English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Sube

Sube Çeviri Türkçe

643 parallel translation
e havia mais alguma coisa... algo que nunca sube em toda a minha vida.
Ve bir şey daha vardı hayatım boyunca hissetmediğim bir şey.
Sube lá acima.
Yukarıya çık.
Tudo bem. Sube na carroça.
Pekala, bırakın binsin.
Informem-se no comando de suas subestações.
Alt şube kumanda noktanızdan kontrol edin.
NEGÓCIOS PÚBLICOS SECÇÃO DO CHEFE
HALKLA İLİŞKİLER ŞUBE ŞEFİ
Infelizmente a secção do chefe tirou o dia de folga... e seria mais fácil pra nós se colocassem isso por escrito.
Maalesef şube şefi bugün gelmeyecek,... ve eğer derdinizi yazıya dökerseniz bizim için daha kolay olacak.
A secção do chefe nunca tira folga.
Şube şefi asla gelmemezlik etmez.
O sub-chefe da secção pediu-me para verificar.
Alt-şube şefi onu sormamı istedi.
Quando o chefe do sector sai, posso carimbar a sua papelada.
Şube başkanı yokken kağıtlarınızı ben mühürleyebilirim.
Chefe da Secção.
Şube şefi.
Ohno-san, o sub-chefe da secção.
Ohno-san, alt şube şefi.
O que significa que você finalmente será o chefe da secção.
Demek oluyor ki sonunda şube şefi olacaksın.
Chefe da Secção.
Şube başkanı.
Mas Watanabe foi chefe da secção do negócios públicos.
Fakat Watanabe-san Halkla İlişkiler şube şefiydi.
Por exemplo... da secção do chefe do Departamento de Parques.
Mesela,... Park işleri şube şefini.
Todos nós seguimos as ordens do nosso oficial.
Bütün parkların şube şeflerinin ve benim tek yaptığımız, ofisimizin emirlerini takip etmek.
Chefe, acho isso um pouco impossível.
Şube başkanı, sanırım bu imkansız.
Até o nosso próprio chefe.
Bizim Şube şefimiz dahil.
O facto é que ultimamente, o chefe da secção dos parques... perdeu a sua própria determinação.
Ama konu şu ki, Parklar Şube Şefi tuhaf kararlılığından... vazgeçti.
O nosso chefe, concordou, também.
Bizim şube şefimiz de denemeyi bıraktı.
Nosso chefe usou de artimanhas tentando escapar dele.
Şube şefimiz etrafında gezinip onu engellemeye çalıştı.
Chefe da secção de engenharia, chefe da secção.
Mühendislik Şubesi Şefi, Sayın Şube Şefi.
Um humilde chefe de secção desafiou o assessor do presidente.
Düşük bir şube şefi açık açık belediye başkanına meydan okuyor.
Chefe da secção.
Şube Şefi.
- Você é o chefe dos Negócios Públicos?
- Hey sen Halkla İlişkiler Şube Şefi misin? - Evet
Chefe da Secção.
Hey, şube Şefi.
Quero dizer-lhe, o próximo nomeado a chefe de Negócios Públicos.
Halkla İlişkiler Şube Şefliği'ne yeni atanan senden bahsediyorum.
Então, nunca serei chefe da secção em minha vida...
Bu sebeple asla Şube Şefliği yapamayacağım.
SECÇÃO DO CHEFE. NEGÓCIOS PÚBLICOS.
HALKLA İLİŞKİLER ŞUBE ŞEFİ
- DIVISÃO DE MENORES
ŞUBE - ÇOCUK SUÇLARI BÖLÜMÜ
Woburn, Seção Especial...
Woburn, Özel Şube. Bekleyin.
Não trabalho para o Vargas, mas para o departamento.
Ben Vargas için çalışmıyorum, şube için çalışıyorum.
O comissário quer ouvi-lo.
Şube müdürü seni görmek istiyor ha!
vou cantar ao comissário.
- Şube müdürüne şarkı söylemeye gidiyoruz.
O ouro terá que encontrá-lo Venha dizer isso ao comissário.
- Bunu şube müdürü için sakla.
Comissário...
- Hey, Şube müdürü.
Os alemãs desarmaram as esquadras da policia de Saint-Denis e Duniere. mas o comissário de polícia ordenou que voltassem para seus postos.
Almanlar Saint-Denis ve Duniere'de polis karakollarını silâhsızlândırdılar. Protesto olarak tüm polis güçleri görevlerini durdular ama Polis Şube Müdürü onlara emirlerini geri almalarını söyledi.
Este departamento não tem nada a ver com os seus problemas pessoais.
Bu şube senin kişisel sorunlarınla ilgilenemez James.
Inspector Elizabeth Bradshaw, da Divisão Especial da Brigada do Dia do Discurso.
Müfettiş Elizabeth Bradshaw Konuşma Günü Masası Özel Şube.
É que estava ter tanto sucesso em Roma que eles abriram um na Dinamarca.
Roma'da o kadar iyi işler yapmışlar ki Danimarka'da bir şube açmışlar.
Os serviços britânicos tentam localizá-lo... pela lista de passageiros das linhas aéreas e de barcos.
İngiltere'deki Özel Şube, bütün havayollarının... ve gemilerin yolcu listelerinden onun izini sürüyor.
- Em quantas estações está isto ao vivo?
- Bazı şeyler artık değişmeli... - Bunu kaç şube yayınlıyor?
O novo Comissário parece que é todo pontinhos.
Şu yeni Emniyet Şube Müdürü çok titiz bir polis.
Isso é uma esquadra nova?
Yeni bir şube mi o?
Estou aqui na fronteira México-Estados Unidos, onde está em curso uma grande operação dos Narcóticos, para apanhar de surpresa um veículo que dizem ser construído inteiramente de marijuana de alto nível.
Toyota Kawasaki Meksika-ABD sınırından bildiriyor, narkotik şube ekipleri tamamen yüksek kalite marijuanadan yapıldığını söyledikleri bir araç için sürpriz bir hoşgeldine hazırlanıyorlar.
Nós o pedimos emprestado à Criminal.
Hayır, yanında Cinayet Şube'den aldığımız birinci sınıf bir hırsız var. Adı da Garcia Santos.
- Devido à gravidade do crime... e a falta de perspectiva de reabilitaçção... eu os condeno a cumprir 125 anos -. - sob a custódia do diretor do departamento correcional -
Bu suçun acımasız doğasını ve rehabilitasyonun kötü olasılıklarını göz önünde tutarak sizi, Islah Makamı'nın şube müdürünün gözetimi altında, 125 yıl hapise mahkum ediyorum.
Se não sabe, fica a saber que dirijo uma concessão.
Neye karıştığını anlatayım. Ben şube yönetiyorum.
Comprei-o, quando o departamento o reformou.
Şube emekliye ayırınca, hemen aldım.
Fui nomeado director nova-iorquino da Força de lntervenção Contra o Crime Organizado.
New York Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nün başına atandım.
Um jantar para os gerentes da agência de Los Angeles.
L.A. şube yöneticilerine bir yemek verilecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]