Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Treasury
Treasury Çeviri Türkçe
33 parallel translation
Táxi amarelo, com o número de licença H0012, a dirigir-se para Oeste na 15th Street em Treasury Place.
H0012 plaka numaralı sarı renkte taksi 15. Cadde'den batıya doğru Hazine Binası'na ilerlemekte.
Tommy, a América lhe agradece, e à sua organização, a preciosa ajuda na venda de obrigações de guerra e o magnífico programa de rádio, Treasury Star Parade.
Tommy, tüm Amerika sana ve harika organizasyonuna bu harika savaş bandosunu kurup tüm zamanını ve gücünü harcayıp, o harika radyo programını yaptığın için teşekkür etmek istiyor. "The Treasury Star Parade" Başrolde T.D.
O Lex Luthor tinha um kit com uma máscara em Super Homem contra o Grande Homem Aranha...
"Superman, Müthiş Superman'e Karşı" Treasury Baskısı'nda Lex Luthor'un üst derisinde bir kaçış kiti gizliydi.
- Um informador do Treasury passou os vossos nomes e fotos à máfia arménia.
- Hazinede bir köstebek çeteye adınızla resminizi vermiş.
Porque não me disse que o Treasury tinha encontrado o informador?
Niye bana köstebeği anlatmadın?
O Treasury anda atrás dos tipos que o fizeram. - Quem lhe disse isso?
Hazine soyguncuların peşindeymiş.
O importante é saber onde o dinheiro marcado foi gasto, antes que o Treasury chegue até nós.
Önemli olan Hazine öğrenmeden paranın nerede harcandığı.
Seja como for, os arménios têm alguém no Treasury.
Her halükarda Ermenilerin Hazine'de bir adamı var.
- Há um bufo no Treasury.
- Hazine'de bir sızıntı var.
Os arménios têm alguém dentro do Treasury a dar-lhes informações sobre as notas marcadas.
Ermenilerin Hazine'de bir adamları var, işaretli parayla ilgili bilgi veriyor.
Há uma fuga no Treasury e no nosso departamento.
Hazinede ve bizim teşkilatta sızıntı var.
Se for encontrado morto, o Dutch e o Treasury vão investigar tudo a pente fino.
Ölürse Dutch, Hazine, her taşın altına bakarlar.
A identificação dele dizia que era do Treasury.
Hazineden.
É o segundo agente do Treasury aqui, em duas semanas.
İki haftada ikinci hazine elemanı.
Temos os malditos arménios atrás de nós, o Treasury, por causa de 65 mil?
Yani lanet olası Ermenileri peşimize 65 bin için düşürdük.
Agente Quigley, US Treasury.
Ajan Quigley. Hazineden.
Quer a lista das notas marcadas do Treasury ou que fique com ela?
Hazinenin listesi sende mi kalsın?
Arranjei a lista de números de série que anda debaixo de olho do Treasury.
İzlenen numaralar halledildi.
Aqui estão. As notas marcadas, guardadas para o Treasury.
İşte Hazine için sakladığımız işaretli paralar.
Não aparecem na lista do Treasury.
Hazinenin listesinde yoklar.
Sabemos que o Treasury pediu ao Aceveda que visse as notas de todas as apreensões superiores a mil dólares.
Aceveda bin doların üstündeki paraları araştırıyor.
Adivinha quem é que o Dutch e o tipo do Treasury trouxeram para a esquadra?
Dutch oğlan ve Maliye'deki kaltak az önce kimi getirdi tahmin edin?
Aqueles 17 mil dólares que roubou tinham sido marcados pelo U. S. Treasury.
Çaldığın o 17 bin dolar Maliye Bakanlığı tarafından işaretlenmişti.
Vai juntar o tipo do Treasury com o Rodriguez.
Hazineciyi Rodriguez'le buluşturuyor.
Preciso de falar com ele a propósito do Treasury.
Hazine hakkında konuşmam gerek.
Aqui está o novo principal suspeito do Treasury.
İşte hazinenin yeni baş şüphelisi.
Está a ser sondado pelo Treasury?
Hazine izliyor mu?
Parabéns. Arranjaste um lugar nos mais procurados do Treasury.
Hazinenin en çok arananlar listesinde bir yer edindin.
De um tipo do Treasury.
Hazineden biri.
Ela recebeu uma mensagem de um tipo do Treasury.
Hazineden biri onu aramış.
Com sorte, nessa altura, o irlandês já terá gasto algum dinheiro que encontrou e será o principal suspeito do Treasury.
İrlandalı bulduğu parayı harcamış olur. Hazinenin baş şüphelisi olacak.
Acção sem parar, ali, no Tesouro.
Öyle, Treasury'de aralıksız hareket var.
- O tipo do Treasury?
- Maliye'den mi?