Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Shores
Shores Çeviri Türkçe
50 parallel translation
O Sr. Shores.
Bay Shores.
Quando podemos ir ver o Sr. Shores?
Şu Bay Shores'u ne zaman görebiliriz?
Interessa-lhe a indústria do entretenimento?
Bay Shores, gösteri dünyasıyla ilgileniyor musunuz?
Parecemo-nos, Sr. Shores.
Çok ortak yönümüz var Bay Shores.
- Obrigado, Sr. Shores.
- Teşekkürler Bay Shores.
Sr. Shores.
Bay Shores.
9 % da companhia.
Şirketin % 9'u Bay Shores.
Sim. O Sr. Shores me disse.
Evet, Bay Shores bana söyledi.
Mostrei-lhe o contrato ao Sr. Shores.
Bay Shores'a sözleşmeyi incelettim.
Talvez só se trate de dinheiro para ti e para o Sr. Shores... mas é uma grande parte de minha vida!
Seninle Bay Shores için rakamlardan ibaret olabilir... ama benim için hayatımın bir parçası!
Estamos a reclamar a Hoover e South Shore. Já temos 32 gajos.
Hoover, South Shores, hapishane falan yani.
Falaste de Jersey Shores.
Jersey kıyısıylâ ilgili bir şey söylemiştin.
Há mais "off-shores" para além da de Zurique e das Ilhas Caimão?
Hayır, ya sence? Benzer kişileri biliriz.
Lá no Shining Shores eu acho mesmo que estou a ajudar as pessoas.
burada insanlara gerçekten yardımcı olduğumu düşünüyorum.
- Shining Shores?
burada mı?
- Shining Shores.
- Shining Shores.
Existiam contas em off-shores contabilidade falsa, e um rasto que conduziu desde o tesoureiro da empresa, Tom Mastroeni, até um especulador libanês que ninguém conseguia encontrar,
Sahte defterler ve offshore hesaplardan ; şirketin mali işler sorumlusu Tom Mastroeni ` den kimsenin kim olduğunu öğrenemediği gizemli Lübnanlı spekülatör M. Yass ` a uzanan bir iz ortaya çıktı.
Está em Miami Shores.
Miami Shores'da.
- Só há uma fonte que abastece o parque, é o reservatório de Miami Shores. - A água do parque é tratada.
Parkta temizlenmiş atık su kullanılıyor.
São ambas voluntárias na escola básica de Potomac Shores, certo?
İkiniz de aynı yatılı okulda gönüllü olarak çalışıyorsunuz, değil mi?
Depois foi directamente da prisão à pista de Miami Shores?
Yani, hapishaneden doğruca Miami Shores Havaalanı'na gittin.
Andou numa de garanhão, com uma empregada de mesa do Miami Shores.
Miami sahillerinde bir kokteyl garsonu kızla berabermiş.
Olá, Muller. Olá, Shores.
Ne haber Muller?
Sim, o detetive Shores. Ele deu-lhe o polar dos Bulls?
Doğru, dedektif Shores size Bulls kazağını o mu giydirdi?
Não, mas quando tentei tirá-lo o Shores disse :
Hayır. Ben çıkartmaya çalıştım ama Shores denen herif "çıkartma" "üstünde kalsın" dedi.
A defesa chama o detetive Shores como testemunha.
Savunma detektif Alec Shores'u tanık olarak çağırıyor.
O detetive Shores não está na lista da defesa.
Detektif Shores tanık listesinde değil.
Anotar que o agente tentou limpar o nariz com a manga direita.
Dedektif Shores'un burnunu sağ kol gömleğinin ön kısmı ile siler gibi yaptığı zapta geçsin.
Detetive Shores, o que ia fazer?
- Dedektif Shores, ne yapmak üzereydiniz?
Está sob juramento, detetive Shores.
Yemin ettiniz Dedektif Shores.
Meritíssimo, dado o testemunho, pedimos que excluam as anotações do detetive Shores do registo.
Sayın Hâkim, bu ifadeye dayanarak, Dedektif Shores'un bulgularının zabıt dışı bırakılmasını rica ediyoruz.
O elo fraco deste caso é o Shores.
Bu davadaki zayıf nokta Shores.
O Shores foi acusado de colocar a arma.
Shores tabancayı olay yerine yerleştirmekle suçlanmıştı.
O detetive Shores nunca foi culpado por colocar uma arma.
Dedektif Shores hiç bir zaman silah yerleştirmekten suçlu bulunmamıştı.
O detetive Shores é um honrado detetive de homicídios.
Dedektif Shores onurlu bir cinayet dedektifidir.
Se não posso confiar no Shores, não posso confiar nas provas ligadas a ele.
Eğer Shores'a güvenemezsem, onun bulduğu kanıtlara da güvenemem.
Rebecca West, de Miami Shores.
Miami Shores'tan Rebecca West.
Estamos na praia de Miami. A nordeste da Rua 2, 1588.
Miami Shores'un dışındayız. 1588, ikinci caddenin bitiminin kuzeydoğusunda.
Endereço local, Miami Shores.
Yerel adresi, Miami Sahili.
O jardim dos Shores, fixe.
Arka bahçe olduğuna eminim, iyiymiş.
A chamada foi para o distrito de Shores.
Arama Miami Shores polisine yönlendirilmiş.
Fomos a Gulf Shores para ver o pôr do sol.
Gulf kıyısına gidip güneşin doğuşunu izlemiştik.
Ele não está a perder dinheiro, está a roubá-lo. Vou-te dizer o que deves fazer... procura transacções anónimas em off-shores.
Parayı kaybetmiyor, onu çalıyor. Ne yapacağını söyleyeyim. Gizli dosyalanmış offshore hesaplarını arayın.
Acho que está em Gulf Shores.
Şimdi Gulf Shores'da sanırım.
Fez-me conduzir directo para aqui, e nem parou para ver a vista de Golf Shores.
Doğruca buraya sürdürttü bana, Körfez Sahilde durup manzaraya bakmama bile müsaade etmedi.
Foi condenada a receber tratamento no "Mercy Shores Women's Recovery Center", em Hart Island.
Hart Adası'ndaki Mercy Sahilleri İyileşme Merkezi'nde mahkeme kararıyla tedavi görmüş.
Remei e remei por ali fora até que cheguei às margens de Utgard que fica entre a água e as montanhas.
* I rowed and rowed across * until I reached the shores of Utgard * which lies between the water and the mountains.
Peg Donovan, da costa de Miami.
Miami Shores'dan Peg Donovan.
Estão muito ocupados.
Merhaba Shores.
- Shores.
- Shores.