Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Todas
Todas Çeviri Türkçe
76,624 parallel translation
Todas as condenações do meu gabinete...
Görevimdeyken kazanılmış bütün davaların güvenilirliğine gölge düşer. Olmaz.
É um anel de 6 dígitos, é o que elas todas são.
Milyon dolarlık bir yüzük. Emin ol hepsi aynı.
Entendo que gostes de usar o sarcasmo e quero amar e aceitar todas as partes de ti, mas podes não fazer piadas sobre a morte neste momento, por favor?
Alaycılık senin huyun, biliyorum ve seni her yönünle sevip kabullenmek istiyorum ama şu anda ölmekle ilgili espri yapma lütfen, olur mu?
Mal posso esperar para contar a todas.
Herkese söylemeye can atıyorum.
Não há espaço para todas.
Sıçtığımın yerine hepimizi sığdıramazlar.
As prisões são todas iguais.
Her cezaevi birbirinin aynı.
Todas as contagens de células no sangue, atingem o nível mais baixo.
Bütün kan hücrelerinin sayısı dibe vurmuş.
Estou curioso de saber se quando roubou o meu cartão para ajudar a sua atractiva e fanática namorada, pensou nas consequências não só para si, como para todas as outras pessoas daqui.
Merak ediyorum, çekici ve fanatik kız arkadaşına yardım etmek için kartımı çaldığında sadece kendin için değil, bu yerdeki diğer herkes için de ne gibi sonuçları olacağını hiç düşündün mü?
E estou a dizer-te que acabaste de assinar o teu próprio mandado de morte, e o meu, e de todas as outras almas neste campo.
Ve söylemek istediğim, sadece kendi ölüm fermanını değil, benim ve bu kamptaki herkesinkini imzaladın.
- Porquê essas perguntas todas?
Tüm soruların anlamı nedir?
Ou fica desligado num armário do trabalho todas as noites?
Yoksa her gece bir dolapta iş yerinde güç küçültüyorsun?
Protocolo de emergência! Todas as estações mudem para o sinal 2 imediatamente!
tüm satış yerleri kayar Hemen ikisini işaretle!
Todas as transmissões de saída serão encriptadas.
Evet. Tüm giden iletimleri şifrelenecektir.
Para todas as unidades. Tiros foram disparados.
- Silah atıldı.
Mas de todas as estupidezes que já disseste, esta é a mais estúpida.
Ama söylediğin o kadar aptalca şeyin arasında en aptalcası bu.
E já o disse de todas as maneiras que conheço.
Üstelik bunu aklıma gelen her anlamda söyledim.
Com as crianças fora no Verão, enrolámo-nos em todas as divisões da casa.
Çocuklar yaz tatiline gittiğinden beri evdeki her odada yattık.
Bem, todas as noites, mostraram-nos a "Armadilha dos Pais".
Her gece bize Ebeveyn Tuzağı'nı * izlettirdiler.
Prometi a minha abstinência, tal como todas as estrelas rock de grande sucesso.
Uzak durmaya yemin ettim başarılı tüm rock yıldızlarının yaptığı gibi.
Podem imprimir todas as passagens que quiserem.
Şurada. İstediğin kadar bedava bilet bastırabilirsin.
Todas as portas se abririam para o Monty Monograma.
Tüm kapılar Monogram Monty'e açılırdı.
Recebemos todas estas coisas só por deixar o Mr. Burns vencer-nos no minigolfe.
Bütün bunlara Bay Burns'ün golfte bizi yenmesine izin verdiğimiz için sahip olduk.
Bem, agora tens que decidir, de uma vez por todas, onde está a tua lealdade.
Artık kesin bir karar vermelisin kime sadık kalacaksın?
Escrevi todas as rimas para o primeiro álbum hip-hop do Jay G.
Jay G'nin ilk hip-hop albümündeki tüm sözleri ben yazdım.
Tenho que falar com ele todas as noites por telefone.
Onunla her gece telefonda konuşabilmeliyim.
Todas as criancinhas agora têm a ansiedade de adultos.
Artık bütün küçük çocuklarda büyük anksiyetesi var.
Guardaste todas as nossas coisas!
