Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Tide
Tide Çeviri Türkçe
93 parallel translation
Vinha pelo correio com as amostras do Tide.
Postada deterjan numuneleri ile birlikte gelirdi.
- "Olá, Gwen. Olá, Tide."
- "Merhaba, Gwen." "Merhaba, Tide."
- Olá, Tide? !
- Merhaba tayt?
Tide, Cheer.
"Tide. Cheer."
Roll Tide!
Denizleri salla!
O anuncio Tide : "Se tem uma T-Shirt cheia de manchas de sangue..." "talvez lavá-la não seja o seu maior problema neste momento."
Bir Tide reklamı : "Eğer tamamen kana bulanmış bir t-shirt'ünüz varsa belki de o an kuru temizleme en büyük sorununuz değildir."
Como uma roda do tempo
Like a leaf that's caught in the tide...
- Cheira a Tide.
- Tide gibi kokuyor.
- Então, acho que usei Tide.
- - Sanırım Tide'ı kullandım.
Por que temos Tide?
Neden bizde Tide var?
Camisa pólo. sabão Tide.
Polo spor gömleği. Tide sabun.
Nadas contra corrente, mas afogaste... no céu
* Swim against the tide, yet you drowned... * Tamam.
Mas é como aquele anúncio do Tide onde nos mostram uma meia branca e depois mostram-nos uma ainda mais branca.
Ama bu tıpkı çamaşır suyu reklamındaki gibi olsaydı hani beyaz bir çorap vardır, sonra daha beyaz bir tanesini gösterirler.
Bem, deve ser no porto Biscayne. Marina de Bay Tide.
Biscayne Limanı, Bay Tide Yat Limanı.
Há uma promoção no Tide líquido.
Sıvı deterjanda indirim varmış.
Cheira bem, a Tide O que disse?
Güzel kokuyorsun. "Tide" gibi. O nedir?
Cheira como o detergente Tide...
"Tide Deterjanı" gibi kokuyorsun.
Você usa o detergente Tide?
Tide Deterjanı kullanıyor musun?
Sou capaz de ter um tira nódoas.
Bir tane de Tide Stick olacaktı.
- E "Maré Alta"?
- "High Tide" a ne dersin?
- O que acha de "Maré Alta"?
"High Tide" a ne dersin?
- "Maré Alta"...
"High Tide". Beğendim.
Com quem é que a Tide vai jogar neste fim-de-semana?
Bu hafta sonu kesin berabere biter.
E o seu tio... Ed diz, "Roll Tide".
Bir de şey Ed Dayın diyor ki, "Roll Tide."
Diz-lhe alguma coisa... "Roll Tide"?
"Roll Tide" sana bir şey ifade ediyor mu?
Era o seu grito de guerra. "Roll Tide".
Onlara, "Roll Tide" diye tezahürat yapıyorlardı.
Bolachas, "sucrilhos", biscoitos, Ketchup Heinz, e tenho alguns 2 X 1 para sabão Tide.
Pop-Tarts, Frosted Flakes, Bisquick Heinz Ketçap ve iki alana bir bedava çamaşır suyu kuponu bile var.
Joguei pela Crimson Tide. Eu era muito popular por aqui.
Crimson Tide için oynuyordum buralarda oldukça popülerdim.
Uma onda vermelha a representar o Crimson Tide.
Kırmızı bir dalga şeklinde platform.
Hotel Tide's Edge.
Tide'ın Edge Oteli.
A maré vai inundar o topo rochoso.
Roll Tide ödlerini koparıyor tabii!
Alabama é a maré, mas a mascote é um elefante.
Alabama'nın Crimson Tide'ı diyorsun ama bunların maskotları fil.
O testemunho de Mary Morgan perante o Comité de Apropiações do Senado foi um apaixonado apelo pessoal.
Tide Water sakini Mary Morgan'ın senato önündeki konuşması son derece coşkulu ve kişisel içerikteydi...,
Crimson Tide contra os Texas AM.
Crimson Tide'la Texas AM oynuyor.
Isto tornou-se no filme Crimson Tide ou estás atrasado?
Ortalık Crimson Tide'e döndü. Yoksa sen her zamanki gibi olanları kaçırdın mı?
Já pensaste em usar "Tide"?
Kuru temizleme yaptırsaydın.
É a Maré Crescente.
Sorun "Rising Tide".
Estou mais interessado em saber como este grupo "Maré Crescente" descobriu-o.
Ben daha çok, bu "Rising Tide" grubunun onu nasıl öğrendiğiyle ilgileniyorum.
Como é que eles conseguem isto primeiro que nós?
"Rising Tide" dan başka bir küçük hediye daha. Bu şeyleri bizden önce nasıl elde ediyorlar?
A Maré Crescente está a tentar afastar-nos.
"Rising Tide" bizi konuşturmaya çalışıyor.
Podemos ter uma pista de um dos locais da Maré Crescente
"Rising Tide" ın güzergâh noktalarından birini denk getirmiş olabiliriz.
Não vão conseguir parar a Maré Crescente.
Her yerde. "Rising Tide" ı durduramazsınız.
O Agente Ward tem um passado com o seu grupo. A Maré Crescente.
Ajan Ward'ın grubunuzla küçük bir geçmişi olmuştu "Rising Tide" la yani.
O telefone por onde filmou o herói encapuçado, tem a mesma assinatura criptográfica de outras publicações da Maré Crescente.
"Başlıklı" yı kayda aldığın telefon "Rising Tide" ın gönderdiği birkaç şeyle aynı şifresel imzayı taşıyor.
A maré está a crescer.
"Tide" yükseliyor.
Isto não é uma coisa que a Maré Crescente possa aceder ilegalmente, Skye.
Bu, "Rising Tide" ın bilgisayar korsanlığı yapacağı bir şey değil Skye.
A Maré Crescente é a razão para ela ter obtido o convite.
Davetiyeyi "Rising Tide" sayesinde aldı.
Tide.
- Akıştan dolayı.
Eram chamados de Crimson Tide.
Onlara, "Crimson Tide" diyorlardı.
"Roll Tide".
Roll Tide.
Universidade do Alabama!
ROLL TIDE!