English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Segui

Segui Çeviri Türkçe

5,089 parallel translation
Está bem, então ele trabalha para o Bembenek, contrata o atirador para o carro-forte e dá as dicas, porque assim sabia que colocávamos alguém e que íamos segui-los.
Pekala, demek ki Bembenek için çalışıyormuş. Zırhlı araçtaki tetikçiyi kiralamış. Sonra da bir adamını yakaladığımızı ve kendisini takip etiğimizi öğrenince çeteyi uyarmış.
Segui o carro da Dra. Barton até lá com um drone de vigilância.
Dr. Barton'ın arabasını gizlice takip etmiştim.
Esperai um momento, depois, segui-me.
Bekle bir dakika. Beni sışarıda takip et.
Câmaras nas lâmpadas, helicópteros negros a segui-la.
Ampul yerlerindeki kameralar, onu izleyen siyah helikopterler.
Então porque é que o parvo do meu filho continua a segui-lo?
O zaman neden benim yarım akıllı oğlum kıçının dibinden ayrılmıyor?
Segui noutra direcção.
O yüzden ben de farklı bir alana yöneldim.
Vamos conseguir segui-la até um painel de controle... e abri-lo.
Bunu bir kontrol paneline kadar takip edip geçidi açmamız gerekir.
Vou segui-lo esta noite.
Bu gece takip edeceğim.
Está bem, segui o sujeito a voltar do jantar e ir a uma reunião na igreja.
Geri akşam ve bir kilise toplantısına gitmek Ben, TJ nerede bilmek kadar - Sonra... 57 ucuz bir otelde adamı geri izledi. Tamam, ben adamı izledi.
Acho que ela pensava que a Cúpula iria segui-la, e que te ia poupar!
Bence Kubbe'nin onu takip edeceğini ve seni bağışlayacağını düşündü.
Segui o Dobbs até ao motel, e ali estava, vendo televisão como se nada importasse no mundo.
Dobbs'u otele kadar izledim, oradaydı dünya umurunda değilmiş gibi televizyon izliyordu.
Segui em frente.
Hayatıma dışarıda devam ediyorum.
Vi Mrs. DiLaurentis na floresta e tentei segui-la.
- Ne oldu? Bayan DiLaurentis'i ormanda gördüm ve onu takip etmeye çalıştım.
E se anda a segui-la há semanas?
Ya onu haftalardır takip ediyorsa?
E se Mrs. D tem alguém a segui-la há meses? Ou anos?
Ya Bayan D. Ali'yi aylardır, hatta yıllardır ona takip ettirtiyorsa?
Eu segui o Reese.
Reese'i takip ettim.
Vais segui-lo e vais acabar com ele.
Takip edip işini bitireceksin!
- Não, vou segui-la.
Onu takip edeceğim. Tamam.
Irá segui-las enquanto o acompanha em Hill.
Mektupta anlatılanları takip ederek, seni gezdirdikleri gibi kasabada gezdir.
A noite passada, eu segui-te até à floresta.
Dün gece, ormana kadar seni takip ettim.
Senti que não estava a ser honesto, por isso segui-o.
Bana tamamen dürüst olmadığına dair içimde bir his vardı... -... bu yüzden seni takip ettim.
Estamos a segui-lo, Senhor.
Çoklu Tehlike Uyarı Merkezi'ne kadar arkanızdayız, efendim.
Saberia se tivéssemos sido vistos, e o meu trabalho é activar uma equipa para segui-la.
Bizi görselerdi bilirdim. Benim işim peşine düşecek timi aktif etmektir.
Segui-o até aqui.
Peşinden buralara geldim.
O Lyle matou a Angie! Segui-o até aqui!
Angie'yi Lyle öldürdü, buraya kadar izini sürdüm.
Não segui, juro!
! - Yemin ederim etmedim.
Se acharem que está relacionado com a Ann Gallagher, será a última coisa que vão fazer. Vão segui-lo.
Bu sabah Tommy Lee Royce'un annesini görmeye gittim.
" Não me queria sentir desta forma, por isso segui um atalho.
Böyle hissetmek istemedim, o yüzden kestirme yolu kullandım.
Segui as pistas o quanto pude.
Mümkün olduğunca belgelerin izini sürmeye çalıştım.
Segui o protocolo médico Q-9 à risca.
Q-9 tıbbi yönergesini harfiyen uyguluyorum.
Segui o Wilson até um consultório psiquiátrico antes.
Wilson'ı bugün psikiyatrist ofisine kadar takip ettim.
Annie, tu vais segui-lo. A Joan e eu vamos trabalhar num plano de acção.
Annie, sen kuryeyi takip edeceksin, Joan ve ben bir plan yapacağız.
Podemos segui-lo, mas é arriscado.
Onu takip edebiliriz ama bu çok riskli.
Por que andas a segui-los?
- Hayır, neden onları takip ediyorsun?
Bem. Segui a Detetive Cross.
Sonya Cross'u takip ettim.
Eu vou segui-la.
Onu takip etmeye gidiyorum.
Devemos segui-lo?
Pesine birini takmali miyiz?
Que ele avisará o Abdul Fatah que o COEC está a segui-lo.
O bilgiyi satacağını ve Abdul Fatah'a JSOC'la ilgili haber uçuracağını farz et.
- Vou segui-la.
Onu takip edeceğim.
E segui-te até casa. E desde então que não consigo ter uma colecção de vinhos decente.
Ve o zamandan beri daha iyi bir şarap koleksiyonum olmadı.
Era um sem-abrigo cambaleante, com cinco mochilas às costas. Ele entrava no mato tão devagar que nem dava para segui-lo, pois seria óbvio demais.
Biliyorsun, o, beş sırt çantasıyla dolaşan berduş evsiz biriydi ve ormana doğru o kadar yürüyordu ki bu kadar ağır hareket eden birini, her şey ortada olduğu için takip edemezsin.
Eu segui o protocolo para morte acidental à letra.
- Kazaen vefatı mektupla iletme işlemini yaptım.
Preciso que nos ajudes a segui-lo. Por mais que quisesse ajudar, estou a tratar de um assunto mais urgente.
Kardeşimi bulmayı ne kadar istesem de şu anda daha ağır basan başka işlerim var.
Segui o exemplo dos meus pais. Ensinaste-me exatamente como te deveria tratar.
Ne yaptığımı mı soruyorsun?
Guiai-me e segui-la-ei.
Yol gösterin ben gelirim.
Não, eu segui-te para te dizer que ele não te vai ouvir, mas que ele poderá ouvir outra pessoa.
Hayır, seni dinlemeyeceğini ancak başkasını dinleyebileceğini söylemek istedim.
Segui em frente, Mabel.
Vuup. Yoluma devam ediyorum, Mabel.
Estavas a segui-lo?
- Onu takip mi ediyordun?
Segui o Sparks até ao motel onde o mantinha.
Onu sakladığı motele kadar Sparks'ı takip ettim.
Não posso segui-los.
Takip edemem onları.
Numa hora, temos alguém a segui-lo. Quando é que voltaste para a polícia?
Kızınızın zarar görmediğine dair bir kanıt isteğiniz oldu mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]