Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Tranqüilo
Tranqüilo Çeviri Türkçe
207 parallel translation
Piedmont, Carolina do Sul, o lar dos Cameron onde o tranqüilo decorrer da vida nunca voltará a ser assim
Piedmont, South Carolina, Cameron'ların evi. Yaşamın bir daha olmayacak şekilde yabani ve hoş akıp gittiği bir yer.
Agora, tranqüilo.
Hem de ikisi birden.
Esteja tranqüilo.
- Ben iyiyim. - Yavaş yavaş.
- Um hotel tranqüilo.
- Sessiz, sakin bir otel.
- Tranqüilo.
- Soygun, Henry.
Tentava estar tranqüilo, mas era uma pilha de nervos.
Toparlanmaya çalışıyordum, ama sinirlerim beni parçalıyordu.
Aquela noite, ao retornar a casa, estava mais tranqüilo.
O akşam eve döndüğümde sinirlerim gevşemişti.
Tranqüilo, amigo.
Heyecanlanma dostum.
Tranqüilo.
Merak etme.
Allan é um nome tranqüilo.
Allan durgun bir isim.
Tranqüilo, Parry.
Sakin ol Parry.
termina o café tranqüilo.
Siz bana aldırmayın, küçük hanım.
esperavamos que pudesse afrouxar as formalidades... e ter um casamento tranqüilo.
Formaliteler biter bitmez evlenmelerini umuyoruz.
O mundo todo Está tranqüilo e em paz
Tüm dünya sakin ve huzur dolu
Pode ir tranqüilo.
Yapacak çok işimiz var.
irei pôr armadilhas a um lugar tranqüilo e você pode voltar para Rio Varrem.
Kavga gürültü olmayan bir yere gidip tuzak kuracağım, sende evine dönebilirsin.
O Capitão quer fazer o sacrifício. É o Homem Tranqüilo, Moukayla Kyiri... que vai degolar o animal para evitar um acidente.
Yüzbaşı köpeği öldürmek istiyor ama sonunda, Beyaz Prens Muykayla-kiri kazalara meydan vermemek için köpeğin boğazını kesti.
Então, o Comandante Cruel se dirige... a Moukayla Kyiri, o Homem Tranqüilo, e diz : " Precisamos levar pedaços de carne àqueles que não puderam vir.
Sonra, Beyaz Prens Muykayla-kiri "Gelmeyenlere köpeğin parçalarından getirmeliyiz." diyor.
No mercado de sal, reina o Homem Tranqüilo, Moukayla Tyiri... e os Haoukas chegam, um após o outro.
Tuz pazarını Beyaz Rahip yönetiyor ve birbiri ardınca Hausalar ona katılıyorlar.
Fique tranqüilo, eu nãosou desse tipo.
Hiç korkmayın, Bay Flannagan. Ben hiç öyle biri değilim.
Quieto, tranqüilo.
Sessiz, huzurlu.
- Muito tranqüilo.
- Çok sessiz.
- Já está mais tranqüilo.
- Şimdi de yavaşladı.
Tranqüilo, deixaremo-lo atrás na seguinte.
Tamam, öyleyse onu, sonraki tepede yakalarız.
- Tranqüilo, Robert
- Endişelenme, Robert.
Tudo parecia normal, tranqüilo, calmo, repousado...
Ama herşey sakin ve huzur içindeydi.
Não me lembro. O padre tampouco, tranqüilo.
- Kusura bakma hatırlamıyorum!
Não convém o escândalo! Não o publique mais, rogo-lhe isso! Tranqüilo!
Skandalı gizli tutmaya çalışmalıyız, daha da çok yaymaya değil!
Sim, há-me isso dito Pupe e posso estar tranqüilo.
Avukat AlCamo? Hâlâ burada mıyız?
Se me houvesse isso dito você não estaria tão tranqüilo.
Evet, tatlım bana söyledi, rahat olabilirim!
Então, procurei um local tranqüilo para escrever.
Yazabileceğim, sessiz sakin bir yer aradım.
- e ficarás mais tranqüilo.
- Bu seni rahatlatacaktır.
- Tranqüilo, alerta, pronto para o serviço.
- Sakin, uyanık, göreve hazır.
Quando ele te ver, ficará tranqüilo.
Seni görürse daha sakin davranır.
Ainda não estou tranqüilo.
Yine de endişeleniyorum.
- Nâo, mas fico mais tranqüilo.
- Yürümek istiyorsan o başka.
Fique tranqüilo ai, menino! Mas o que é que vocês andam pensando?
Devrimciymişsin gibi konuşma şimdi!
- Fique tranqüilo, rapaz! Por que é que você nâo queria me ver? Queria se desfazer de mim?
Evleneceksem istiyorum diye evlenirim ama kaba kuvvetle hiçbir şey elde edemezsin!
Dizia-se que Giudizio era um cara tranqüilo.
Giudizio sessiz, sakin biriydi.
Tranqüilo!
Sakin ol!
Tranqüilo.
Sakin ol.
Quando se está morto... tudo é calmo... e agradável... e tranqüilo, mãe.
Ölümde her şey sessiz ve hoş ve huzur dolu, anne.
Tudo é tranqüilo.
Her şey huzur dolu.
Tranqüilo!
Yeter, kapa çeneni!
Estava sedado, não tranqüilo!
Sakinleştirici almıştım, kendimden geçmemiştim!
- Tranqüilo, desfruta do espetáculo. - Barnett está zangado.
- Barnette kızdı.
Fique tranqüilo. Não vou te assustar novamente.
Seni daha fazla korkutmayacağım.
Só quero estar em Kansas City amanhã. Tranqüilo.
Tek istediğim Kansas City'e sabah olmadan ulaşmak.
Acho que está tranqüilo agora, Fiver.
Sanırım artık güvendeyiz, Fiver.
- É confortável e tranqüilo.
- Rahat ve sakin.
- Olhe pai, fique tranqüilo de uma vez, rapaz! Nós vamos nos ocupar dos papéis.
- Boşandınız mı?