Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Saí
Saí Çeviri Türkçe
6,059 parallel translation
Meti os intestinos para dentro, fechei-me com fita-cola e saí dali.
Sonra bağırsaklarımı tekrar içeri tıktım yaramı koli bandıyla tutturdum ve sürünerek yolumu buldum.
Saí, mas estou de volta aos negócios.
Evet, fakat işime dönmeliyim.
Começaram a discutir, eu comecei a sentir-me a mais e saí.
Biraz kavga eder gibi oldular. Ben de üçüncü teker gibi hissedip çıktım.
Saí pouco depois das sete.
Sanırım saat 7'yi geçiyordu.
Eu saí das trincheiras.
Dostum ben savaşlardan çıktım.
Chegou ao escritório de Chicago quando eu saí de DC.
Ben ayrıldığım sıralarda Chicago ekibine katıldı.
Saí na outra noite, para comprar um maço de cigarros, e alguém me agarrou por trás e colocou-me alguma coisa na boca.
Geçen gece biraz tüttürmek için dışarıya çıktım, biri beni arkamdan yakaladı ve ağzıma birşey tıktı.
Fingi desmaiar e, quando ele me deixou sozinho, saí o mais rápido que pude.
Kendimden geçmiş gibi davrandım ve o da beni yalnız bıraktı, kendimi o cehennemden dışarı attım.
Entrei e saí sem que ninguém me visse.
Kimse fark etmeden girip çıktım. Şimdi sırada benim isteğim var.
Saí há 4 meses da Academia.
Akademiden ayrılalı dört ay oldu.
Eu nunca esquecerei quando saí da igreja e te vi pela primeira vez.
Kiliseden çıkıp seni ilk kez gördüğüm anı hayatım boyunca unutamayacağım.
Quando saí do consultório do médico, passei numa pastelaria... e não conseguia sair.
Doktorun ofisinden çıkınca bir kahvecinin önünde durdum. Arabadan çıkamadım.
Saí, Penelope.
Kenna ile Kraliçe...
Saí.
Defol. Ne? Hemen!
Deixai-me sozinho. Saí.
Git Beni yalnız bırak Def Ol.
Não posso ouvir nem mais uma palavra. Saí.
Başka bir lafını duyamam.
- Conspiração. Saí da aldeia para enganar o carrasco.
Celladı kandırıp kasabayı terk ettim.
Quando saí do exército, achei que só me restava a faculdade local.
Ordudan çıktığımda, bölge üniversitesi benlik demiştim.
Nem sei como saí.
Partiden ayrıldığımı bile hatırlamıyorum.
Não é um homem que saí um tempo, e não correu bem.
O bir süre çıktığım ve çalıştığım sıradan - bir erkek arkadaş değil..
- Eu saí da estrada...
- Otobanda kenara çektim.
- Saí com ele uma vez.
Bir kereliğine de olsa onunla çıkmalısın.
- Saí com a sobrinha da Mollie.
Sen de Mollie'nin yeğeniyle çıkmalısın.
O quê? Não me sentia bem e saí mais cedo.
- Kendimi iyi hissetmiyordum.
Quando saí dali, vinha doente.
Oradan ayrıldığımda, hastaydım.
As coisas pioraram depois disso, e saí de casa com 15 anos.
Durumlar sonrasında epey kötüleşti ve ben de 15 yaşında evden ayrıldım.
Mas a última vez que saí da prisão, a minha mãe disse-me que não ia cá estar sempre para me apoiar, que eu a tinha envergonhado, que eu... que eu tinha envergonhado Deus.
En son hapisten çıktıktan sonra annem bile bana destek olmayacığını söyledi onu utandırdığımı, tanrıyı utandırdığımı söyledi.
Saí para fumar quando ele saiu, para poder vigiá-lo, e vi onde ele foi.
Peki.
Olha, eu já saí com várias das mulheres que trabalham neste edifício.
Bakın, bu binadan birçok kadınla çıktım.
Claro que não saí daí, mãe, passaste por mim há dois segundos.
Tabii ki gitmedim, anne. İki saniye önce yanımdan geçtin.
Saí da escola quando tinha 11 anos.
11 yaşındayken okulu bırakmıştım.
Pude sentir o cheiro assim que saí do avião.
Uçaktan iner inmez o kokuyu aldım.
Cita uma pessoa, Amantha, só uma... cuja vida é melhor desde que saí.
Bir insan söyle Amantha. Sadece bir kişi. Ben çıktıktan sonra hayatı daha iyi olmuş bir kişi.
Não li nada desde que saí.
- Çıktığımdan beri hiçbir şey okumadım.
Sempre que te dei o benefício da dúvida saí-me mal.
Ne zaman hakkında iyi niyetle bir şeyler düşünsem götümde patlıyor.
Fomos presos juntos, e quando saí da prisão, ouvi dizer que ela tinha sido exilada um ano antes.
Birlikte tutuklanmıştık,... ve hapisten çıktığımda, benden bir yıl önce sürgün edildiğini duydum.
Saí e um carro estava a arrancar, tinha uma cruz branca na janela.
Dışarı çıktığımda, camında beyaz haç işareti olan bir araba uzaklaşıyordu.
Foi assim que saí. Rastejei até lá atrás
Ben de bu şekilde çıktım, arkadaki boşluktan sürünerek.
Eu só fui lá naquela noite e... Nunca saí.
Geçen gece gelmiştim ve hiç eve gitmedim.
Quando saí da cama esta manhã e ainda estava a olhar pela pequena janela por cima da nossa cômoda, para o semáforo que está na rua 39, que está sempre verde acima do campo de feno, eu nunca teria dito :
Bu sabah kalktığımda, çayırı geçtikten sonra hep yeşil yanan 39. caddedeki trafik ışıklarına komodinin üzerindeki küçük pencereden bakarken... "Bugün, Daniel G.D. Holden'la Florida'ya gideceğim gündür." demezdim hiç.
Nunca saí da minha terra.
Evimden hiç ayrılmadım.
Quando saí da casa de banho, ele estava na porta.
Lavabodan çıktığımda orada dikilmiş duruyordu.
Quando saí da sedação, fiquei lúcido.
Yatıştırıcının etkisi geçtikten sonra zihnim açıldı.
Diz que a pré-escola é mais importante que a faculdade, mas, sabe, eu não fui para nenhuma e acho que me saí muito bem.
Kreşin, üniversiteden daha önemli olduğunu söylüyor. İkisine de gitmedim ama ve bence güzel bir son getirdim.
"Nu saí do ventre da minha mãe " e nu irei partir. "
Bu dünyaya çıplak geldim çıplak gideceğim.
Saí pela porta das traseiras da minha residência e comecei a correr.
Kaldığım yerin arka kapısından çıktım. Koşmaya başladım.
Saí em maio passado para ser chefe de Patologia, na universidade.
Geçen Mayıs ayında Penn State'in Patoloji bölüm başkanı oldum.
Quando eu estava em Fatu Hiva, a passar um tempo na praia... Saí para correr. Nada de mais.
Fatu Hiva'da sahilde vakit geçirirken koşuya çıkmıştım.
Saí com o Marvin.
- Marvin'le dışardayım.
E saí fora.
Vendia üniversitede,, sanat okulu ödemek için. Ve ben kapalı bıraktı.
Eu paguei e saí.
Ona parasını verdim ve gitti şimdi de.