Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Syndrome
Syndrome Çeviri Türkçe
23 parallel translation
Nós chamamos de síndrome de Atlantic City.
We call it the Atlantic City syndrome.
E sim se sabe que não é apenas uma doença homosexual faço um apelo ao movimento para esta doença "Syndrome Immunedeficiencia Adquirida... a SIDA".
Özellikle de, bu hastalığın sadece gay ilişkili olmadığı gösterildiğinden beri... Bu hastalığın resmi olarak adının Edinilmiş Immun Yetmezlik Sendromu olarak anılmasını öneriyorum veya AIDS.
O nome SIDA parece menos mortal uma pílula para perder peso.
Hastalık AIDS olarak tanımlandı, Acquired Immune Deficiency Syndrome ölümcül değil de, bir diyet hapı gibi geliyor kulağa.
- Um pouco de stress pós-traumático. Just a little post-traumatic stress syndrome.
Sadece travma sonrası stres sendromu.
É o síndrome de Atlantic City.
We call it the Atlantic City syndrome.
Síndroma de Wolff-Parkinson White.
- Wolff-Parkinson White Syndrome.
Eu sou Syndrome!
Senin sonun ve...
E quando já não houver esperança, Syndrome salvará o dia!
Tüm umutlar kaybolduğunda Sendrom günü kurtaracak!
Esperem. Aposto que o Syndrome já alterou a palavra-passe.
Bahse varım Sendrom şifreyi değiştirmiştir.
Congelamos todas as posses do Syndrome.
Sendrom'un varlıklarını dondurduk.
Sofre daquilo a que chamamos um "locked-in syndrome".
İçinde bulunduğun durum bizim "Locked-in syndrome" dediğimiz bir aşama.
Locked-in syndrome.
"Locked-in syndrome."
Já conhecem o enredo e cenário, o quarto de hospital onde M. L, pai de família na força da idade, aprende a viver com um locked-in syndrome, sequela de um grave acidente cardiovascular, ambicioso e para o cínico,
Ana konuyu ve dekoru zaten biliyorsunuz. Bay L'nin hastane odası. Hayatının en güzel evresinde, kan damarı tıkanıklığının yol açtığı ciddi bir kaza sonucu "Locked-in syndrom" la yaşamayı öğrenen bir aile babası.
Ambos temos o locked-in syndrome, tu prisioneiro do teu corpo, eu retido em casa.
Görüyorsun, ikimiz de kilitliyiz. Sen bedeninde, ben dairemde.
Palpito que quando atinguirmos os 100 %, teremos o sindroma da China.
Evet, tahminimce % 100'e ulaştığımızda "China Syndrome" ( film ) yaşayacağız.
Stockholm Syndrome com um par bonito.
Yakışıklı bir adama karşı Stockholm Sendromu geçiriyor.
O seu anjinho, acreditava Jacqueline, superaria as expectativas de vida para a Síndrome de Down.
Jacqueline, küçük meleğinin Down syndrome için biçilen ömrün yanlış olduğunu kanıtlayacağına inanmıştı.
O que aconteceu é que alguém chamado Harizat, do Hamas, era um homem pequeno e foi abanado. Foi um caso de Síndrome do Bébé Abanado. ( Shaken Baby Syndrome
Hamas'tan Harizat isimli ufak tefek biriydi ve onu sorguda sarstılar sarsılmış bebek sendromunu yaşadı.
A música da rapariga com Síndrome de Down foi divertida porque foi a primeira vez que tinha escrito letras e uma melodia.
"Down's Syndrome Girl" şarkısı benim için eğlenceliydi çünkü ilk defa söz ve ezgi yazmıştım.
Sindrome de perdedor?
Loser Syndrome mu?
Sindrome de perdedor.
Loser Syndrome.
Eu sou Syndrome!
Ben Sendrom'um.
O controlo do Syndrome!
Sendrom'un uzaktan kumandası!