Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Rói
Rói Çeviri Türkçe
70 parallel translation
- Alguma coisa te rói as entranhas.
- Senin belli ki başka bir derdin var.
O que te rói é o que eu fiz ao Norman.
Norman'a yaptığımdan dolayı böylesin.
Rói-me a corda!
Isır şunları.
- O que é que ele faz, rói-nos o cu?
- Ne yapar, burnumu mu kemirir?
Rói o ferro, morde o aço
Çiğner demiri, ısırır çeliği ;
- Rói, rói.
- Çatır çatır çatlasın.
Rói-nos por dentro, aos poucos.
Seni azar azar bitirir.
Ao som da árvore que cai... é 1 : 30 e esta é a poderosa voz de Lumberton... a cidade onde o povo sabe quanta madeira rói uma marmota.
Düşen ağacın gürültüsünde... Saat şu an 1 : 30 ve Lumberton'un sesi radyosunu dinliyorsunuz... Bir köstebeğin bir ağaçtan geriye ne bıraktığının iyi bilindiği şehir, Lumberton
Rói-te de inveja, gordalhufo enrugado!
Önündekini ye, seni kırışık, buruşuk şişko torba!
- Rói-te de inveja.
- Evet işte karşınızda.
Homer, por favor. Não é só a colcha. Ele é um cão simpático, mas ele rói tudo.
Lütfen sadece yorgan değil herşeyi çiğniyor.
Aquela coisa rói tudo menos a cola.
- Sevgilim neredesin.. - Canım bu zamazingo yapıştırıcıyı değil, pantolonu yiyip bitiriyor..
Se rói as calças, não pensas que vai para...
- Amanın pantolonu yerse.. Allaah.. Sevgilim, duy beni..
Rói absolutamente tudo...
Bu her şeyi yiyip bitirirse.. İmdat... Sevgilim..
E agora, inclinação da Torre de Pisa, rói-te de inveja e esconde-te.
Ve şimdi, Pisa Kulesini öğrenmek için, kalbiniz elinizde koşturmanıza gerek yok.
Kurt Russell, rói-te de inveja.
Kurt Russell, ucuz atlattın.
Recusa ser sua donzela, qu'inveja a rói.
Kıskandığı için vazgeç ona bağlılıktan.
Assim que melhorar, rói-me o cérebro enquanto durmo!
İyileşir iyileşmez ben uyurken gelip beynimi kemirecek.
Sim, ele não ouve, e rói a mobília.
Evet. Söz dinlemiyor ve mobilyaları ısırıyor.
Rói as unhas.
Tırnaklarını yiyor.
- A Rita rói as unhas. Habituas-te.
Rita ondan da beterdir
Rói-te todinho, Donald Trump!
Sıkıysa yetiş bana, Donald Trump.
E durante a ronda do médico, ela rói as unhas.
Ve doktor dolaşırken, tırnaklarını kemiriyor.
O velho Harrison Fisher já rói as unhas, só de se falar no nosso Greg Stillson.
İhtiyar Harrison Fisher'ın, adayımız Greg Stillson'dan ödü patlıyor.
Rói as unhas, menina má.
Tırnaklarını yiyorsun, yaramaz kız.
Então, rói-te de inveja!
O zaman çatla! Buna asla sahip olamayacaksın.
Se olhares mais perto, vais ver que ela rói as unhas. Como é que ela se chama?
Ve daha yakından bakarsan, tırnaklarını yediğini görebilirsin.
Ponham-no numa camisa de forças e aposto... que ele rói os braços só para se libertar.
Onu bir kalıbın içine sokuyorsunuz, yemin ederim,... o kalıptan çıkmak için elinden geleni yapacaktır.
Ei, McQueen... Rói-te de inveja.
McQueen, çatla da patla
Rói pela tua vida!
Hayatını kurtarmak için kemir!
Se um cão rói uma corda, é porque lhe apetece!
Bir köpek halatı kemiriyorsa nedeni bundan hoşlanmasıdır.
Agora, sei o que era aquela estranha sensação, aquela que me rói por dentro.
Şimdi içimi kemiren o garip hissin ne olduğunu biliyorum.
Tinha acesso ao carro, sabia tudo sobre extras topo de gama, e rói as unhas!
Araçlara erişim var, son teknoloji hakkında her şeyi biliyor ve tırnaklarını yiyor.
Não, ele rói para entrar. Ele é um castor.
Hayır... kemiriyor, ne de olsa bir kunduz.
Brando, rói-te de inveja.
- Brando, sen bu işi biliyorsun.
Tiger Woods, rói-te de inveja.
Tiger Woods, çatla.
Ele rói tudo.
Her şeyi kemiriyor.
Quem é que rói vinil?
Kim plak çiğnemek ister ki?
Rói-te de inveja.
Buna ne diyorsun?
- Isso rói-te por dentro.
- Kötü bir his...
Sim, o novo e brilhante modelo com aquela coisa para o carro, por isso rói-te de inveja...
Şu arabaya takılan cinsten, hem de en yeni modelinden. Kıskandın mı?
Ele rói coisas quando fica inquieto.
Geç kalınca azıyor.
Sim, acabei de comprar um Camry, por isso, rói-te todo.
Evet, daha yeni Camry satın aldım, şiştin mi?
Você rói unhas, tem cheiro de desinfectante nas mãos, mas está a tentar deixar pela Trina, o que acho admirável. O que quer?
Tırnaklarını yiyorsun ve el dezenfektanı kokluyorsun ama bu mereti Trina için bırakmaya çalışıyorsun ki bence takdire değer.
Ela está assustada, tem descendência italiana, rói as unhas, não gosta de animais de estimação nem de ananás.
Korkmuş, italyan kökenli, tırnaklarını yiyor evcil hayvanlardan ve ananastan hoşlanmıyor.
Rói-te, Peg.
Milli marşımız için lütfen ayağa kalkar mısınız?
Rói-te de inveja.
Keyfine bak dostum.
Connie Chung, rói-te de inveja.
Yuen Ying Chan kıskançlıktan çatlayacak.
Rói-te de inveja, Barbie.
Barbie, çatla emi.
NHÃ, NHÃ, ESTAMOS DE VOLTA LISA MANDA, BURNS RÓI-SE
DÖNÜYORUZ.
Rói a trela e solta-se?
Tasmasının kayışını ısırıp koparıyor, desenize.