Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Sinai
Sinai Çeviri Türkçe
118 parallel translation
JE Abrahams, do Mount Sinai Hospital, ou do Beth Israel.
Abrahams mı? Evet. JE Abrahams, Sina Dağı Hastanesi, Beth Israel, yada her ikisi.
Mas para um escravo condenado como Josué... pode significar a diferença entre morrer nos espetos, ou viver nas minas de cobre do Sinai.
Fakat Yeşu gibi suçlu bir köle için... dikenler üzerinde ölmek ile Sina'daki bakır madenlerinde yaşamak arasındaki farkı belirleyebilir.
Sinai é o seu ápice. O seu templo.
Sina onun tapınağı.
Jamais homem algum pisou nas encostas proibidas do Sinai.
Sina'nın yasak yamaçlarına ayak basan olmadı.
A paz esteja convosco, xeques do Sinai.
Barış sizinle olsun Sina şeyhleri.
- Desejo-vos força, xeques do Sinai.
- Güç sizin olsun, Sina şeyhleri.
E Moisés levou Israel do Mar Vermelho para os ermos do Sinai.
Ve Musa İsrail oğullarını Kızıl Denizden çıkartıp Sina çölüne götürdü.
Companheiros presentes e todos os que nos ouvem nas montanhas santas do Sinai numa era da antiguidade, Deus ditou-nos a sua Lei. E aqui, nesta sala...
Yurttaşlarım ve görünmez dinleyici dostlar, antik zamanlarda kutsal Sina'nın kutsal tepelerinden bizi koruyup ve burada, bu mahkeme salonunda bu mahkeme salonunda...
Nas montanhas santas do Sinai na antiguidade, Deus deu-nos a lei.
Antik zamanlarda kutsal Sina'nın kutsal tepelerinden bizi koruyup, siper olan kanun geldi.
Sim, atravessarei o Sinai.
Sina'yı geçeceğim.
O Sinai?
Sina'yı mı?
Atravessarás o Sinai?
Sina'yı mı geçeceksin?
Judeia, Jordânia, Arménia, Fenícia, as províncias do Sinai e Arábia as ilhas de Chipre e Creta.
Judea, Ürdün, Ermenistan, Fenike, Sina ve Arabistan'daki şehirler Kıbrıs ve Girit adaları.
Moisés a descer do Monte Sinai.
Sina Dağı'ndan inen Musa.
Quer dar entrada no Mount Sinai já esta noite?
Bu akşam Mount Sinai Hastanesine gitmek ister misin?
Em 29 de Outubro de 1956... sob o Comando do Comandante Chefe Moshe Dayan... o Exército Israelita, na maioria reservistas atravessaram a Peninsula do Sinai, tomaram a Faixa de Gaza, mais todo o Sinai em menos de 100 horas.
29 Ekim 1956'da Genelkurmay Başkanı Moşe Dayan emrindeki İsrail ordusu Sina Yarımadası'nı geçerek Gazze Şeridini ve tüm Sina'yı 100 saatten kısa bir sürede ele geçirdi.
E em resposta às garantias das NU, a liberdade de navegação dos barcos Israelitas... e toda a navegação no Golfo de Aqaba... e um fim aos ataques terroristas, O meu Governo está preparado para anunciar planos para uma rápida e completa retirada... do Sinai e da Faixa de Gaza.
Birleşmiş Milletlerin verdiği İsrail gemileri için Akabe Körfezinde seyahat ve nakliye özgürlüğü ile terör saldırılarının son buldurulacağı teminatı üzerine hükümetimin Sina ve Gazze Şeridinden çekilme çalışmalarına derhal başlayacağını duyurmak istiyorum.
Nos primeiros três dias Israel tomou a Faixa de Gaza e todo o Sinai.
İlk üç günde İsrail, Gazze Şeridi ve Sina'nın tamamını ele geçirdi.
No décimo sexto dia, Israel tinha práticamente reocupado todo o Sinai.
16. güne kadar İsrail Sina'nın neredeyse tamamını tekrar ele geçirdi.
e ao quilómetro 101 do Deserto do Sinai, num encontro preparado pela ONU foi assinado um armistício.
Sina Çölünün 101. kilometresinde BM'nin düzenlediği bir toplantıda ateşkes anlaşması imzalandı.
