Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Séries
Séries Çeviri Türkçe
517 parallel translation
Tenho aqui amostras de todas as séries em sua possessão.
Sizdeki serinin her birinden örnekler var elimde.
A sua calibragem parece indicar que estäo definidos em séries decimais.
Kalibrasyonları ondalık sisteme göre ayarlandıklarını gösteriyor.
Precisava de duas séries de radiografias com dias de diferença.
Birkaç gün arayla çekilmiş iki Röntgen filmine ihtiyacım vardı.
Recorda-se das séries de aventuras que passavam nos cinemas?
Bir zamanlar sinemada oynayan macera serilerini hatırlıyor musunuz?
ou AVT, e autorizou a construção de séries de barragens ao longo do rio.
Bu komisyona nehir boyunca barajlar kurması için yetki verildi.
As séries de Os Clássicos regressam à BBC 2 com 26 episódios de Tacada Para o Meu Lado, de John Galsworthy,... com Nyree Dawn Porter repetindo o seu triunfo como Joe Davis.
Klasikler dizisi BBC 2'ye dönüyor. John Galsworthy'nin Benim Yöntemle Bilardo'sunun 26 bölümlük dizisinde Nyree Dawn Porter, Joe Davis rolündeki başarısını tekrar ediyor.
De qualquer forma, a Inglaterra jogou bem para nada nem uma salsicha em resposta aos primeiros turnos da Islândia, um total de 722 a dois, marcados ontem, tristemente rápido, em apenas 21 séries,
Neyse, İngiltere son derece iyi oynadı, boş yere bir sosis bile İzlanda ise ilk devrede toplam 722 sayı yaptı. Bunlar dün 2 eksik oyuncuyla, hayal kırıcı bir hızla, sadece 21 sette bir sürü güçlü vuruş ve sınır ve her türlü saçma sapan şey işte.
Em "Assuntos Séries" de hoje, números contados e recontados, números recordes que foram anotados em pedaços de papel, levados ao banco, postos em gavetas e fechados à chave.
Günaydın. Ciddi İşler'de bugün bazı hesaplamaları aktaracağız. Rekor miktarda sayı, sayfalarca kâğıt parçasına yazılıp bankaya götürülüp çekmecelere konuldu ve anahtarlarla kilitlendi.
Em "Assuntos Séries" desta noite, recapitulamos a atividade do mercado de hoje...
Ciddi İşler'de, bugünkü piyasa faaliyetlerinin özetini detaylı açıklamarıyla birlikte yeniden özetleyeceğiz.
Tal reação não foi programada nos circuitos das séries IL.
IL serilerinin devrelerinde programlanmamış bir şey bu.
Se substituíssemos algumas séries de linhas, do mapa dos Hill, íamos verificar que o olho tem tendência de repente, a não ver concordância alguma entre os dois mapas.
Eğer Hill'in hatları ile başka bir hatlar dizisini değiştirirsek,... gözümüzün bir anda bu iki harita arasında, herhangi bir ortaklık olmadığını görmeye eğilimli olduğunu fark ederiz.
Há umas séries que acham boas para mim.
Bana uygun bazı diziler varmış.
E não me pode chamar Pelo meu nome. Tudo isto é por culpa das séries policiais.
Polis programlarındaki gibi, Harry.
O Ron é o melhor realizador de séries dramáticas da tarde.
Hakkını yemeyelim, gündüz dizilerinde en iyi yönetmendir.
não, sempre faço umas séries antes do jantar, para abrir o apetite.
Hayır, yemekten önce 100 kere ağırlık kaldırırım. İştahımı açıyor.
Há bastantes filmes e séries de televisão em produção nesta altura.
Şu anda burada bir çok film ve televizyon dizisi çekiliyor.
Usada para muitas cenas de tiro em séries de TV, tipo Gunsmoke.
TV dizilerindeki bir çok heyecanlı silahlı çatışma sahnelerinde kullanıldı.
A substância mais poderosa que o homem já mais conheceu ovos falsos, séries experimentais 106.
[Kalın ses] İnsanoğlunun bildiği engüçlü madde... kocaman yumurta, deneysel sıra 106.
Comprava séries de 10 bilhetes.
Trenle eve giderken hep doğuya gitmişim.
Senhoras e senhores, continuamos as séries da semifinal de combates.
Yarı final karşılaşmalarımıza devam ediyoruz.
Também fazem isso com as séries de TV.
Televizyon programlarında da aynı şeyi yapıyorlar
Um passe para o World Series.
Finallere serbest giris karti.
Levei os Cardinals à vitória. Os Red Sox perderam por 4x3 no World Series.
Bu arada Cardinaller'i şampiyonluğa taşımış Red Sox'ı Dünya Serisi'ne sokmayı başarmıştım.
