Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Tuzak
Tuzak Çeviri Türkçe
5,677 parallel translation
Há um trilho ali!
Bu bir tuzak!
Foi tudo um esquema?
- Bunca zamandır tuzak mı kuruyordun?
Porém, elas são boas para humilhar, desmerecer e menosprezar pessoas.
Ama iyi oldukları bir şey vardır o da tuzak kurmak, insanları rencide etmek ve küçümsemektir.
Cuidado com o fio.
Tuzak ipe dikkat et.
Ele tramou-me, mas está bêbado demais para perceber que eles tentarão matar-nos a todos. Matar?
- Bana tuzak kurdu ama bizi öldüreceklerini anlamayacak kadar sarhoş. - "Öldürmek" mi?
Tu tramaste-me!
Bana tuzak kurdun!
Mas vai ser pior para o tipo lá dentro.
Kendilerine tuzak kuruyorlar.
É uma armadilha, meu!
Bu bir tuzak, dostum.
É uma armadilha!
Lanet olası bir tuzak!
Repara bem. Há um certo preconceito com homens que gostam de musicais.
İlerideki izlerin orada, bir tuzak var.
É uma cilada.
Tuzak kurmuşlar.
Ouçam. isto é um truque.
Dinleyin bu bir tuzak, tamam mı?
Vou montar umas armadilhas, mas deve ter sido um incidente isolado.
Emin olmak için birkaç tuzak kuracağım ama bana göre şu durum istisnai bir olay.
Pode estar nas paredes, mas... Vou montar mais umas armadilhas lá fora, ao pé dos canos. Está bem.
Duvarların içinde olabilir fakat dışarıdaki sıhhi tesisatınızın yanına birkaç tuzak daha kuracağım.
Coloquem espigões a oeste de Waterloo, antes do acesso.
Girişten hemen önce, Waterloo'nun batısında tuzak kurun.
Essa é dificil, eu sei.
Bu da soran gibi, biliyorum bir tuzak soru,
Está a montar uma armadilha para o apanhar.
O aldatmak için bir tuzak koyuyor.
A armadilha está preparada.
Tuzak kuruldu.
Só apertou o botão de emergência.
Sadece tuzak ipime çarptın.
Vocês tramaram-me?
- Bana tuzak mı kurdunuz?
Não, ninguém tramou ninguém. Tramar é uma palavra forte.
Yok, kimse kimseye tuzak kurmadı!
Não digas "tramar."
Tuzak fazla sert bir laf.
- É um isco.
- Bu bir tuzak.
- Armadilhas!
- Tuzak.
Frankie, a sério, a polícia tramou-me.
Fra, diyorum sana, polis bana tuzak kuruyor.
Era uma armadilha, uma emboscada a dois metros.
Tuzak kurmuşlar. İki metreden pusuya düştük.
Se for uma armadilha ou as minhas exigências não forem satisfeitas, matar-te-ei e atirarei o teu corpo para a baía.
Tuzak kokusu olursam yahut da taleplerim karşılanmazsa seni öldürüp cesedini körfeze atacağım.
Marek, é uma armadilha. Vai-te embora por favor. Não, não.
Marek, bu bir tuzak.
É uma cilada.
Bu bir tuzak.
Tu preparaste algum tipo de armadilha e estás a encorajar o Hannibal a ir até ela.
Bir tür tuzak kurdun ve Hannibal'ı o tuzağa güdüyorsun.
Temos que criar uma armadilha.
Bir tuzak kurmalıyız.
Enganaste-o só para o matar.
Sırf onu öldürmek için tuzak kurdun.
Ele montou-me uma armadilha.
Evet, tuzak kurmuş.
Eu fui longe de mais ao roubar-te a bebida. Mas estavas passada e a pôr armadilhas como o Elmer Fudd.
Seni içkiyle uçurmakta biraz haddimi aştım ama kızgındın ve aynı Elmer Fudd gibi tuzak kuruyordun.
Como sabes que ela não está a armadilhar-nos?
Hepimize tuzak kurmadığını nereden biliyoruz ki?
Do que estás a falar?
Bize tuzak kuruyor. Neden bahsediyorsun sen?
Porque achas que a Annalise nos armadilhava?
Dur biraz. Neden Annalise'in bize tuzak kurmak isteyeceğini düşünüyorsun ki?
A boa notícia é que vou usar armadilha e retirar as acusações.
İyi haber şu ki tuzak kurulduğunu iddia edip suçlamaların düşürülmesini sağlayabilirim. Duydun mu, Leo?
Forças-me a apresentar o teu espião num Tribunal, provar a armadilha e destruir anos de investigação sobre essa família.
Pekâlâ, beni muhbir konusunu halka açık duruşmada bahsetmeye,... bir tuzak olduğunu kanıtlamaya ve bu aile üzerinde yıllardır yaptığın araştırmaları mahvetmeye zorluyorsun.
- O depoimento prova que o caso foi construído em bases ilegais...
Bay Hortua'nın ifadesi bu davanın tuzak kurmayı da içeren yasadışı bir zemine dayandığını kanıtlamış oldu.
- És esperto para saberes que quem te contratou, e te traiu.
- Adına çalıştığın adamın sana tuzak kurduğunu anlayacak kadar zekisin.
Isto não é nenhum truque.
Tuzak değil bu.
Tramou-me. O quê?
- Tuzak kurdun bana.
Contou o meu plano a outros e agora está a tramar-me.
Planımı başka bir çeteye anlattın şimdi de bana tuzak kuruyorsun.
Não sei nada nem da armadilha nem de outros.
Tuzak kurmayla veya başka bir çeteyle ilgili bir bilgim yok.
Teria descoberto se a policia estava à tua espera.
Aynasızların sana tuzak kurduğunu bilirdim ben olsam.
Estás envolvido!
Bana tuzak kurdun.
Os três sofreram uma emboscada, e o Matt não conseguiu safar-se.
Üçüne tuzak kuruldu ve Matt kaçmayı başaramadı.
Mais uma vez, parece ter sido uma emboscada.
Yine bir tür tuzak kurulmuş gibiydi.
É uma armadilha.
Bu bir tuzak.
A Annalise não tem razão para isso.
Annalise'in bize tuzak kurması için bir sebep yok.