BA, ele é o único dador que temos. Só se te levarmos a Cedars Sinai.
B.A. seni Cedars-Sinaio'ya götürmedikçe elimizdeki tek verici o.
As merdas que deita pela boca davam para fertilizar o Sinai.
Sina çölüne gübre olacak kadar pislik sallıyor.
Eu pedi-vos dez vezes para transferirem os registos da minha mulher para o Monte Sinai.
Sana on kez karımın kayıtlarını Mount Sinai'ye transfer etmeni söyledim.
Partimos para Tel Aviv no dia seguinte para treinar no deserto do Sinai.
Ertesi gün Tel Aviv'e uçuyoruz. Sina Çölü'nde gizli bir yerde eğitileceğiz.
Sabemos que perderam o contingente belga no Sinal.
Sinai'deki Belçika ihtimalini kaybettik.
Seja como for, o serviço fúnebre é esta tarde, às 16h, no cemitério de Mount Sinai, em Grand.
Neyse, cenazesi bugün saat 4 : 00'te kalkıyor. Mount Sinai Mezarlığında. Bilirsiniz, Grand'ın orada.
O funeral é hoje, às 16h, no Mount Sinai.
Cenaze bugün 4 : 00'te, Mount Sinai'de.
O Hospital é em cima da rua.
Mount Sinai Hastanesi de ileride.
Cedars Sinai é o único hospital seguro que está longe da lava.
Cedars akışın kuzeyinde olup da hala güvenli tek acil servis.
A sala de urgências no Hospital Cedars Sinai e Midway comunicaram que o pessoal médico e medicamentos estão a ser usados ao máximo...
.. Cedars ve Midway hastaneleri acil servisleri, ellerindeki.. .. görevli ve ilaç stoğunun yetersiz kaldığını rapor etti.
É onde fica o Hospital Cedars Sinai.
Orası Cedars'ın olduğu yer.
Vamos ao Mount Sinai Hospital.
Mount Sinai Hastanesi'ne gidiyoruz.
Mãe, isto é o Cedars-Sinai. É um hospital do mundo do espectáculo.
Anne, burası Cedars-Sinai gösteri dünyasının hastanesi.
- Cedars-Sinai?
- Cedars Sinai mi?
- Só quando investigarem isto.
Mount Sinai'de yoğun bakımda.
É um neurocirurgião, no Cedars-Sinai.
Cedars Sinai'da beyin cerrahı.
O Stan teve um ataque do coração. Mount Sinai.
Karen ile birlikte Mount Sinai Hastanesindeyim, Stan kalp krizi geçirmiş.
Estava só a fazer o transbordo do comboio de Camp Sinai.
Sinai Kampı'ndan dönerken tren değiştiriyordum.
Estou no quarto 325 no Sinai.
Sinai'da 325 numaralı odadayım.
Isto não é o hospital Cedars-Sinai.
Burası Cedars-Sinai değil.
Ele vai fazer uma entrega de 6ª a uma semana.
Karımın pezevengi Cedars-Sinai tıp laboratuarında birini tanıyor. Bu Cuma'dan bir hafta sonra özel bir mal getiriyor olacak.
O Sr. Dowd morreu ao chegar à unidade médica de Detroit.
Bay Dowd Detroit Sinai'ye geldiğinde ölmüştü.
Vai ter à Monte Sinai, entre a 99ª e a 5ª.
Caddenin köşesindeki hastanede buluşalım.
Nasceu no Hospital Mount Sinai, a 19 de Outubro de 1999.
Mount Sinai Hastanesi'nde 19 Ekim 1999'da doğmuş.
- Por Sinai nada agradável.
Ne yazık ki çok iyi bir haber değil.
Está em manobras no Sinai.
Sınai'de tatbikatta.
Sinai não há um só...
Yani ülkede bu ameliyatı yapabilecek kimse yok mu?
Estou no hospital Mount Sinai com a Karen.
Selam, n'aber?
Meu Deus, isso é terrível.
Mount Sinai.
O chulo da minha mulher conhece um tipo no laboratório médico do Cedars-Sinai.
Tamam. Durum bu. Dinleyin.
Tenho de ir para a Monte Sinai.
Bakar mısınız?