English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Sora

Sora Çeviri Türkçe

117 parallel translation
Mas eu só ia perguntar...
Ama ben sadece birşey sora- -
Não queria ir a norte, então vim pelo leste do Missouri... para fazer uma curva pelas terras dos pawnee.
Sadece Pavne bölgesinden güvenli bir şekilde dolaşmak için önce kuzeye, sora da aşağıdaki Missouri'ye gitmek istemediğimi biliyordum.
Atire-me esta corda e suba a bordo, sim?
Şu halatı çözün, sora da tekneye atlayın.
E depois vamos de férias, viajar, eu e o meu filho.
Sora oğlum ve ben seyahate çıkacağız.
- Redondas quadradas! Primeiro, era esférica, depois oval e agora tropezoidal!
Uçan daire, önce küreydi, sora oval oldu, şimdi de tropez şeklindeydi diyorsun.
E toma um banho quente.
Sora sıcak bir duş al.
Digo à Sora.
Tara'ya söylerim.
Mandaram a Sora dizer-me, que eu limpasse as casas-de-banho.
Sora helayı tırmıklayıp üstünü kapatmamı söyledi.
- APÓS AULAS
- OKULDAN SORA
Podemos ensaiar ao pequeno-almoço.
Kahvaltılardan sora rock yaparız.
Já não rio mais.
Bundan sora gülmeyeceğim.
Depois de tudo o que já fizeste, vou pedir-te mais um favor.
Bütün yaptıklarından sora, senden bir ricam daha olacak.
Vemo-nos depois.
Sora görüşürüz.
Posso lhe fazer uma pergunta pessoal?
Kişisel bir soru sora bilirmiyim?
E depois mataste o porco selvagem.
Sora da yaban domuzunu vurdun.
Não acreditas que elas primeiro se molham e depois é que se apaixonam?
Önce ıslanırlar, sora aşık olurlar.
Sora, agora és libre.
Sora, seni azat ediyorum.
Pedi-lhe e pedi-lhe e pedi-lhe para vir, e ela só respondia...
Ona sora sora, sora sora bir hal oldum o ise sadece...
- Hey, vejo-vos mais tarde.
- Hey, millet sora görüşürüz.
Uma nova chamada mortal é recebida no seu telemóvel. [23 DE ABRIL 22 : 39 DIRECTO! ]
Sora, telefonuna yeni bir ölüm mesajı geldi.
Ikutsuka No Sora por SHIBASAKI Kou Letra-Akimoto Yasushi Música-Jin Nakamura Any Skies havia apenas um céu...
Yalnız bir gökyüzü vardı...
Quando ela estava deitada, quase morta no chão, podia ter-lhe acabado com a vida com um soco final,
Kendinden geçmiş bir halde yere serildiğinde son bir darbeyle hayatını sora erdirebilirdim.
Portaste-te bem e serás paga por isso mais tarde.
İyi iş çıkardın, çabalarının karşılığını daha sora alacaksın.
Você liga, "Yoke sou eu." Depois liga por informações.
Beni aradın, yardım et dedin. Sora bilgi için aradın.
- Aqui Sora.
Ben Sora.
- Sora, já o temos.
Sora. Onu yakaladık.
- Por mim. - Sora...
- Benim tarafımdan.
Se vou morrer às tuas mãos, Sora, morro sabendo que nada podia ter feito para salvar o Tyrus.
Eğer senin elinden ölecek olursam, Sora... Tyrus'ı kurtarmak için yapabileceğim hiçbir şey olmadığını bilerek öleceğim.
Se queres lutar assim, Sora, eu vou ganhar.
Bu şekilde savaşmak istiyorsan, Sora, kazanacağım.
Deves ser a Sora.
Sen Sora olmalısın.
- A minha filha, Sora.
Benim kızım, Sora.
O John Sheppard e a sua gente trouxeram nova esperança à nossa galáxia, Sora.
John Sheppard ve halkı yıldızlarımıza yeni bir umut getirdiler, Sora.
A Sora é perita em luta e uma atiradora exímia, Tenente Ford.
Sora yetenekli bir savaşçı ve iyi bir nişancıdır, Teğmen Ford.
- Depois nós saímos.
- Daha sora dışarı çıkacağız.
Não seria a minha bebida depois de morto, mas cada um tem a sua.
Bence öldükten sora bir şeyler içme hakkımız olmasa daha işyi olur, ama bu adamın içmiş.
Posso perguntar-lhe... Você deu à luz?
Size bir şey sora... hiç hamile kaldınız mı?
Mudou-se esta tarde.
Öğleden sora evden çıktı.
Joey, nos últimos tempos, tens gasto dinheiro como um doido. Primeiro, o camião gigante, depois os carrinhos eléctricos Segway, depois o plasma para "a parte chata das escadas".
Joey, son zamanlarda deli gibi para harcıyorsun önce şu koca kamyonet, sonra Segways, ve sora merdivenlerin en sıkıcı köşesi için plazma TV?
Foi quando eu percebi que tinha de mudar.
Sora bunu değiştirmem gerektiğini farkettim.
Depois tentámos os adesivos.
sora bantları denedik.
Quer a Sora de volta?
Sora'yı mı geri istiyorsun?
A Sora sabia o que fazia, melhor que muitos homens.
Sora birçok adamdan fazla, ne yaptığını biliyordu.
Mas Joe, e se ele comer um bocadinho de minhoca, e depois, passado um ano, mais um bocado de minhoca...
Ama Joe, ya bir tane solucan yiyip,... sora bir sene bekleyip bir tane daha solucan yerse.
- Vai dizer isso cada vez que...
Her kelimemden sora bunu mu..? Sıradaki.
Três ou quatro segundos depois...
Üç ila dört saniye sora güm!
Quando eles voltaram a pedir mais, eu disse que não.
Daha sora tekrar istediklerinde hayır dedim.
Dois anos e eu vou estar a gozar a reforma e a sonhar acordado.
2 yıl ve sora gündüz vakti içip, uyukluyacağım.
Podia...
Ona sora...
- Sim, Sora.
Evet Sora.
Posso perguntar...
Bir şey sora...?
Tu estás a forjar fotos falsas e vais publica-las como verdade?
yırtın onu, sora tebeşir pudra görülebilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]