Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Spot
Spot Çeviri Türkçe
493 parallel translation
um pouco mais de luz.
Spot ışığını biraz bu tarafa çevir.
Ponha a luz sobre esta garota.
Spot ışığı bu kızın üzerine tutacaksın!
Não posso cantar sem iluminação.
Spot ışık olmadan şarkı söyleyemem.
Eu entrava no palco com um cenário do interior... com um farol vermelho no meu rosto,... e eu cantava!
Kırmızı spot ışıklarının yüzüme vurduğu arka fonda kır resimleri yer alan sahneye çıkıp şu şarkıyı söylüyorum :
Um refletor rastreia a zona.
Earle'ün kalesine spot ışıkları tutuluyor.
Sobressai, tem holofotes e banda de metais.
Göze batar. Üstüne spot ışıkları çevrilidir.
So tu para estares no palco, com um holofote no olho e veres um diamante no bolso de um homem.
Sahnede gözüne spot ışığı tutulmuşken, bir erkeğin... ... cebindeki elması bir tek sen görebilirsin.
Este programa pode ser melhorado, usando o nosso redutor especial de publicidade.
Bu program özel spot redüktörümüzü kullanarak geliştirebiliriz.
Isto está bem, o Andrews dar-te-á citaçöes do vice-presidente... e vocês dois podem redigi-lo juntos.
Tamam. Belediye Başkan Vekilinin söylediklerini Andrews getirecek. Spot haber üzerinde birlikte çalışırsınız.
As gravações para o spot publicitário são à uma.
Reklam filminin çekimleri saat birde başlıyor.
Spot Vip número 3.
Vip reklamı, üçüncü plan.
O novo "spot" de 30 segundos está pronto para rolar.
Yeni otuz saniyelik bölümler hazır.
- 92 %. - A Bella tem um "spot" novo.
- Bella'da 30 tane yeni var.
Há uma cabina de projecção que estará fora de uso.
Kullanılmayan bir spot odası olacak.
É teu direito cantar a última canção, dançar a última vez com um reflector.
Şimdi kendi spot ışığın altında kendi şarkını söyleyip... dansetme hakkın var.
Achas que gosto de cantar naquela espelunca... com um holofote nas minhas mamas?
Spot ışıkları altında pis bir yerde şarkı söylemek çok mu hoşuma gidiyor sanıyorsun?
Este intervalo é óptimo para o meu anúncio da Yamaha.
Bu Yamaha reklamım için harika bir spot olur.
Hoje, vamos ver o Coro de Bicicletas Rachel Toovey, com o fantástico arranjo de "Men of Harlech"
Spot ışığını, Rachel Toovey Bisiklet Korosu'na çeviriyoruz. Muhteşem "Men of Harlech" aranjmanları yalnız bisiklet zili için.
Podiam apontar o spot para o bar?
Spot ışığını şarap dolabının oraya çevirebilir misiniz?
Podiam apontar o spot para a outra parede?
Spotu diğer duvara çevirebilir miyiz?
Estou, "Five Spot".
Alo, "Five Spot".
Ei, o "Five Spot" hoje tem costeletas.
Hey, "Five Spot" ta bugün pirzola var.
Acabem com o sol e acendam os refletores!
Güneşi söndür ve onun üzerine pembe bir spot ışık yak.
Bem, bom dia, Spot.
Günaydın Spot.
As luzes apagam-se e acende-se ali uma luz.
Işıklar iner ve buraya spot verilir.
Um palco escuro, um único foco.
Karanlık bir sahne, tek bir spot ışığı.
Está um sob o foco que não me parece bem
O spot ışığındaki iyi bir mala benzemiyor!
E três intervalos publicitários com $ 300,000 por anúncio.
Her spot için 300 bin dolardan üç reklam arası.
O meu'spot'.
Benim mekanım.
Holofote.
Beyaz spot açıldı.
Eu, Edna, Wendy Jo e Rusty vamos tomar refrigerante no Hi-Spot.
Baba, ben, Edna, Wendy Jo ve Rusty gazoz içmek için Hi-Spot'a gidiyoruz.
- Spot!
- Spot!
- Não consigo encontrar o Spot.
Spot'u bulamıyorum.
- Spot?
- Spot?
A polícia vai-me apanhar e enjaular-me como um coelho.
Polisler spot ışığını üzerime tuttu, ben de bir tavşan misali donup kaldım.
Os barcos estão iluminados com uns focos.
Tekneler şu spot ışıklarıyla aydınlatılıyor.
Dança de discoteca.
Spot ışıklarında dans.
"Lembre-se, apenas ele faz a diferença."
Remember, "X" marks the spot
E vamos cortar : "Lembre-se, que apenas ele faz a diferença."
"X markslı spot" kısmını çıkaralım. Yoksa dinleyicilerin aklına "Ex-Lax" markası gelecek.
Eu acredito no ponto certo, na pornografia suave... abrir presentes de Natal de manhã, não á noite... e acredito nos longos, lentos, molhados e profundos beijos que duram três dias.
Ben tatlı spot ışıklarına inanırım ve hafif tarz pornografiye Noel arifesinde değil, noel sabahı hediyeleri açmaya ve ben uzun, yavaş, yumuşak, ıslak öpücüklere inanırım son üç günde.
Spot, bom amigo.
Spot, iyi bir köpekti.
SPOT, BOM AMIGO NÓS AMAMOS-TE
Spot, iyi bir köpekti Seni seviyoruz oğlum
Aqui enterrei o meu cão Spot, quando morreu de velhice em 1924.
Burası 1924'te yaşlılıktan ölen köpeğim Spot'u gömdüğüm yer.
Viu como senti perder o meu cão, o Spot.
Köpeğim Spot için neler hissettiğimi biliyordu.
O Spot prendeu-se no arame farpado.
Spot dikenli tellere takılmıştı.
Mas eu não estava sozinho quando o Spot voltou.
Ancak Spot döndüğünde yalnız değildim.
O Spot voltou.
Spot geri gelmişti.
Isso dava um belo spot publicitário :
Bu harika bir televizyon reklamı olurdu değil mi?
- Isto é ridículo.
Spot?
- Anda cá, Spot!
Spot!
- Entra, cão d'um raio!
Hadi, Spot!