English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Tou

Tou Çeviri Türkçe

829 parallel translation
Ou devo dizer,'tou?
Yoksa, "gaba" mı deseydim?
"tou bi or not tou bi contra o seu peito, it iz ze question"
İŞTE BÜTÜN MESELE BU.
Oh,'tou arrumado.
Ben bittim.
Tou a falar a sério.
Şaka yapmıyorum.
'Tou-me a cagar para ela.
Kim olduğu sikimde değil.
'Tou a ficar velho, entendes?
Yaşlanıyorum. Anlıyor musun?
'Tou. Esqueci-me do meu mantra.
Dua etmeyi unuttum.
- Não tou nada preocupada com isso.
Ben dert etmiyorum!
- Tou a disfarçar.
- Pis bir iş!
Eu tou-me a cagar p'ra eles.
Onları dert etmiyorum. O adamlarla bıyıklarımı fırçalarım.
O que é que eu tou aqui a fazer?
Bunca zamandır ne yapıyorlar?
- Que frete que eu tou a apanhar.
- Anladım. Sormam bile hata!
'Tou a ver.
Anlıyorum.
Tao, as Cidades de Ouro Tou-dou dou-dou dou As Cidades de Ouro
Bir gün Altın Şehri bulacağız.
Não, eu não'tou a mandar no sistema,'Tou a bombardear o sistema.
Hayır, Sistemi çalıştıran be değilim, Ben sistemi bombalıyorum.
Mas'tou cá!
Fakat ben burdayım.
Sabemos que o quartel-general do RaShaam é nesta base militar, 12 quilómetros a sul de Sen Tou.
Aldığımız bilgiye göre Rashaam'ın karargâhı bu askeri merkezde. Sen Tou'nın 12 kilometre güneyinde.
Tou um pouco deprimida
Biraz canım sıkkın.
Tou pronta para curtir vamos arranjar gajos
Güzel zevkler için hazır olun kızlar.
Faríamos os testes normais veríamos como iria responder ao calor intenso, frio intenso, alta voltagem, lixo tóxico dor, depravações doentias, inoculação, tou a falar de agulhas.
- Ah, her zamanki testler. - Onun yüksek ısıya, çok soğuk ortamlara... -... yüksek voltaja, zehirli maddelere, acıya, uykusuzluğa...
Oiça, dona,'tou-me nas tintas, nem que esteja tatuado no seu cu.
Hanımefendi, kıçında dövmesi bile olsa umurumda değil.
É esta a noite pessoal, tou falando!
Size söyleyeyim çocuklar, gece bu gecedir.
April... se o teu pai me apanha aqui tou feito.
April... Eğer baban beni burada yakalarsa tarih olurum.
Tou prestes a ficar.
Yakında olacak galiba.
Tou a ver
anlıyorum.
Tou de rastos.
Çok yoruldum.
- Tou a tentar! Tou a tentar!
İtiyorum!
- Es-tou!
- Merhaba!
Tou a ver... Que sorte.
Sana iyi şanslar.
"Tou a ver que precisas de ajuda mas eu preciso de encontrar os meus filhos."
"Yardıma ihtiyacın olduğunu gördüm ama çocuklarımı bulmalıyım."
- Sou popular. Tou a ver.
Çok popülerim.
E não voltou, tou, tou, tou Até quatro de julho, Iho, Iho, Iho
Ve geri dönmedi, di, di, 4 Temmuz'da geldi, di, di
Tou a avisa-los.
Bak seni uyarıyorum!
Tou aflita.
Ciddiyim.
Porque é que tás tão lixado? Eu é que tou a sangrar.
Bende normal bir insanım.
Eu sei o que tou a fazer.
Ben ne yaptığımı biliyorum.
- Sim, só tou um bocadito tonto.
- İyiyim, biraz ürktüm.
Tou fora!
Devir onu!
Eu não preciso de ti Tou cansado de comer-te mesmo assim, puta!
Senin o bitmiş kıçına ihtiyacım yok, sürtük!
- bem, é a primeira vez que tou a ouvir.
- Bunu da ilk defa duydum.
e tou a pensar em ter o quarto.
Şimdi de 4 ncüyü planlıyorum.
eu tou a procura de algo mais imotivo... e tu tas-me a dar uma leitura de papel.
Ben kor halinde bir öfke istiyorum sense beni yumuşak bir hisle dolduruyorsun.
tou a tentar manter a personagem.
Karakterle özümsemem lazım.
Apanhei pulso. Tou a perde-lo.
Nabız var, onu kaybediyoruz.
eu tou tentando dormir deixou no meio do nada, acorda!
Uyumaya çalışıyorum. Ne saçmalıyorsun? Yolun ortasında bırakıyor kızı.
Tou?
Alo?
- Mas eu tou nu!
- Ama çıplağım!
Tou...
Pork... ky...
- Tou...
- Pork... ork...
Tou a ouvir'.
Dinliyorum.
- Sim, eu pago pelo menos eu curto só porque eu tou numa viagem de merda, nao quer dizer que eu curta tambem
- Evet. Ben alıyorum. Sen?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]