Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Tiras
Tiras Çeviri Türkçe
1,669 parallel translation
Então porque é que não a tiras fora, Chowder?
Öyleyse maskeyi çıkarmaya ne dersin, Chowder?
Porque não tiras um tempo para pensar?
Niye biraz izin alıp düşünmüyorsun?
Fazia bolachas de aveia, tiras de manteiga de amendoim, chocolate preto recheado de nozes de macadâmia...
Yulaflı kurabiyeler, fıstık ezmeli kekler bitter çikolatalı, fındıklı eklerler yapardım.
Tiras-te o peso de 50 anos de vida.
Şey, hayatımın 15 yılını aldın.
Rearranjam-se os átomos tiras um bocadinho e acrescentas outro.
Atomları tekrar düzenliyorsun. Biraz çıkartıyor biraz ekliyorsun.
És lindo quando tiras os óculos.
Gözlüklerini çıkarınca ne kadar da güzelsin, kuzum.
Porque não tiras a mão?
Neden bırakmıyorsunuz?
Porque não tiras as vermelhas?
Neden kırmızıları da almıyorsun?
Também temos nesse estilo mas com tiras.
Ayrıca böyle makarna askılı kıyafetlerimiz de var
Porque é que tu não tiras a tua roupa e entras?
Neden kıyafetlerini çıkarıp gelmiyorsun?
Não, não, não. Ou o tiras tu, ou tiro-o eu.
Ya kendin çıkartırsın onu üzerinden, ya da ben onu senin için çıkartırım.
Amanhã tu tiras o dia de folga e então nós iremos, ok?
Yarın izin alırsın ve bizde buluşuruz, tamam mı?
Umas tiras de aipo, e podemos fazer uma Bloody Mary.
Güzel, tek ihtiyacımız biraz meze ve sonra Bloody Marys'imizi yudumlayabiliriz.
- Porque não tiras essa máscara?
- Neden gerdirmiyorsun?
Os palhaços para quem vendi baseado são tiras.
Biraz önce ot sattığım o iki soytarı polis.
Só vejo magníficas tiras de perfeição.
Tek görebildiğim kusursuz kesilmiş şeritler. Oy!
Se não o tiras, tiro-o eu mesma.
Madem kabul etmiyorsun, kendim yaparım!
- Lucy, porque não tiras o resto do dia?
Neden bugün biraz dinlenmiyorsun?
Às vezes tiras-me do sério.. e digo coisas que não quero dizer
Bazen beni deli ediyorsun ben de istemediğim şeyler söylüyorum.
Porque é que tu não... tiras uma folga?
Niye biraz..... ara vermiyorsun?
Tiras esta gente de cima, os idiotas das câmaras e depois voas para o espaço do modo correcto.
Bu insanları arkana alıyorsun, şu kameralı aptalları defet buradan daha sonra da uzaya olması gerektiği şekilde çık.
Não tiras o casaco?
- Merhaba. - Ceketini alabilir miyim?
É como as tiras de pH.
Tıpkı asitlik derecesi gösteren bantlardaki gibi.
Lamento, se tiras a roupa toda... sabes, porque é que não te inclinas sobre a mesa? Tira a roupa e inclina-te sobre a mesa.
Özür dilerim, bütün giysilerinizi çıkarın... hey, biliyorsun, neden masanın üzerine eğilmiyorsun?
- Ando atarefado... - Tiras uma foto, por favor?
Bu da iyi, ha?
Metemos as tiras de couro. Assim, agarramo-nos melhor.
Deri kuşaklarla bağlarız, daha iyi tutacaktır.
O que tiras, te será sempre tirado.
Aldığın hangisiyse senden daima alınacaktır.
Tiras as mãos de cima de mim.
Çek o pis ellerinizi üzerimden.
Por que me tiras de tua vida?
Neden? Beni neden hayatından atıyorsun?
Se não tiras essa treta de imitação da minha frente...
Çek şu sahte şeyi suratımdan...
Tiras-me as botas?
Botlarımı çıkarır mısın?
Tiras?
Çıkarır mısın?
- Por que não tiras o resto da tarde?
Bugünlük eve gidip dinlen.
Estes caras não gostam se saber o que tiras sabem?
Polisin ne bildiğini öğrenmek istemez mi?
Não quero ninguém a olhar para o meu corpo nu, a fazer-me cócegas com tiras de borracha e cabedal.
Kimsenin çıplak vücudum üzerine yürümesini istemiyorum. Kauçuk ya da süet kemerlerle gıcık etmesini filan. Ben -
Portanto, na maioria das noites, antes de me ir deitar, coloco seis tiras de toucinho no meu grelhador eléctrico.
Bu yüzden çoğu geceleri yatmadan önce.. Sosisleri alır ve yatağımın kenarına ızgaranın üstüne koyar,
Assim que tiras a cavilha e a granada fica desbloqueada, tens cinco segundos para voltar a pôr a cavilha até rebentar.
Pimi çekersen geri takmak için beş saniyen var, yoksa fitil ateşlenir.
Com tiras de pele e tudo.
-... yeleği de varmış. - Arkadaşları da öyleydi.
E tiras.
Sıyırma.
Tiras o conteúdo sem destruíres os dados e deixas a caixa intacta?
Kutusunu bozmadan verileri alabilir misin?
Tinhas um vestido preto com uma racha de lado, sandálias às tiras e...
Üzerinde siyah bir elbise, açık sandaletler vardı.
Finalmente tenho uma miúda, não ma tiras.
Sonunda bir kız buldum ve onu benden almana izin vermeyeceğim.
Não é o que tiras, é a quem o tiras, topas?
Önemli olan ne aldığın değil.. .. onu nasıl aldığın. Anlıyor musun beni?
Tu tiras a corda, a bandeira cai.
İp giderse bayrak iner.
Houve um episódio do pior um verão com a Tracy. Todas as manhãs elas... bombardeavam-me e decidi pôr umas tiras contras as moscas.
Tracy'yle yaşadığım yazın en kötü bölümü buydu, her sabah beni bombalarlardı, ben de sinek şeritleri asmaya karar verdim.
Comprei tipo 20 dólares de tiras para moscas a 50 cêntimos cada.
$ 20'a almıştım yani, bir parçası 50 sent ediyordu.
E então tinha tipo 40 tiras de moscas penduradas sob a minha cama, e por todo o apartamento.
Yani, yatağımın üstünde kırk sinek şeridi asıIıydı. Her yerde.
Tiras mata moscas por todos os lados.
Her yerde sinek şeritleri vardı.
Fazes deslizar a gaveta dos cristais, tiras o cristal da arma anti-Replicator, e colocas-o na terceira slot a partir da direita.
Kristal tablasını çıkarıyorsunuz, Çoğalıcı silahından kristali alıyorsunuz, sağdan üçüncüye yerleştiriyorsunuz.
Errado. Como pode estar errado? Tiras-te isso da terceira prateleira.
Öyleyse bu hediyeyi hangi seviyedeki oyuncu alır?
É impressionante quando tiras o sexo de cena consegues rapidamente estabelecer uma ligação mais profunda com alguém. É por isso que evito sempre levar as coisas para um plano sexual com as minhas amigas.
İşte ben bu yüzden, sürekli olarak kızlarla cinsellik yaşamaktan kaçınıyorum.