Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Serà
Serà Çeviri Türkçe
63 parallel translation
Ou serà antes este?
Ya da belki buna?
È melhor ir de comboio até Cattaras, ou serà preferível de manhä?
Cattaras'a trenle gitmek mi daha iyi, yoksa sabaha mı daha iyi?
Serà em breve.
Daha çabuk bulursun.
Se fores preso, serà um problema para mim.
Eğer cezaevine geri gidersen, bu benim için bir bela.
Serà que aqui é hora de Veräo?
Acaba burada saati geri alıyor muyuz?
NESTE LOCAL SERÀ CONSTRUÍDO
BURADA VALİ STARK'IN
Serà que estou tão apaixonada por ele que os outros me parecem ridículos?
Ötekilerini aptal bulacak kadar ona aşık mıyım?
Serà possível que eu, Natasha, serei mulher deste homem estranho... que meu pai tanto admira?
Ben Nataşa'nın bu garip, saygın adamın karısı olmam mümkün mü, babamın dahi saygı duyduğu?
Serà verdade que acabaram as brincadeiras?
Hayatın artık bir oyun olmaması mümkün mü?
Quando eu partir, serà sua para fazer com ela o que quiser. "
Ben öldüğümde nasıl istiyorsan öyle yapmak senin elinde olacak. "
Se o caso dela näo é assim, näo sei qual serà.
Yeğenim de insanlıktan uzak, ümitsiz vaka değilse kimse değildir.
Serà boa ideia?
Bu mantıklı olur mu?
Tal como serà sempre.
Her zaman olacağı şekilde.
O que serà que aconteceu?
Neler oluyor acaba?
Depois, serà a minha vez!
Sonra sıra bende!
Espero até à próxima oportunidade, que serà em breve, espero.
Bir dahaki seferi bekleyeyim. Umarım yakında olur.
- Serà um emprego ou uma audição?
- Sence iş mi, deneme mi?
- Serà o mais acertado para o Nick?
- Nick için doğru mu?
Serà como eu digo ou não acontecerá.
Ya dediğim gibi olur, ya da hiç olmaz.
O principal objectivo dos alemäes serà manter o nό da rede rodoviária das Ardenas.
Almanların ilk amacı Ardennes'in merkezindeki yolları güvenceye almak olacaktır.
Serà o mais bonito lá.
En yakışıklı...
- Serà como dinheiro de casa.
Çantada keklik bayım.
Se eu puder escolher, serà como presidente.
Seçme şansım olsaydı başkan olarak gelirdim...
Serà a ùltima vez que vou guià-lo durante uns tempos.
Onu biraz daha sürmem için bu son fırsat.
Tenho a certeza que serà adequado.
Eminim rahat edeceksiniz.
Serà que o Mr. Twain descobriu o seu segredo?
Bay Twain sizin sïrrïnïzï kesfetmis olabilir mi?
Pareces-me mais alto. Por que serà?
Boyun daha uzun görünüyor.
O primeiro barco de resgate, no caso de um voo abortado, serà o U.S.S. Kitty Hawk, que està localizado a 350 milhas náuticas a sudeste das Bermudas.
Uçuşun iptali durumunda kullanılacak ana kurtarma gemisi USS Kitty Hawk, Bermuda'nın kuzeydoğusunda 350 deniz mili açıkta bekliyor.
Serà difìciI localizar este avião do ar.
Bu uçağı havadan tespit etmek zor olacaktır.
Mas não se preocupe, pois a cicatriz não serà grande.
Merak etmeyin. Pek iz kalmayacak.
Alto lá, serà que detecto um sentimento de culpa?
Suç ifadesi mi görüyorum anne?
"Quem casa um Zé-ninguém, serà ninguém".
Hiçle evlenirsen, hiç elde edersin.
Serà que a dor é diferente para um homem religioso?
Dindar birinin, acıya nasıl tepki verdiğini merak ediyorum.
Serà escolhido outro Regente.
Başka bir naip seçilecek.
Dentro de 20 anos, poderão ultrapassar-nos e, então, serà a vossa vez de ajudar a China.
20 yıl içinde, bizim ilerimize geçebilirsiniz. Ve o zaman, Çin'e yardım etme sırası sizin olur.
E quando ele não descer, serà o Presidente quem reinará.
O zaman da muhtar takar tacını.
Serà o diabo para pagarem!
Bunu ödeteceğim!
Serà música para os meus ouvidos!
Kulağıma müzik gibi gelecek!
Serà para mim.
O benim.
Serà isso que 1 3 anos de encontros em Manhattan fazem a uma mulher?
Manhattan'daki 13 yaşındaki bir kadının randevusu değildi ki bu.
Na Bolsa actual dos namoros, serà sensato liquidar certas acções, ao primeiro sinal de que talvez não se portem como esperado?
Günümüzün randevu marketleri, mantıklı bir şekilde hisselerin elden çıkarılması bunun olması için de birinci işaret beklentilerin hemen boşa çıkması mı?
- Serà como o chá gelado de Long Island?
- Long Island Buzlu Çayı gibi mi?
Serà pedir muito?
Çok şey mi istiyorum?
Para a semana, serà outra crise qualquer.
Haftaya bir kriz daha geçireceksin!
Atrevo-me a dizer que serà um alívio para ti.
Doğrusu bu omzundaki yükü hafifletecek Andrew.
ELE SERÀ NOSSO PRISIONEIRO.
ONU ESİR ALlRlZ.
Serà roliço, serà atrevido?
Bol mu yoksa arsız mı?
A sede diz que serà ali a cabeca de ponte.
Merkez bu sahile çıkarma yapacağımızı söylüyor.
- Sim, mas não serà fácil...
Bu kolay olmayacak...
Serà normal?
Bu normal mi?
Mais um ano e serà tarde demais.
Bir yıl sonra çok geç olabilir.