English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Scanner

Scanner Çeviri Türkçe

636 parallel translation
O scanner.
Tarayıcı.
- O meu scanner médico.
- Tıbbi tarayıcının önünden.
Não, uma extraterrestre evitaria que o meu scanner apitasse.
Hayır, bir uzaylı tarayıcıma "biiip" yaptırmayacak kadar akıllıdır.
Capitão, pode espreitar o seu scanner automático, por favor?
Kaptan, otomatik tarayıcınıza bakar mısınız, lütfen?
Chekov, fique aqui no scanner.
Chekov, taramayı devral.
- Valores do scanner.
- Tarama bulguları.
A criatura abandonou a nave a grande velocidade warp e está quase fora do alcance do scanner.
Yaratık gemiyi yüksek Warp hızında terk etti. Neredeyse tarama aletinin menzili dışında.
Um desenvolvimento muito curioso no scanner 57.
Tarayıcı 57'de çok ilginç bir gelişim var.
- Fala o Kirk. A tempestade reapareceu no scanner e avança rapidamente.
Fırtına tarayıcıda yeniden belirdi ve hızla yaklaşıyor.
Vou passar para o scanner dianteiro.
Ön tarayıcıya geçiyorum.
Aí estão os registos do scanner. Está tudo normal, à excepção disto. - O que é isso?
Bu tarama kaydı... kesinlikle normal, şunun dışında.
- E o scanner?
- Tarayıcı?
Não recebemos sinal nenhum no scanner de longo alcançe.
Uzun menzilli tarayıcıda hiçbir şey yoktu.
- Scanner activo.
Tarayıcı devrede.
O Scanner acusa intrusos.
Tarayıcılar izinsiz giriş rapor ediyor.
O nosso scanner mostra os destroços de uma das nossas naves.
Gemilerimizden birinin enkazını saptıyoruz.
O scanner indica que eles são uma raça inteligente, Archon.
Alfalıların tarama raporu, onların akıllı bir ırk olduğunu gösteriyor.
Comandante! O scanner de longo alcance indica possíveis formas de vida.
Komutan, uzun menzil tarayıcıları olası hayat formları tespit ediyor.
Estação oito, por favor vigiar scanner de longo alcance.
İstasyon 8, lütfen uzun taramaya devam edin.
Estou de volta ao scanner.
- Tarayıcıyı geri alıyorum.
Comandante! O scanner de longo alcance detecta aproximação de naves.
Komutan, uzun menzil taraması yaklaşan gemiler gösteriyor.
Não vai vê-los no scanner, Capitão.
- Senin tarayıcında gözükmeyecekler.
Comandante, não estou a apanhar nada no scanner... se estamos a apenas três centons do alvo...
Komutan, tarayıcımda birşey görmüyorum. - Eğer hedefe sadece 3 dakika mesafedeysek...
Apollo, de acordo com o meu scanner, a rota que seguimos fica bem longe do caminho dos caças Cylon.
Apollo, tarayıcıma göre mekiklerin rotası Cylon savaşçılarından uzakta.
Scanner de longo alcance indica naves desconhecidas em aproximação.
Uzun menzil taraması bilinmeyen gemilerin yaklaştığını gösteriyor.
Coloque o scanner no vídeo, por favor.
Video taramasını görüntüleyin lütfen.
Detectámos naves de guerra Cylons a aproximar-se, no scanner de longo alcance.
Uzun menzil tarayıcımızda Cylon yıldız üsleri tespit ettik.
Apollo, dois alvos no meu scanner logo acima da velha lua de Cimtar.
Apollo... Tarayıcımda iki hedef var. Eski ay Cimtar'ın tam üstünde.
O scanner diz que está vazio.
Tarayıcıya bakılırsa, boş.
Apollo, é melhor olhares para o teu scanner.
Apollo, tarayıcına baksan iyi edersin.
Senhor, o scanner de longo alcance... mostra um grande número de naves na nossa direção a alta velocidade.
Efendim, uzun menzilli tarayıcılarımız çok miktarda geminin hızla bize doğru yaklaştığını gösteriyor.
Detetámos uma nave tanque vazia no nosso scanner.
Tarayıcımızda boş bir tanker gördük.
Comandante, o scanner de longo alcance apanha onda atrás de onda... de pequenas naves que se dirigem para os planetas do interior.
Komutan, uzun menzilli tarayıcımız, küçük gemilerin dalgalar halinde gezegenlere doğru yöneldiğini tespit etti.
Comandante, naves base de Cylon no scanner de longo alcance... lançando para todos os planetas do exterior.
Komutan, uzun menzilli tarayıcımıza göre, Cylon ana gemileri diğer gezegenlere yöneldiler.
Navegaremos por scanner e vamos varrer tudo o que tiver à nossa frente... com turbo lasers.
Tarayıcılarımızla hareket edip, önümüze çıkan her şeyi turbo-lazerlerle süpüreceğiz.
Negativo. O meu scanner está a arder.
Benim tarayıcım çok ısındı.
- Está muito brilhante para o scanner.
- Tarayıcılar için ışık çok fazla.
O meu scanner indica que está orientado para intersetar a mina... dentro de 24 milicentons.
Tarayıcım, yönünüzün 24 milicenton sonra, maden alanıyla kesişeceğini gösteriyor.
O scanner deteta um grande conjunto de objetos em rápida aproximação.
Tarayıcı, hızla yaklaşan, çok sayıda cisim saptadı.
Batemos-lhe? Estamos já a detetar ataque dos guerreiros no scanner.
Tarayıcımız, yaklaşan savaşçılar saptadı.
Já temos o cruzador no scanner... vamos segui-lo.
Yok ediciyi şimdi tarayıcımızda görüyoruz ve onları izleyeceğiz.
Para aumentar a nossa capacidade de scanner, para o caso de eles se lembrarem de trazer mais cruzadores... para nos apanharem no fogo cruzado.
- Tarayıcı menzilimizi büyütmek için. Daha fazla yok edici çağırıp bizi çapraz ateşe tutmaları olasılığına karşı.
Estou a apanhar-te no scanner...
- Seni tarayıcımda gördüm.
Num micron estava no scanner, depois sumiu-se.
Bir saniye önce tarayıcımdaydı, sonra gitti.
Está a sair do alcance do Scanner.
Şimdi tarayıcı menzilinden çıktı.
Se o vaivém tentar regressar antes de entrarmos na órbita de Lunar Sete, ou se apanharmos algum Viper a perseguir-nos, no nosso scanner, carrego neste pequeno botão, e faço explodir o vaivém e todos os que vão a bordo em mil pedaços.
Biz Lunar Yedi'nin yörüngesine girmeden mekik geri dönmeye kalkarsa ya da tarayıcılarımızda bizi takip eden bir tek Viper görürsek bu küçük düğmeye basarım ve mekikle birlikte içindeki herkesi milyonlarca parçaya ayırırım.
Baltar, o scanner.
Baltar, tarayıcı.
Liga o scanner daquela bancada.
Şu masadaki tarayıcıyı aç.
Coronel, é o Dr. Wilker no scanner. Coronel, estamos prontos, acho eu.
Albay, Dr Wilker ekrana geliyor.
Comandante, não estou a apanhar nada no scanner...
- Komutan tarayıcımda birşey görmüyorum.
Nada no meu scanner.
Tarayıcımda hiç bir şey yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]