Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Soft
Soft Çeviri Türkçe
99 parallel translation
Soft Shoes, tenho que me lembrar.
Yumuşak Ayakkabılar.
É um pouco preguiçoso aquele inspector, não é?
He's a bit soft that lnspector, isn't he?
Soft and tenderly
* Yumuşak ve kibarca *
Ok, aqui vem o hit no 3... algo mais lento, para acalmar. Um pouco de funk soft!
İşte 3 numaralı hitimiz... biraz ağır, sakinleşmek için.
Vamos a isto! Max Renn, a sua estação de televisão oferece aos espectadores de tudo, desde a pornografia ligeira à violência bruta.
Max Renn, televizyonunuz seyircilerine soft pornodan, aşırı şiddete kadar her şey sunuyor.
Soft Cell.
Soft Cell.
# But the soft words
# Ama tatlı sözler
O álbum, "The Soft Parade", confirma que se deixam moldar.
The Soft Parade albümü başarılarını pekiştirdi.
Digamos... Um pouco de jazz suave.
Belki... belki birazcık soft caz.
Vamos, "soft oil", melhor irmos.
Hadi bakalım küçük pislikler, eve gidiyoruz.
Domingo, à meia-noite, a rádio passa a tocar soft rock.
Pazar geceyarısı soft-rock kanalı olacağız.
Na segunda-feira esta rádio vai mudar para um som calmo.
Pazartesiden itibaren bu istasyon soft çalmaya başlayacak.
Descobrimos um refrigerante letal.
Bu gece 11 : 00 haberlerinde bir marka soft içeceğin öldürücü olabileceği bildirildi.
Petra Soft?
Petra Soft?
A fundação do direito à vida em Illinois... irá jogar a sua partida de softball bi-anual... contra a equipa do condado de Cook... no domingo próximo às 14h.
The greater Illinois Chapter of the Right to Life Foundation... will be holding its biannual soft ball game... against the Cook County... Pro-Choice League next Sunday at2 : 00.
Aquele Moxon não vale o papel em que limpa o rabo.
Şu Moxon'un, kıçını sildiği "Charmin Extra Soft" tuvalet kağıdı kadar bile değeri yok.
Todos aqui pensam que sou esta grande fufa porque uso calças largas, e jogo futebol, e não sou tão bonita como as outras, mas isso não faz de mim gay.
Herkes benim lezbiyen olduğumu sanıyor. Sırf pantalon giydiğim ve "soft-ball" oynadığım için. Ben güzel değilim, bu beni lezbiyen mi yapar?
"Soft and Wet", do artista antes conhecido como Prince.
Prince diye bilinen sanatçının "Soft and Wet"'i. ( Yumuşak ve Islak )
"Soft and Wet".
"Soft And Wet."
Como todos sabem... hoje é o dia do jogo culminante e climático contra os malvados do Campo Tiger Claw.
Hepiniz biliyorsunuz ki gün şeytani takım Kaplan Pençesi'ne karşı yapacağımız büyük soft ball maçının günüdür arkadaşlar.
- Olá. Fala o coronel Soft.
- Merhaba Col. Soft konuşuyor.
Aquele fraco e lastimável lixo branco suburbano não ameaçador... tocado por bandas como "Homens Sem Testículos."
Sakat götlü, çelimsiz taşaksız adam gibi görünen gençlerin çaldığı "soft rock" tır.
Assinado Bill Gates, Sócio-proprietário, Microsoft.
Yazan Bill Gates, Genel şef, Micro-Soft.
Vou sugerir às pessoas do Summer Soft para alterar a quantidade para um lançamento limitado do produto...
Summer Soft'takilere şunu önereceğim. Orta-Atlantik eyaletlerde ürünü daha küçük paketlerde dağıtıp ürünün daha rafine bir hale gelmesi için oralarda- -
o Sr. Exército está a ficar muito soft.
Bay ordu yumuşuyor.
Ele faria qualquer coisa por um pouco de pornografia... enquanto que não fosse soft-core.
birazcık porno için herşeyi yapardı... soft olmadığı sürece.
Isto é melhor não ser soft-core.
Umarım bu soft-core olmaz.
Eu odeio soft-core.
Soft-core'dan nefret ediyorum..
Este é o Len Martin para a WDYG, o grande cachorro do rock suave.
- Ben Len Martin, bu WD YG - Soft Rock'ın koca köpeği
Os EUA, como disse, reagiram com a escalada da guerra e, pela primeira vez, dando ordens oficiais às suas forças mercenárias para atacar o que eles chamam "soft targets".
Amerika, dediğim gibi, savaşı kışkırtarak ve ilk defa paralı askeri güçlerine "yumuşak hedef" denilen hedeflere saldırmak için resmi emirler vererek tepki gösterdi. "yumuşak hedefler" güney komutasının onlara taktığı ad - "yumuşak hedefler" yani savunmasız sivil hedefler, tarımsal kooperatifler ve bunun gibi.
Que piada soft, meu.
Çok ince bir espri anlayışın var.
É um empate entre as lâmpadas "rosa-soft" de 20 watts... e as "pôr-do-sol de verão".
20 wattlık, pembe tonlu ampül ve yazdönümü gün batımında.
Sempre põem soft music depois de um atentado.
Her bombadan sonra kederli şarkılar çalıyorlar.
Você está ouvindo a 102 FM Radio Tel Aviv, Como de costume tocamos soft music depois de um atentado suicida
Burası 102 FM Tel Aviv Radyosu, her zamanki gibi bomba olayından sonra hafif müzik çalıyoruz.
É softcore, tudo saudável.
Tamamen soft porno, faydalı bir iş.
Pornografia suave.
- Soft porno.
O gajo dirige uma grande Harley Soft Tail.
Adam, koca bir Harley Softail kullanıyor.
podes falar por uns momentos sobre a ideia estúpida... que é fazer um jogo de ( tipo ) basebol numa festa de solteiros.
Bekarlığa veda partisi için soft ball oynamanın ne kadar aptalca olduğu hakkında konuşabilir miyiz?
Ele quer jogar softbol ( tipo de basebol ) e nós vamos jogar softbol.
Soft ball oynuyor.
Oh, Deus, softbol, é extremamente divertido.
Tanrım. Soft ball eğlenceli değil.
Amanhã é o jogo de "softbol" do Paulie.
Yarın soft ball oyunu var.
! Tu vais para a cama, nós temos softbol logo pela manhã cedo.
- Sabah ilk iş olarak soft ball oynayacağız.
"A casa do céu, a mais fácil, maneira soft."
"Heavens House, kolay ve sorunsuz yol."
Não existe nada de fácil na reabilitação soft, meu.
Rehabilitasyonun kolayı ya da sorunsuzu olmaz ahbap.
Eu já fui o melhor jogador de softball.
Bir zamanlar en iyi soft-ball oyuncusu bendim.
A escova mole, com aroma de limão.
Limon kokulu "Soft Scrub" ı kullan.
Alguma vez me ouviste dizer as palavras "soft-core"?
Anlaşma yaparken erotik film çekeceğiz dedim mi?
"Soft hits", "Smooth Jazz".
"Soft hitler.. Düzgün Caz."
- Soft Shoes,
- Yumuşak Ayakkabılar.
Olá, Megan. Sou a Jan, sou jogadora de futebol, e sou homossexual.
Benim adım Jane, soft-ball oyuncusuyum.
As nossas mulheres iriam adorar a ideia.
Soft ball neden kötü olsun ki?