Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Sémen
Sémen Çeviri Türkçe
663 parallel translation
É verdade que se tem injectado com sémen de leitões?
Anladim. Kendinize domuz yavrusundan alinmis sperm enjekte ettiginiz dogru mu?
o sémen tem um cheiro repugnante.
Spermanın kokusu kötü geliyor bana.
Reter o sémen é prejudicial
Ne olacaktı? "Akıtılmayan tohum zehirler"!
Na semana passada encontrei aí umas cuecas com sémen!
Geçen hafta meni bulaşmış bir şort buldum.
Encontramos sémen mas não conseguimos identificá-lo.
Meni bulduk ama teşhis edemiyoruz.
O sémen deu positivo mas não tem nenhum esperma.
Menisi testte olumlu sonuç veriyor, ama içerisinde hiç sperm yok.
" Do seu sémen com mais cuidado
" İyi davrananları meniye
Quando um homem é enforcado, ejacula e sémen escorre para o chão.
Bir adam asılınca boşalır ve spermi yere akar.
Um irlandês cheio de sémen e sem ninguém para engatar.
İrlandalıyım. Daha çok tazeyim. Daha hiç becerilmedim.
Havia vestígios de sémen no corpo.
Cesette meni kalıntısı varmış.
Eu e a Dot queríamos adoptar - o meu sémen tem defeito.
Dot'la ben sperm sorunum yüzünden evlat edinmek istemiştik.
O meu sémen tem defeito.
Sperm sorunum hala devam ediyor.
O sémen acumula-se no cérebro.
Boşalamazsa beyni dolar taşar.
Havia sémen na vagina dela, mas, por fora, nada.
Vajinasından adamın spermleri çıktı... ama dışarıda hiçbir şey yok.
As impressões digitais, o sangue de tipo A do sémen, as fibras de alcatifa, indicam-nos que esteve lá.
Parmak izleri bardağın üzerinde... kan grubu, spermlerden tanımlananla aynı... evindeki halıdan alınan iplik örnekleri bize o gece orada olduğunu kanıtlıyor.
Identificação do tipo de sangue, e sémen do tipo A, retirado da vagina da vítima.
Maktulün vajinasında bulunan kan... ve sperm örneklerinden katilin kanının A grubu olduğu tespit edildi.
O sémen colhido no corpo de Miss Polhemus é do mesmo tipo de sangue de Mr.
Bu raporda, Bayan Polhemus'un vajinasından alınan sperm örneklerinin... Bay Sabich'in kan grubundan olduğu yazılı.
Era para uma analise ao sémen.
Lütfen. Şey içindi... Meni tahlili.
Eu devo transformar o sémen amargo em esperma fértil.
Ben de bu acı menileri, verimli spermlere dönüştürmeliyim.
Há manchas de sémen espalhadas pelos lençóis.
Çarşafın üzerine boşalmış.
E as balas representam o sémen.
Kurşunlar, menidir.
A menos que haja alguma coisa estranha o que dá o mesmo se deposita o sémen. no anus ou na vagina. Significa que as mulheres também ficarão doentes.
Eğer menideyse, bu hastalık hakkında olağan dışı bir şeyler olmadıkça anüste ya da vajinada birikmesi bir fark yaratmamalı bu da kadınların da hasta olabileceği anlamına gelir.
Sangue, sémen e secreções vaginais.
Kan, meni, ve vajinal sekresyonla.
A análise do sémen deu tipo sanguíneo AB.
Tahlillere göre kan grubu AB.
A não ser que tenha cabelos, ou sémen, ou fibras ou algo vocês não têm um caso.
Elinizde bir saç teli ya da sperm ya da o tip bir şey olmazsa, dava açılamıyor.
E o seu sémen entrou dentro dela e misturado com o dela como pequenas ondas quebrando sobre a areia, uma rolando depois da outra.
... ve tohumları akarak içine nüksetti. ... kuma çarpıp kırılan dalgacıklar gibiydi. ... birini, bir diğeri ardı sıra takip ediyordu.
A intuição diz-me que a análise ao sémen provará ser o mesmo tipo, por isso os crimes relacionam-se e serás tu a investigá-los.
DNA testinden sonra aynı adamın menisini bulacağıma eminim. Bunlar seri cinayet. Sizin bölümün işi.
- Mas não há registo de sémen.
Ama sperme rastlandığı yazılmamış.
Sem sémen, como estabeleceu o sangue O-positivo?
Sperm yoksa sıfır kan grubunu nasıl saptadınız peki?
E depois espalhou o sémen na minha cara e no cabelo.
Sonra menisini tüm yüzüme ve saçlarıma sıvazladı.
Neguei-lhe o meu sémen.
Özümü vermeyi reddettim.
Agora, precisamos do sémen de um homem decente.
Şimdi dürüst bir adamın spermine ihtiyacımız var.
Deve cheirar a sémen.
Sperm kokuyor olmalı.
Sabes qual o gosto do sémen?
Spermin tadının nasıl olduğunu biliyor musun?
Alguma vez provaste sémen?
Daha önce hiç sperm tattın mı?
Alguns tipos de sémen são mais salgados que outros.
Bazı spermler diğerlerinden daha tuzludur.
O sémen de Vaughan deve ser muito salgado.
Vaughan'ın spermi çok tuzlu olmalı.
A bola é o sémen ejaculado.
Top da elbette cinsel doyuma ulaşmayı.
O seu corpo... violado, espancado, ensopado em urina, ensopado no sémen deles, ensopado no sangue dela, abandonado à morte.
Irzına geçilmiş... dövülmüş... yaralı bedenini... adamların idrarına... spermlerine batmış bedenini... kendi kanıyla sırılsıklam olmuş... ölüme terk edilen bedenini.
- Até agora. Não há restos de sémen.
Hiç sperm örneği bulamadılar.
Não há impressões digitais, fibras, sémen ou cabelos.
Ne bir iz, ne bir lif, ne meni, ne de bir saç teli.
Não há sémen... ... nem sangue, só o dela.
Sperma yok burası dışında kan da yok.
Um preservativo com o sémen dele e impressöes dela...
Prezervatif bulmuş, Kyle'in sperması, kızın parmak iziyle.
Os ultra-violeta fazem o sémen brilhar.
Ültraviyole ışıkta meni parlar.
Até há uma amostra de sémen coincide com o sangue dele.
Onun kan grubuna uyan bir meni örneği bile buldular.
Não lhe poderão ver os olhos por causa dos óculos escuros, mas os nós dos seus dedos são brancos devido à tensão interior. E nas calças terão sémen seco, resultado das punhetas que batem quando não conseguem encontrar ninguém para violar.
Güneş gözlükleri yüzünden gözlerini göremeyebilirsiniz ama parmak boğumları içteki tansiyon yüzünden beyazlaşır ve tecavüz edecek bir kurban bulamadığından devamlı mastürbasyon yapar ve iç çamaşırı meni ile kaplanır.
E estar numa cadeia à espera de um copo de sémen?
Bazen. - Hiç kendini hapishanede oturmuş müdürün bir kap meniyi gelmesini beklerken canlandırmış mıydın?
Senti-me como nunca me tinha sentido antes quando ele espalhou o semén por mim.
Daha önce içime tohum serpildiğini hiç böylesine hissetmemiştim.
Os que colocam o sémen.
Meni kaynak.
Lembra-se quando congelámos o seu sémen?
Spermlerinizi dondurduğumuzu hatırlıyorsunuzdur.
Sémen?
Sperm mi? Kendim topladım.