Bütün eşyalarımızı saklamışsın!
Quando as forças da Terra retiraram, a MCRM usou as naves todas para ajuda de emergência.
Dünya kuvvetleri geri çekildiğinde MKCD tüm gemilerini yardım girişimine sürdü.
Mas você parece pensar que todas as pessoas à sua volta são estúpidas.
- Sağ olun. Ancak çevrendeki herkesin aptal olduğunu düşünüyor gibisin.
A todas as naves nesta área : esta é a Arboghast, das NU.
Bölgedeki tüm gemilere BMS Arboghast konuşuyor.
Com todos os torpedos que todas as naves marcianas conseguirem lançar sobre nós.
Yörüngedeki MKCD gemilerinin sahip olduğu her torpido doğrudan bize kilitlenmiş olur.
Abre-as todas.
Hepsi açılsın.
O Sargento Draper já respondeu a todas as suas perguntas, madame?
Çavuş Draper bütün sorularınızı cevaplandırdı mı hanımefendi?
Ou talvez todas as outras civilizações tenham desaparecido.
Belki şu diğer uygarlıklar gitmiştir.
Muito bem, querida, dá-me um rastreio contínuo de todas as naves em Ganímedes e mantém-te alerta, monitoriza todas as bandas e transmissões MCRM, quero saber se há alguma coisa que afecte o tráfego que entra e sai daquela Estação.
Pekâlâ tatlım, bana Ganymede'deki her geminin kesintisiz izini göster. Kulaklarını dört açıp MKCD'na ait her frekans bandını ve yayını izle. İstasyona giriş ve çıkış trafiğini etkileyecek bir şey olursa bilmek istiyorum.
Todas as raparigas parecem gostar dele.
Bütün kızlar ondan hoşlanıyor gibi görünüyor.
- Então, se são todas iguais...
- Eğer hepsi aynı ise...
Todas aquelas vezes que me levou a casa.
Birçok defa beni eve bıraktın.
Poderia dar-me uma lista de todas as datas em que cá esteve, nos últimos... seis meses.
Son altı ay içinde kaldığınız tarihlerin.. .. listesini bana verebilir misiniz?
Todas as mortes da cama 10, na Enfermaria Fosdick.
Fosdick Koğuşundaki..
Foi na mudança de turno, todas tiveram acesso à enfermaria.
Değişen bir nöbet listesi var. Hepsi koğuşa girebilir.
Você matou todas aquelas pessoas só para incriminar o Dr. Powell?
O insanların hepsini sadece Dr Powell'i yakalatmak için mi öldürdün?
Sim, ele foi ao meu quarto, como fazia todas as manhãs, cerca das 11 horas.
Çoğu sabah yaptığı gibi 11 : 00 de buraya, odama geldi.
Zebulon Sadler, sacristão de Todas as Almas.
Zebulon Sadler, All Souls'un mezarcısı.
Viver num subúrbio, de casas todas iguais, com um pequeno carro à porta?
Üç aşağı beş yukarı aynı şeyler, yeni birkaç mal mülk, girişinde bebek arabalı her ev aynı?
... assegura-nos uma colheita abundante, e abençoa-nos com todas as coisas boas, ao longo do próximo ano.
.. Cömert bir hasat olsun, Gelecek yıl da bizi iyiliklerle kutsa.
Então deviam comprá-la... juntamente com as outras divisões todas.
O hâlde satın almalısınız, diğer tüm odalarla beraber.
É importante explorarmos todas as opções e todas as possibilidades antes de cometermos uma loucura.
O yüzden diğer tüm seçenekleri keşfetmeli ve çılgınca bir şey yapmadan önce tüm olasılıkları elemeliyiz.
Se calhar hoje não me apetece seguir as regrinhas todas, Bunchen.
Belki bugün tüm kurallara uyacak havada değilim, tamam mı Bunchen?
Não sei se viverei o suficiente para ver todas essas fotografias.
Tüm resimlere bakacak kadar uzun yaşayacağımızı sanmıyorum.
Pois quero acabar com isto, de uma vez por todas.
Çünkü bu işten gerçekten bıktım - temelli bitsin artık.