Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Spencer
Spencer Çeviri Türkçe
3,276 parallel translation
Olá, Mrs. Hastings, a Spencer está?
Merhaba, Bayan Hastings.
Onde queres chegar com isto, Spencer?
Ne yapıyorsun sen, Spencer?
" Lamento não poder ajudá-la.
Sevgili Spencer Hastings, Üzülerek yardımcı olamıyoruz.
Spencer... Não devias estar aqui.
Spencer, buraya gelmemeliydin.
Vai-te embora, Spencer.
Uzaklaş, Spencer.
A Spencer está certa.
Spencer haklı.
Ok, Spencer, nós entendemos.
Tamam. Spencer, anladık. Hedef halindeyiz.
Não há arte nesta guerra, Spencer.
- Bu savaşın sanatı yok, Spencer.
A Spencer sempre soube que a Alison está viva?
Alison'ın yaşadığını Spencer hep biliyor muymuş?
Foi exatamente como a ultima vez que a Spencer perdeu o controle.
Tıpkı Spencer'ın son kontrolden çıktığı zaman gibiydi.
Mãe, a Alison foi o centro de toda as confusões em que a Spencer se envolveu.
Anne, Spencer'ın bulaştığı her pisliğin merkezinde Alison vardı.
Quando a Spencer ficar a saber, ela vai ter um motivo para voltar para casa.
Spencer öğrendiği zaman, eve dönmek için bir nedeni olacak.
A barriga da Spencer.
Spencer'ın karnı.
A Spencer é obcecada!
- Spencer bağımlısı.
Eu sempre gostei da saia de field hockey da Spencer.
Spencer'ın çim hokeyi eteğini hep beğenmişimdir.
Para trás, Spencer.
Geri çekil, Spencer.
É a tua última oportunidade, Spencer.
Bu son, Spencer.
- Spencer... Agora não.
Spencer, şimdi değil.
Anda, Spencer!
Spencer, hadi.
- Acabou, Spencer.
Bitti, Spencer.
Isto é muita areia para o teu camião, Spencer.
Haddini aşıyorsun, Spencer.
Spencer, devias estar a tentar descansar.
Spencer, gerçekten de dinlenmen gerek.
Já te disse para ficares fora do meu escritório, Spencer.
Sana ofisimden uzak dur demiştim, Spencer.
Sim, sim, acho é que a Spencer já está fechada há muito tempo.
Tabi. Biliyor musun, Spencer bence uzun zamandır evde tıkılıp kaldı.
A Spencer está aqui?
Spencer burada mı?
Não pareces nada bem, Spencer.
İyi görünmüyorsun, Spencer.
Precisas de ajuda, Spencer.
Yardıma ihtiyacın var, Spencer.
É areia a mais para o teu camião, Spencer.
Boyundan büyük işlere karışıyorsun, Spencer.
Spencer, sou especializado no abuso de álcool e drogas.
Spencer, ben uyuşturucu ve alkol bağımlısı danışmanıyım.
Spencer, aposto que a tua mãe estaria mais disposta a ouvir-te se lhe entregasses os teus aparelhos eletrónicos.
Spencer, bak, annene eşyalarını verdikten sonra seni dinlemek konusunda daha hevesli olabilir.
Sempre vamos a casa da Spencer?
Hâlâ Spencer'a gidecek miyiz?
Adeus, Spencer.
Hoşça kal, Spencer.
- Fizeste o quê, Spencer?
Ne yaptın, Spencer?
Já chega de sarcasmo, Spencer.
Alaylı konuşmanın şimdi sırası değil, Spencer.
- A Ali está viva, Spencer.
Ama Ali yaşıyor, Spencer.
- Eu fiquei naquela casa, Spencer.
Ben o evde kaldım, Spencer.
"Tu conheces-me, Spencer. Mataste-me."
" Beni tanıyorsun, Spencer.
Spencer, preciso de uma amostra de urina.
Spencer, idrar örneğin gerek. Anlaşma böyle.
Não, refiro-me a ontem à noite, quando me viste com a Spencer.
Hayır, dün gece beni ve Spencer'ı gördüğün zamandan bahsediyorum.
Eu e a Spencer sabemos que não tem sido fácil para ti.
Senin için kolay olmadığını biliyorum. Spencer için de böyle.
Preciso que a Spencer me dê espaço.
Spencer'la arama biraz mesafe koymam lazım.
Não estou a desculpar a Spencer, mas ambas sabemos que a tua mãe...
Spencer'ı savunmuyorum ama ikimiz de biliyoruz ki annen biraz -
- Talvez para ti, mas com a Spencer...
Belki senin yanındaydı, ama son zamanlarda Spencer'ın -
- Emily, não é a primeira vez que a minha mãe acha que a Spencer está a interferir com a nossa família.
Emily, annem Spencer'ın ailemizi ilk kez mahvettiğini düşünmüyor.
- É a Spencer?
- Spencer mı yoksa?
Então, a tua mãe achava mesmo que a Spencer andava atrás da Ali.
Yani annen gerçekten Ali'nin peşindekinin Spencer olduğunu düşünüyordu.
- Não me dês tanga, Spencer.
Üstüme gelme, Spencer.
Spencer, como podemos confiar em seja o que for que o Jason recorda daquele verão?
Spencer, o yaza ait Jason'ın hatırladığı neye güvenebiliriz ki?
Essa é velha, Spencer.
Bunu daha önce de duyduk, Spencer.
Spencer?
Spencer?
Spencer.
Spencer.