Um excesso de séries.
Herman serisi, Oscar serisi ve böyle bir çok seri var.
Convoco então os fãs para participarem dessa empreitada, dando opiniões, criando um enredo para o episódio e criativamente, pegar partes de vários episódios e também de outras séries e fazer um grande final para essa grande série, que só durou
Pınar Batum
Hão-de ver-me outra vez. Sempre que uma mulher gorda meter um pé malcheiroso na cara de um desgraçado eu estarei lá.
Canım, belki bir gün şu seyirci olayını unuturlar da Cubs'ların World Series'den elenmesini sağlayan babanı stadyuma geri alırlar.
Morreu um pouco quando eles perderam a World Series de 1919, morreu muito no Verão seguinte quando oito jogadores... foram acusados de terem sido comprados.
1919'da Dünya Kupasını kaybettiklerinde çok üzüldü... birsonraki yaz, takımın sekiz üyesi... maçları satmakla suçlanınca mahvoldu.
Depois, em 1919, a equipa dele, os Chicago White Sox, corrompeu a World Series.
1919'da onun takımı Şikago White Sox... Dünya Kupasını sattı.
... do World Series, certo?
Dünya şampiyonası için yaşıyorum, tamam mı?
Aqui vai à vitória dos Cubs no World Series!
Dünya şampiyonluğunu kazanan Cubs için.
LeBradford, estão a dar bilhetes para o World Series.
Dünya şampiyonası için bilet veriyorlar.
Mas são os Cubs, no World Series.
Cubs dünya şampiyonasında.
- Vou ao World Series. - Meu, se foges daqui apanhas 16 meses de segurança média. - O quê?
Dünya kupasına gideceğim!
Eu vou ao World Series, onde os Chicago Cubs vão dar uma tareia aos Califórnia Angels!
Dünya kupasına gideceğim... ve Şikago Cubs orada Kaliforniya Angels'ı yenecek.
Os Cubs vão ganhar o World Series!
Cubs Dünya kupasını kazanacak.
- Querem ver o World Series.
Dünya kupasını izlemeyi.
E vamos assistir ao jogo do World Series, e se você entrar aqui, vamos matar o Dworski!
Ve Dünya kupası maçını izleyeceğiz! Ve içeri girerseniz Dworski'yi öldüreceğiz.
Bem, é o fim-de-semana do World Series. - E não temos mais carros.
Dünya kupası haftası ve hiç arabamız kalmamış.
Vamos passar a emissão para Matt Lamador, no Instituto Penal Milton K, Prochik, para saber como anda a greve do World Series,
... Milton K. Prochik Cezaevi'nden Dünya kupası grevi ile ilgili canlı yayın.
Não há registos de violência até agora, mas essa greve pelo World Series numa prisão de segurança mínima pode ser a peça de interesse humano mais peculiar do ano,
Şimdiye kadar hiç bir şiddet haberi gelmedi. Hala bu hafif suç cezaevindeki Dünya kupası grevi yılın yegâne insanı ilgilendiren öyküsü olabilir.
E, por um tempo limitado, digamos uma oferta especial do World Series,
Kısa bir süre için, bunu Dünya kupası özel olarak adlandıracağız.
Dá-me só os meus bilhetes para o World Series e eu ponho-me a andar.
Sadece Dünya kupası biletlerimi ver ; ben de gideyim buradan.
Bilhetes para o World Series?
Dünya kupası biletleri mi?
Mal podes esperar pra ir ao World Series... - Exacto.
Dünya kupasına gitmek için bekleyemiyor musun?
Spencer, gostaria mesmo de te ajudar, Mas é que tenho um encontro com uma miuda linda, que vou levar comigo ao World Series.
Gerçekten yardım etmek isterdim. Dünya kupasına götüreceğim bu güzel kızla randevum var.
Escapei da prisão para ver os Cubs no World Series. - Estou a falar a sério.
Cubs'ı Dünya kupasında izlemek için firar ettim.
É uma providência divina que eu e tu estivéssemos aqui juntos quando os Cubs estão no World Series.
Bu ilahi bir hikmet ki sen ve ben burada Cubs Dünya kupasında iken birlikteyiz. Orada olmalıyız.
E fugiste mesmo da prisão para ir ao World Series?
Ve gerçekten Dünya kupasına gitmek için hapisten kaçtın.
Quero que os Cubs vençam o World Series!
Cubs'ın Dünya kupasını kazanmasını istiyorum.
Mark Grace e os Cubs no World Series,
Mark Grace ve Cubs Dünya kupasında.
Você está a testemunhar história, Pela primeira vez, desde 1908, os Cubs vencem o World Series,
Tarihe tanıklık ediyorsunuz. Cubs 1908'den beri ilk kez Dünya kupasını kazandı.