Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Starbuck
Starbuck Çeviri Türkçe
956 parallel translation
"O 2º na linha de comando era o Starbuck, cuja estirpe, havia proporcionado grandes baleeiros".
Birinci Zabit Starbuck'tı. Balina avcılarının birçoğu gibi o da Quakkery mezhebindendi.
"Ele só se erguia mirando o horizonte...", - Sr. Starbuck.
Orada öylece duruyor ve donuk bir şekilde ufka bakıyordu, yüzünde, korkunç bir ızdırabın izleri vardı.
- Starbuck.
- Starbuck.
Estamos rumo ao Pacífico, Sr. Starbuck, imediatamente.
Pasifik'e yönelelim Bay Starbuck, hemen.
Sr. Starbuck, alguma vez meditou sobre as rotas das baleias pelos quatro oceanos?
Bay Starbuck. Sizden okyanuslardaki balinaların hareketlerini hiç sormuş muydum?
- Assim o faremos, sr.Starbuck, assim o faremos.
- Aynen, Bay Starbuck, öyle olacak.
Ela, sr. Starbuck. Ela.
O, Bay Starbuck, o.
Sr. Starbuck.
- Bay Starbuck.
Olhe aqui, Starbuck.
Dinle, Starbuck.
A tripulação está comigo, Sr. Starbuck.
Mürettebat benim safımda, Bay Starbuck.
Mas não precisa de temer o Starbuck. Que Ahab tema a Ahab.
Fakat korkmanız gereken Starbuck değil, Ahab'ın gördüğü Ahab.
Starbuck. Starbuck!
Starbuck.
Sr. Starbuck, solte essa carcaça.
- Bay Starbuck. O balina ölüsünü bırakın.
Sr. Starbuck, está se opondo a mim?
Bay Starbuck, bana karşı mı koyuyorsunuz?
Vá lá, Sr. Starbuck, você é um agoirento.
Çok kötümsersiniz Bay Starbuck.
Navega em águas perigosas, Sr. Starbuck. Mude de rumo.
Tehlikeli sularda seyrediyorsunuz Bay Starbuck.
Sr. Starbuck, o capitão chama-o.
Bay Starbuck.
Sr. Starbuck, novas ordens.
Bay Starbuck, yeni emirler.
Sr. Starbuck, estamos 3 dias atrás da Moby Dick.
Bay Starbuck, üç gündür Moby Dick'in peşindeyiz.
Tem de admitir, Sr. Starbuck, que ele chamou àquele tufão, um "bluff".
Bir tayfuna meydan okuduğunu kabul edin Bay Starbuck,
É um dia de calma, Starbuck.
Ne sakin bir gün, Starbuck.
Sinto-me velho, Starbuck e curvado,... cambaleando sob o peso dos séculos desde a saída do Paraíso.
Yaşlandığımı hissediyorum Starbuck, ve belimin büküldüğünü. Cennetten çıkarıldıktan sonra geçen yüzyılların ağırlığı altında yalpalayan Adem Baba gibiyim.
Chega-te, Starbuck. Mais perto de mim.
Yaklaşın bana Starbuck, yaklaşın.
O que te apoquenta, Starbuck?
Size acı çektiren nedir Starbuck?
Starbuck, estás atado a mim.
Starbuck, siz bana bağlısınız.
Meu nome é Starbuck, mel.
Benim ismim Starbuck, tatlım.
- Starbuck.
- Starbuck!
- O seu nome é Starbuck?
- İsmin Starbuck mı?
O meu nome é Starbuck.
İsmim Starbuck.
Starbuck é o nome.
Starbuck'dır adım.
- Starbuc!
- Starbuck.
O nome é Starbuck, fazedor de chuva.
İsmim Starbuck, yağmurcuyum.
- Como faria isso, Starbuck?
- Bunu nasıl yapacaksın, Starbuck?
Irmã, o último lugar em que trouxe chuva... é agora chamado Starbuck.
Hemşire, son yağmur yağdırdığım yere... Şimdi Starbuck deniyor.
Starbuck, você tem um negócio.
Starbuck, anlaştık.
Disse a mim mesmo : "Bill Starbuck, o seu nome está escrito nesta cadeira."
Kendi kendime dedim ki, "Bill Starbuck, ismin bu iskemlenin arkasına yazılmış."
Sim, Starbuck, é melhor fazê-la cair.
Evet, Starbuck, işe koyul bakalım.
- Não precisamos dela, Starbuck.
- Ona ihtiyacımız yok, Starbuck.
Sr. Starbuck, você tem mais fel...
Mr. Starbuck, bu ne cüret...
Não estava assustada, Sr. Starbuck, estava zangada.
- Korkmamıştım, Mr. Starbuck, öfkelenmiştim.
Talvez Ele disse : " Bill Starbuck, não vai ter muita coisa neste mundo.
Belki, " Bill Starbuck, bu dünyada fazla bir malın olmayacak.
Mas, Bill Starbuck, onde quer que vá, vai trazer chuva.
"Ama, Bill Starbuck, nereye gidersen git, oraya yağmur getireceksin," demiştir.
Starbuck perguntou se podia passar a noite no barracão e eu disse que sim.
Starbuck, gece eşya deposunda kalabilir miyim diye sordu, evet dedim.
- Starbuck, deixe-me em paz.
- Starbuck, beni rahat bırak.
Starbuck, todos agradecíamos que não interferisse na nossa família.
Starbuck, aile işlerine karışmamanı rica ederiz.
- É para o Starbuck.
- Starbuck'a verecek.
Sabe o que esse homem, Starbuck, me disse?
Şu Starbuck denilen adam bana ne dedi, biliyor musun?
Starbuck diz que não sou.
Starbuck, değilsin diyor.
Se Starbuck não vê a mulher em si, ele é cego.
Starbuck sendeki kadını göremiyorsa, kör olmalı.
Starbuck.
Starbuck.
Bem, ouviram o Sr.Starbuck, não ouviram?
Bay Starbuck'ı duydunuz.