong... Robert'ı gördüğüm anda suçişleyebilecek biri olduğunu anladım.
Deduz outra rês.
Sürüden bir sığır ayır.
Esse Montrose é má rês.
Montrose huysuz bir adam.
Queria ser conhecido como má rês.
Kötü ün salmışım havası takınmalıydım.
Ele é má rês.
George onun kan dolaşımında.
O Peter disse que era um vereador com poder e que tinha amigos de má rês.
Peter güçlü bir belediye meclisi üyesi olduğunu kuzey sınırında arkadaşları olduğunu söyledi.
O teu pai não era boa rês. Nem tu.
- Senin babanın hiç kimseye bir faydası olmadı, ve senin de olmayacak.
Eu sou má rês.
Ben kötü biriyim.
T rês graves e sete ligeiros.
Üç kritik, yedi küçük vakaya bakabiliriz.
Ninguém aqui é boa rês, mas cumprimos. Tens a tua massa.
Hiç birimiz iyi insan değiliz ama sözümüzü tuttuk ve sen de paranı aldın.
Eu até ontem fui má rês.
Düne kadar durum kötüydü.
Sabemos que o seu irmão é má rês, mas você nunca fez nada.
Ağabeyinin kötü olduğunu biliyoruz ama senin hiç sabıkan yok.
Eu sou má rês.
Genelde kötüyüm.
- Má rês.
- Kötü tohum.
Acabarias por ver a má rês.
Bela olduğunu görürsün sandım.
Bem disse que era má rês.
Onun bela olduğunu söylemiştim.
- Ele é má rês!
- Kalleş herif!
O Hollinghurst é muito boa rês.
Hollinghurst iyi adamdır.
Suzie, o Bob é má rês, e eu vou levar-te a ti e à Madison daqui para fora agora.
Suzie, Bob demek bela demek. Madison'ı ve seni derhâl buradan götüreceğim.
- Sim... Não é boa rês.
Evet, kesinlikle bir çatlak.
Não era boa rês.
Öyle görünüyor ki, pek de iyi bir adam değilmiş.
Mesmo que não seja uma Cylon, a mulher dele não é boa rês e queria mantê-la afastada o máximo de tempo possível.
Çünkü karısı Cylon olsa da, olmasa da, baş belasından başka bir şey değildir mümkün olduğu kadar uzun süre ondan uzak tutmak istedim.
Espere, não conhece estes tipos, eles não são boa rês.
Bekle. Bu adamları tanımıyorsun. Bunlar kötü adamlar.
Assim que o vi, o meu instinto disse-me que era má rês.
Onu görür görmez, içgüdülerim kötü biri olduğunu söyledi bana.
O Roman Vadik não é boa rês.
Roman Vadik çok tehlikeli.
O irmão dela convenceu-a que ele era má rês.
Abisi babamın kötü biri olduğuna inandırmış.
Não era boa rês.
Gerçekten iğrenç bir kişi.
Sei que é má rês.
Onun kötü olduğunu biliyorum.
O tipo do carro era má rês.
Arabadaki adam kötü niyetliymiş.
- Má rês? - Um filho da mãe mau, sim.
Kötü kalpli bir orospu çocuğuydu, evet.
Ele e o Carter são más rês, mas não são a mafia.
Carter'la ikisi kötü adamlar, ama mafya değiller.
Ouve, o Reynolds esteve a contar-me a má rês que o Terry é.
Reynolds bana, Terry'nin ne kötü bir insan olduğunu anlattı.
Este tipo... Ele não é boa rês. - Ele ameaçou o Todd?
Adam pek tekin değil.
Este tipo é má rês.
Bu adam hiç tekin değil.
- São má rês.
Evet kötü bir tohum.
Mas sejam elas quem forem, ele era má rês.
Ama her kimdilerse, kötülerdi.