Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Tracey
Tracey Çeviri Türkçe
367 parallel translation
Traz-nos de beber, Tracey.
İçki getir, Tracey.
Tracy! Está aqui alguém para si.
- Tracey
Estamos a bordo da USS Exeter, comandada pelo Ron Tracey, um dos capitães mais experientes da Frota.
Yıldız filosunun en deneyimli kaptanlarından Ron Tracey'in yönettiği USS Exeter.
O Capitão Tracey está...
Kaptan Tracey...
Acredito que o Capitão Tracey tem interferido na evolução do planeta.
Kaptan Tracey'in bu gezegenin evrimine müdahale ettiği inancı. Olası görünmüyor.
Agem de uma forma quase demente. O Capitão Tracey foi factual em diversas declarações.
Tracey, savunduğu bazı şeylerde, gerçekçiydi.
Um ataque à aldeia há uma semana, feito pelo Capitão Tracey.
Bir hafta önce köye yapılan saldırı Kaptan Tracey tarafından yönetilmiş. Köylüler doğrulayacaktır.
Capitão Tracey da Exeter.
Uhura. Kaptan Tracey, Exeter'dan.
Capitão Ronald Tracey, pelo Comando da Frota Estelar, regulamento 7...
Kaptan Ronal Tracey, Yıldız Filosu komutası gereğince, kurallar...
Não me deixe adormecer. O Capitão Tracey disse que já houve uma grande civilização aqui.
Kaptan, Tracey bir ara burada bir medeniyetin olduğunu söylemişti.
O Tracey acha que esses agentes podem ser uma fonte de juventude.
Tracey, bu bağışıklık maddesinin gençlik iksiri olabileceğini düşünüyor.
Podemos subir à nave, Tracey.
Işınlayabiliriz, Tracey.
Ponha o Capitão Tracey sob detenção.
Kaptan Tracey'yi ise tutukla.
Outro homem que viu a sua cabeça pregada ao chão foi Stig O'Tracey.
Kafası yere çivilenen bir başka adam da Stig O'Tracey idi.
- Não foi, Mrs. O'Tracey?
- Doğru değil mi, Bayan O'Tracey?
Caí perto de Bovey Tracey.
Bovey Tracey yakınında düştüm.
Lembras-te da Tracey?
Tracey'i hatırlıyor musun?
Tracey?
Tracey mi?
Claro que me lembro da Tracey.
Tabii hatırlıyorum.
- Tracey era doida por mim?
- Tracey benim için deli mi olurdu?
A Tracey está no quarto?
Tracey orada mı?
- Tracey está no quarto?
- Tracey yatak odasında mı?
- A Tracey?
- Tracey? ...
E a Tracey?
Zavallı Donald. Ya Tracy?
Tracey, volta...
Tracey, içeri gir artık...
Tracey tem algo para te mostrar.
Tracy'nin sana göstereceği bir şey var.
A Tracey está muito ferida, e em condição instável.
Trace'nin durumu ciddi. Net bir şey söyleyemem.
A mãe está lá com a Tracey. Ela está melhor.
Annem Tracey'nin yanında.
- Tracy?
- Tracey?
Conheces aquele sentimento que se tem às vezes que não pedimos para ser trazidos ao mundo?
Bazen sen de hisseder misin, Tracey bu dünyaya gelmeyi sen istememişsindir?
Só quero agradecer-te, Tracy.
Sana teşekkür etmek istiyorum, Tracey.
- Obrigado pelo cobertor, Tracey.
- Battaniye için sağol, Tracey.
Tracey, quando sentires essa coisa a deslizar, está tudo a funcionar, é uma sensação única no mundo.
Tracey, o şeyin içeri girdiğini, her şeyin tıkırında gittiğini hissetmek harikulade bir duygudur.
Esta é a Tracey.
Bu Tracey.
- Como vais, Tracey?
- Nasılsın Tracey?
Que melhor lugar para estrear do que no Tracey Ullman Show o divã do psiquiatra da nação, com piadas e muita comédia musical.
Psikiyatrik şakaların yapıldığı, müzikal komedi unsurlarının olduğu..... Tracy Ullman Şov seçimi de şov için çok doğru bir karar olmuştur.
Não nos vemos desde a crisma da Tracey.
Seni Tracey'nin vaftizinden beri görmüyoruz.
Claro, Tracey!
Elbette, Tracey.
Tracey.
- Tracey.
Tracey Kimberly.
Tracey Kimberly.
Titanic afunda-se, Leonardo DiCaprio disse-me a mim, Tracey Kimberly, numa exclusiva E. T. entrevista, que está presentemente em negociações para fazer a sequela para o pico do Verão o qual terá o título de "Titanic 2".
Büyük kalp hırsızı Leonardo DiCaprio özel bir E.T. röportajında bana, Tracey Kimberly'ye yazın en çok izlenen filmi Titanik'in ikincisini çekmek için şu anda stüdyoyla görüşmekte olduğunu söyledi.
Tracey, vá lá, sai daqui.
- Hadi ama Tracey. Çık dışarı.
Tracey, esquece a noite de hoje.
Bu geceyi unut, Tracey.
Tu sabias que eu era casado quando começámos esta relação, Tracey.
Bu ilişkiye başladığımızda evli olduğumu biliyordun, Tracey.
Vamos agora em directo para o local com a Tracey Kimberly.
Tracey Kimberly'yle doğrudan olay yerine bağlanıyoruz. Ben Tracey Kimberly.
Sou a Tracey Kimberly, em directo do Capitólio, onde fomos convidados a seguir os diversos acontecimentos orientados por um desconhecido advogado da firma Whiteman Small Johnson.
Senatodan canlı yayındayım. Nispeten pek tanınmamış küçük bir hukuk firması olan Whiteman, Small, Johnson tarafından gerçekleştirilen şaşırtıcı bir olaylar dizisine şahit olduk.
Tracey...
Pekala, yeter. Tracey?
Vai em frente, Tracey.
Devam et Tracey.
Obrigado, Tracey.
Teşekkür ederiz Tracey.
É o Ron Tracey.
Bu, Ron Tracey.
- Sou a Tracey.
- Ben Tracey.