English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Styles

Styles Çeviri Türkçe

101 parallel translation
Casou-se com um da família Styles Do condado Hodge.
Hodge County'den bir Styles ile evlendi.
Directamente do Centro Parker, La Vonne Styles.
Parker Center'den naklen, ben LaVonne Styles.
LaVonne Styles directamente do Centro Parker para a KGYS.
KG YS haberleri için Parker Center'den LaVonne Styles'i dinlediniz.
Os "wild styles".
Crash : Uçuk tarzlar.
Seria uma obra-prima, galeria de arte de queimadores a partir de todos esses caras do Bronx e Brooklyn com seus wild styles.
O yakıcıların sanat galerisinde temel bir yapı taşı olacak tüm bu dostlardan tüm bu Bronx ve Brooklyn'den sıradışı tarzlarıyla.
Foi uma pena o que aconteceu ao Styles.
Styles'ın başına gelenler çok fena.
Lembras-te do Henry Styles?
Henry Styles'ı hatırlamıyor musun?
O Forrester näo é o Styles, pois näo?
Forrester, Styles gibi değil, değil mi?
Esquece o Styles, está bem?
Styles'ı unut! Unut onu!
E que se lixe o Styles, tu e o raio da tua culpa.
Allah Styles'ın da, senin de, şu suçluluk duygunun da cezasını versin!
Trabalhaste no caso Styles comigo e fizeste um bom trabalho.
Styles davasında benimle çalıştın ve iyi iş başardın.
O Povo contra Henry Styles.
Henry Styles davası.
Como soubeste do Styles?
Styles'ı nereden öğrendin?
O Povo contra Henry Styles, processo número 26022.
Henry Styles davası. Dava numarası 26022.
- Duas cervejas, em copo.
- Bardakta iki Old Styles bira.
Styles St. Mary!
Styles St. Mary!
- Styles Court é mesmo glorioso! - Sim.
- Styles Malikanesi harika bir yer.
Sr. Mace, como vendedor qualificado de químicos, com loja na aldeia de Styles St Mary, vendeu recentemente estricnina a alguém não autorizado?
Bay Mace, Styles St Mary köyünün vasıflı eczacısı olarak son zamanlarda yetkisi olmayan birine striknin sattınız mı?
Não temos cão em Styles Court.
Styles Malikanesi'nde köpek yoktur.
Styles Court, totalmente sustentados por ela.
Styles Malikanesi. Tamamen annesinin eline bakıyordu.
A Sra. Inglethorp devia ser muito rica, com esta linda casa e Styles Court.
Bu güzel eve ve Styles Malikanesi'ne sahip olduğuna göre Bayan Inglethorp, çok zengin olmalı.
Inspector Japp, no decorrer das investigações, revistou o quarto do réu em Styles Court.
Müfettiş Japp, incelemeleriniz doğrultusunda sanığın Styles Malikanesi'ndeki yatak odasını araştırdınız.
Em Styles, só havia uma pessoa que trabalhava a terra, a Madame Cavendish.
Styles Malikanesi'nde, tarlada çalışan sadece bir kişi vardı. Madam Cavendish.
- Mr. Styles.
- Bay Styles.
" Eu, Tre Styles, sendo são de mente e de corpo, prometo não me envolver em disputas, físicas ou verbais, durante o resto do ano escolar.
" Ben Tre Styles, akıl sağlığım yerinde olarak bu yıl okulun geri kalanında hiçbir fiziksel ya da sözlü tartışmaya girmeyeceğimi kabul ediyorum.
Se não respeitar este acordo vou viver com o meu pai, Mr. Furious Styles. "
Buna uymazsam babam Bay Furious Styles'la yaşayacağım. "
"Tre Styles."
"Tre Styles."
- "Financeira Furious Styles."
- "Furious Styles Finansman."
Oswald deixa três cartucheiras muito arrumadinhas no esconderijo, limpa as impressões digitais na espingarda, vai escondê-la, desce a correr cinco lances de escada, passa por Victoria Adams e Sandra Styles, que não o vêem, aparecendo calmo e composto no 2º andar, ao Guarda Baker.
Oswald kollu mekanizmalı tüfekle 5,6 saniyede üç el ateş ediyor... sonra üç kovanı da güzelce yan yana pencerenin önünde bırakıyor... tüfekteki parmak izlerini siliyor, silahı çatı arasının öbür ucuna saklıyor... merdivenlerden beş kat aşağı koşuyor... onu görmemiş olan Victoria Adams ve Sandra Styles'ın yanından geçiyor... ardından ikinci katta soğukkanlı ve sakin bir halde devriye Baker'ın karşısına çıkıyor.
Vim para Inglaterra, para a aldeia de Styles St.
İngiltere'ye geldim. St. Styles Mary adında bir köye.
Vim para Inglaterra, para a aldeia de Styles St. Mary.
İngiltere'ye geldim, Styles St. Mary Köyüne.
Linda Styles, John Trent.
Linda Styles, John Trent.
Partindo do princípio que você também não nos está a esconder nada... Tenho a certeza que não se importa se eu mandar Miss Styles... na sua expedição.
Sizin de saklayacak bir şeyiniz olmadığına göre Bayan Styles'ı de sizinle göndermemin sorun olmayacağını sanıyorum.
Styles, posso perguntar-te uma coisa?
Styles, bir şey sorabilir miyim?
Styles, tu és fantástica.
Styles harikasın.
Styles, como conheces tão bem este lugar?
Styles, burayı nereden biliyorsun?
Miss Styles, se é isso que viu, então... sim, eu creio que seria um pouco... pertubador.
Styles, gördüğün şey buysa biraz rahatsız edici olmalı.
É ficção, Styles, ficção.
Bu kurgu Styles, kurgu.
A Styles disse-me que foi você que desenhou.
Styles resmi sizin yaptığınızı söyledi.
A Styles contou-me.
Styles söylemişti.
Styles...
Styles.
Styles?
Styles?
Styles!
Styles!
- Diz isso ao Styles.
- Bunu Styles'a söyle.
- Styles.
- Styles.
- Esquece, Styles.
- Bunu unut, Styles.
Só tolos subestimam o estilo do Styles.
Eksikler sadece aptallara özgüdür.
- Styles.
- Hey, Styles.
Styles.
Styles.
O Misterioso Caso em Styles de
ÖLÜM SESSİZ GELDİ
Styles, sabes no que estou a pensar?
Styles, ne düşünüyorum biliyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]