Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Soren
Soren Çeviri Türkçe
274 parallel translation
- Transporte Soren à enfermaria.
Soren'ı doğrudan revire ışınlayın!
- Talvez me equivoque, mas creio que Soren está atraída pelo Comandante Riker.
- Yanılıyor olabilirim. Ama Soren'in Komutan Riker'dan hoşlandığı izlenimine kapıldım.
Soren foi de grande ajuda.
Soren çok yardımcı oldu.
- Soren.
- Soren.
Oi, venho ver a Soren.
Merhaba, Soren'i görmeye gelmiştim.
- Onde está Soren?
- Soren nerede?
Onde está Soren?
Soren nerede?
Me agradava Soren.
Soren'den etkilendim.
Soren.
Soren.
A felicito, Soren.
Seni tebrik ederim Soren.
Depois do discurso de Soren, crerá que somos cruéis e opressivos.
Soren'in eleştirisinden sonra, bizi acımasız, baskıcı kişiler olarak görüyor olmalısınız.
Soren está enferma e a gente enferma quer curar-se.
Soren hasta ve hasta kişiler iyileşmek ister.
Soren!
Soren!
Minha relação não é um capricho.
Soren'le olan ilişkim geçici bir heves değil.
Soren é muito importante para mim.
O benim için çok önemli.
E odeio Tabitha Soren e os seus amigos sionistas da MTV dizendo-nos que devemos concordar.
İyi. Tabitha Soren'in ve MTV'deki bütün Siyonist... domuzların iyi geçinmeliyiz zırvalıklarından da.
O Capitão Soren da Vigilant responde ao apelo do Conselho.
Vigilant'ın kaptanı Soren, Konsey kararına uymaya hazır.
Compreende a situação, Capitão Soren?
Durumu iyi anladınız mı Kaptan Soren?
E o Soren?
Soren nerede?
Eu mando o Soren reunir uma equipa de busca.
Soren'den bir araştırma ekibi hazırlamasını isteyeceğim.
O Soren trata disso.
Soren bununla ilgilenir.
O Soren e a sua equipa vão buscar a Amelia.
Amelia'yı Soren ve ekibi karşılayacak.
Nem me lembre, Soren.
Hatırlatma Soren.
Soren...
Soren, dinle.
- Você está infeliz, Soren?
Mutsuz musun? - Nereden anladınız?
É aqui, Soren.
Bizimki burası.
Saia, Soren.
Hadi Soren git.
Soren, só porque ela não é da realeza não quer dizer que não seja importante.
Soren soylu olmaması özel olmadığı anlamına gelmez.
- Soren, eu vou ficar bem.
Soren, merak etme.
Soren, sim, sou eu que decido isso.
Evet benim kararım.
- Soren, chame o Edvard.
- Soren, Edward'ı ver.
Soren!
- Soren!
E o Soren mostrar-te-á onde ir.
Soren seni gezdirir.
Obrigado, Soren.
Teşekkürler Soren.
- Saia, Soren.
Soren dışarı çık.
Abram esta porta! Soren Arnovic.
Kapıyı açın.
Vê o cadastro, que o encontras.
Soren Arnovic. Eski suçlarına bak onu bulursun.
Vá, Soren...
Son şansın. Haydi Soren.
Um grupo de fundamentalistas religiosos liderados por um Soren.
Köktendinci bir grup, liderliğini Soren adlı bir adam yapıyor.
Falámos com o Soren, o líder dos rebeldes, mas foi menos construtivo do que esperávamos.
Asilerin lideri, Soren'le tanıştık. Umduğumuzdan daha az yapıcıydı.
Mais de doze municípios caíram nas maos das tropas de Soren.
Bir düzineden fazla belediye Soren'in askerleri tarafından ele geçirildi.
O Soren e os seus seguidores já se apoderaram de mais de doze das vossas cidades.
Soren ve taraftarları, zaten bir düzineden fazla şehrinizi ele geçirdi.
Caso o Protectorado de Rand caia nas maos de Soren, considerá-lo-emos um acto de guerra.
Rand Eyaleti'nin kontrolü Soren'in eline geçerse, bunu savaş işareti olarak düşüneceğiz.
Como sabes que Soren e os seus seguidores nao têm razao?
Soren ve taraftarlarının haksız olduğundan nasıl emin olabilirsin?
Acredita, se o Soren conhecesse algum, falaria de modo diferente.
Bana güven, Soren onlardan biriyle karşılaşmış olsaydı, şimdi farklı şekilde konuşuyor olurdu.
O Soren ainda nos recusa autorizaçao para enviar equipas em busca do Daniel.
Soren, Daniel'i aramamız için bir takım göndermemize hala izin vermiyor.
O Soren e as suas tropas revistam a regiao, em busca de sobreviventes.
Soren tüm bölgede sağ kalanları aramayı sürdürüyor.
Olá, sou Tabitha Soren com as notícias.
Ben Tabitha Soren.
Soren, você irá com ele.
- Soren, sen de onunla gideceksin.
Olhe para elas, Soren.
Baksana Soren.
- e 10 %...
Ben hallederim Soren, sen git.