Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Stacey
Stacey Çeviri Türkçe
761 parallel translation
Fala o Major Stacey.
Ben Binbaşı Stacey.
Um momento.
Ah, nihayet geldin, Stacey.
O Stacy aqui está orgulhoso por ser o chefe da casa Drake... -... não, Stacy?
Stacey, Drake evinin lideri olmaktan onur duyuyor...
- Sim, senhor.
- Değil mi, Stacey?
Bem, Stacy, estão sob tua responsabilidade.
- Doğru, efendim. Şey, Stacey, Bu gençleri senin emrine vereceğim.
Bem, aposto que o Stacy deve ganhar o troféu para nós.
Bahse girerim, Stacey o kupayı bize alabilir.
O que é "o papá"?
Stacey. - "Baba" da ne?
Vamos, Stacy.
Hadi, Stacey.
É onde o Stacy sempre deixa todos para trás, senhor.
Stacey hep burada diğerlerinden ayrılıyor, efendim.
- Não, senhor.
- Doğru mu, Stacey?
E tu também, Stacy.
Sen de, Stacey.
De todo modo, a competição manterá o Stacy alerta.
Neyse, rekabet Stacey'i kendine getirecektir.
Então, ganhaste ao Stacy.
- Şey, Stacey'i geçtin ama. - Öyleyse ne olmuş?
- O que tens, Stacy?
- Bir derdin mi var, Stacey? Onun derdi ne bilmiyorum.
E Stacy, fecha essa mangueira.
Stacey, sen hortumun suyunu kes.
- Creio que o Stacy se escapou.
- Sanırım Stacey kaçtı. - Hadi oradan, kes şunu.
Alguém viu o Stacy?
- Aranızdan Stacey'i gören var mı?
Quatro. E nenhum era o Stacy.
Dört kişi, Stacey onlardan biri değil.
Vamos, Robbins.
Haydi, Robins, Stacey nerede sen biliyorsun.
- Ultimamente viste o Stacy?
- Stacey'i en son ne zaman gördün?
Creio que o Stacy o pode ter provocado.
Benim fikrime göre, Stacey onu bunu yapmaya kışkırttı.
Além do mais, se ele se foi, não posso fazer nada.
Her halükârda, Stacey kaçtığı için ona bir şey yapamayız.
Creio, senhor, que o Stacy levou a mal.
Şey, bana göre bu mümkün, efendim. Yani Stacey buna bir parça alınmıştı.
É uma lástima o que se passou com o Stacy.
Stacey'e yazık oldu, efendim. Spor yaparken çok özlenecek.
Foi tanto culpa minha como de o Stacy, senhor.
Benim de en az Stacey kadar kabahatimin olduğunu söylemek isterim, efendim.
Vamos deixar o Stacy fora disso. - Ele tem outros problemas.
Stacey'i bunu dışında tutabiliriz, onun başı çok daha büyük belada.
A esse rancheiro com o que casou-se, Stacey vai muito bem em Idaho.
Evlendiği o adam... Stacey, değil mi? Idaho'da iyi iş yapıyor.
Caso não saibam, o Stacey Bridges e os irmãos Carlin...
Belki duymamışsındır, Stacey Bridges ve Calin biraderler...
Stacey Bridges e os primos, os irmãos Carlin.
Stacey Bridges ve kuzenleri, Carlin'ler.
De facto, o Stacey repetiu isso durante o julgamento... dizendo que tinha sido falsamente acusado.
Zaten Stacey de mahkemede sürekli bunu ortaya sürdü... düzmece delillerle içeri tıkıldığını söyledi.
Bom, Stacey, parece que temos três cavalos frescos.
Eh, Stacey, galiba üç dinlenmiş atımız var.
Stacey, ajuda-me.
Stacey, bana yardım et.
Ajuda-me, Stacey.
Bana yardım et, Stacey.
Trata do meu braço, Stacey.
Koluma bir şey yap, Stacey.
- Stacey, pelo amor de Deus.
- Stacey, Allah için.
Vai apanhar primeiro o Stacey Bridges?
Önce Stacey Bridges'i mi haklayacaksın?
Stacey, foste sempre tu.
Stacey, hep seni sevdim.
Vamos, Stacey.
Hadi, Stacey.
Stacey, os malditos cavalos desapareceram!
Stacey, kahrolası atlar yok olmuş!
Sra. Stacy, queria fazer-lhe uma pergunta, se não se importar.
Uh, Bayan Stacey, size sadece bir tek soru sormak istiyoruım, sakıncası yoksa.
Se calhar não está no cenário mas é melhor assim.
Stacey, senaryoda yok ama bu sahne mayolu iyi olur.
Enganou toda a gente, está grávida de 3 meses.
Stacey herkesi kandırdı. Üç aylık hamileymis.
Por falar nisso, a Stacey não é casada, quem será o pai da criança?
Bana söylesene, gerçekten Stacey evli mi? Acaba bu çocuğun babası kim?
Desculpe tê-la feito esperar.
Stacey, beklettiğim için özür dilerim.
O Stanley resolve tudo.
- Stacey belli olmuyor.
- Não se vê nada, Stacey. - Ainda bem.
Aman çok iyi.
Esperem! Vem ai a Stacey!
Bekleyin Stacey geliyor.
Com a ajuda do Stacy, claro.
Stacey'in de yardımıyla, elbette.
Vamos, Stacy.
- Hadi, Stacey, yak bir sigara.
Sem notícias de Stacy.
Henüz Stacey'den haber yok, efendim.
Mas ela tem um bom contrato.
Stacey'in kontratı bronz, menecerini arayacağım.