Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Track
Track Çeviri Türkçe
50 parallel translation
Era questão de tempo antes deles perceberem que sua tomada iria para cima se tivesse sangue na pista.
It was a matter of time before they realized their take would go up if they got blood on the track.
Lia revistas.
Road Track.
Isto, Sr. Atleta, é um explosivo caseiro!
Bu, bay Track Star ev yapımı bir patlayıcı!
Traz o Tele-Track. Está no porta-luvas.
Teletakibi aç, torpido gözünde.
Se queres marcar pontos com a Donna, usa o meu super funk eight-track.
Donna'yı elde etmek istiyorsan, benim süper pikabımı kullan.
Foi só uma questão de tempo até um destes cretinos dar conta de que haveria mais audiência se corresse sangue no campo.
It was a matter of time before they realized their take would go up if they got blood on the track.
Mexe na peça da senhora em fato de treino.
Move that, little lady in a track suite. - Ne düşündüğüm biliyor musun?
- "I've Lost Track of the World"?
- Dünyanın izini kaybettim.
"Track and sealer", corredor três.
Kapatıcı dene. Üçüncü koridor.
Acreditas que aquele sítio ainda está de pé, o Track and Turf?
O mekanın hala ayakta durduğuna inanabiliyor musun?
Segundo o Massachusetts 8-Track Collector Magazine, tenho a maior colecção de cartuchos do estado.
Massachusetts Sekiz Kanal Koleksiyoncu dergisine göre eyaletteki en geniş kaset arşivi bende.
Lookin'back on the track for a little green bag
Lookin'back on the track for a little green bag
PRODUTOS PARA CEGOS Lookin'back on the track, gonna do it my way...
Lookin'back on the track, gonna do it my way
Não tinha a Road Track, por isso...
Hâlâ hiçbir gelişme yok...
Kat, daqui Racetrack.
Kat, Race Track.
Oh... ah, fixe.
Süper. Bir 8-track.
Onde está a cassete?
Ben- - 8-track kaset nerede?
Sim. No condado de Track.
Evet, Turek ilçesinde.
Coloque-as sobre o "fast track" para chegar a julgamento e avançar com ela, chegar à verdade.
Mahkemelerin işleyişini, duruşmaları, gerçeğe ulaşılmasını hızlandırsınlar istiyorum.
No caminho, apareceram muitos veículos half-track falangistas.
Yoldayken çok sayıda Falanjist askeri araçları geçmeye başladı.
Assim que o perseguidor chegar ao grupo da frente, she hauls ass around the track uma segunda vez e tenta marcar.
Oyun bozucu önündeki tutucuları geçince pist etrafında ikinci kez dönüp, sayı yapmaya çalışır.
E a lei parece que Não o conseguiu encontrar
¶ and the law just could not seem to track him down ¶
# O Caminho Camptown está a cinco milhas
Camptown track is five miles long
OHANA SHRIMP TRACK 13h
1 saat sonra Ohana Shrimp Truck'ta
Apostas off-track ilegais. O estabelecimento está fechado.
Yasadışı hile karıştırılmış kumar.
Foi uma equipa D-Trac que mandámos lá.
Oraya gönderdiklerimiz bir D-Track timiydi.
Eu amo-te tanto, Track.
Seni çok seviyorum Ttrack.
I've broken my heart so many times I've stopped keeping track
Birçok kez kalbim kırıldı izini aramayı bıraktım.
A rapariga, Regina Harper, era uma estudante "track star", e foi apenas uma remoção de um quisto, e nunca recuperou a consciência.
Şu Regina Harper, üniversite atletizm takımındaydı ve basit bir kist çıkarma ameliyatıydı ama bilinci tekrardan yerine gelmedi.
Led Zeppelin. No Quarter.
-... grubun İkinci cd, üçüncü trackının adı?
Flat track é uma das melhores categorias para aprender essa habilidade porque tudo se trata de controlar a tração.
Düz pist yarışları yeteneğinizi geliştirmek için harika bir yer her şey sürtünmeyi kontrol etmek ile alakalı.
Este é o Billy Butler e The Right Track.
Billy Butler ve The Right Track.
Não tenho hipótese de pagar pelas bases de dados de antes, mas tenho Auto Track XP para registos de veículos, uso Flat Rate Info para o QI National People Locator, tenho documentos públicos, obviamente.
Eskiden kullandığım tüm veri tabanlarına erişebilecek param yok şu an. Ama motorlu taşıtlar için takip sistemi ve Ulusal Kişi Belirleme Servisi var. - Halka açık kayıtlar var sadece tabii.
- O'Track! - Olha quem aqui está!
- Trak, bak kim geldi.
O Track tem razão, temos de os matar a todos.
Trak'la aynı fikirdeyim. Hepsini öldürmeliyiz.
O Track tem razão, um tiro na cabeça e morrem logo.
En iyi kafadan vuruluyor ya. Çabucak geberiyorlar.
Track, diz à florista que tem de ser o melhor ramo de sempre.
- Trak, büyük bir çelenk yaptır.
Road Track diz que o Z / 28 é o favorito a carro do ano.
Road Track'te, Z / 28'in yılın aracı ödülünün baş adayı olduğu yazıyor.
A Road Track diz que ele vai ser o carro do ano.
Road and Track, bu arabaya yılın arabası olacak diyordu.
Gostava de vos dar as boas-vindas a bordo do 2359 Alpha Track Service para Eastbourne.
Seyahat görevliniz konuşuyor, aramızda hoş geldiniz. 2359 nolu tren, AlphaTrack'den Eastbourne'e gitmekte.
Há duas semanas, houve uma reunião do clube de atletas.
İki hafta önce Racers Track Club ile tanıştık.
Bem, ainda participamos em corridas de "flat track", mas comparadas com as corridas nos autódromos são muito desinteressantes.
Biz düz yol yarışına hâlâ katıImış durumdayız. Ama dürüst olmam gerekirse, motor pistine kıyasla bu çok etkisiz.
Verdade, mas arrasas nas rectas, e é isso que pretendemos na "flat track".
Doğru, ama doğrudan yakıyorsun. Ve biz de düz yol yarışında bunu arıyoruz.
A Harley-Davidson a fazer corridas de "flat track"?
Harley Davidson düz yolda mı yarışıyor?
Se é assim que pretendemos apanhar a Indian, isto vai consumir a maior parte do tempo do Bill e vamos ter de atribuir muitos recursos a tirar as corridas de "flat track" do baixo estatuto que têm.
Şimdi, eğer İndian'a böyle yetişmeye niyetliysek hem Bill'in vaktinin büyük kısmını tüketecek hem de düz yol yarışını çok düşük statüden kaldırmak için epey bir kaynağı tevzi edecek.
Ouve, para eu vender a ideia de que as corridas de "flat track" não são um enteado das corridas nos autódromos, tens de deixar-me dispor as cartas por uma certa ordem.
Dinleyin. Eğer düz yol yarışının motor pistinin kızıI saçIı üvey çocuklardan oluşmadığı fikrini ben satacaksam zar tutmama izin verin.
A nova equipa de corrida da Harley-Davidson está prestes a inaugurar uma nova era das corridas de "flat-track".
Tüm yeni Harley Davidson yarış ekibi düz yol yarışında yeni bir çağ açmak üzere.
Mas então precisarias de uma grande luminária, ou preferes uma Track Light?
Oh, o zaman büyük metal lamba mı ya da aydınlatma mı?
Uma cassete?
8-track kaset mi?