Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Tí
Tí Çeviri Türkçe
83 parallel translation
Há em jogo uma recompensa por tí, se renda à lei...
Başına konmuş bir ödül var. Hiçbir yere kaçamazsın.
Claro está que eu não o quisesse... mas isso mesmo pode lhe ocorrer a tí e aos outros.
Olsun istemem, elbette, ama bunlar hepinizin başına gelebilir.
- detrás de tí.
- Hemen arkandayım.
- Conhece-te tí mesmo?
- Kendini tanıyor musun?
Quanto mais dure este engano, pior será o final para tí.
Ve bu sis ne kadar uzun sürerse sonuç senin için o kadar kötü olacak.
Particularmente para tí, Kris.
Özellikle senin için, Kris.
A tí mesmo, a sua mulher, sua terra natal.
Kendini, bir kadını, bir vatanı.
Fez-o por tí.
Bunu senin için yaptı.
ele haveria de nos trazer a tí.
Sırrımız güvende olacak.
Está bem por tí?
Sakıncası var mı?
Hey, não é por tí, ok?
Sorun sende değil, tamam mı? - Biliyorum.
Pensas que foi por tí?
Senin yüzünden olduğunu mu sandın?
É horrível quanto te podes odiar a tí mesmo por ser débil e insignificante.
İnsanın zayıf ve aciz olduğu için kendinden nefret etmesi dehşet verici.
Por tí, homem, ficarei um minuto.
Senin için, dostum bir dakika kalırım.
A mãe contou-me muito sobre tí.
Annem senden çok bahsetti.
Bravo para tí, Puff.
Sana da tebrikler Puff.
Estou orgulhoso de tí, Puff.
Gurur duydum Puff.
Não posso deixar de pensar em tí.
Seni düşünmeden edemiyorum.
- Graças a tí, Nathan.
Teşekkürler canım.
E é obvio que a tí, meu doce... por seu apoio moral.
Ve tabii ki sana tatlım. Desteğin için...
antes de me ter encontrado, era um simples ser em harmonia com meu mundo... depois de tí, tornei-me arteiro, cínico... totalmente fora de contacto com meus arredores.
Sen beni bulmadan önce ben basit çevremle uyum içindeydim. Senden sonraysa bütün köklerimi kaybettim. Çevremden tamamen koptum.
Numa palavra, Nathan... converti-me em tí.
Nathan, o dünyada ben, sen oldum.
Eu estava esperando por tí.
Seni bekliyordum Paul.
Bem, Brian, talvez estejas muito concentrado em tí mesmo.
Evet Brian, içten içe kendini doldurmuşsun.
Se os bófias são porcos, isso faz de tí uma salsicha?
Polisler domuzsa, kesince pastırma mı olacaksın?
Um dia vês o teu reflexo lá, e no próximo dia é uma insignificante mancha de óleo na tua estrada rachada, a olhar fixamente para tí, a gozar de tí. Blá! Blá!
Bir gün yansımanı görüyorsun ertesi gün çatlaklar arasından bir yağ bezesi sana bakıp, dalga geçiyor!
Vou estar de olho em tí.
Gözüm üzerinde olacak.
Tenho outro projecto para tí.
Senin için başka bir projem var.
Só depende de tí, Casper.
Sana kalmış.
Só o posso reservar para tí, no máximo, por duas semanas.
Senin için en fazla iki hafta daha bekletebilirim.
Os teus pais deviam estar orgulhosos de tí.
Annen seninle gurur duyuyor olmalı.
Vou buscar o vestido que usei no meu primeiro Lodi para tí
Ve senin için, benim ilk Lodim'de giydiğim kıyafetleri çıkartacağım
Apenas consigo ver... que quando esta rapariga se sentar atrás de tí na bicileta...
Ben sadece şunu gördüm... Bu kız bisiklette arkanda oturduğu zaman..
A polícia diz que encontraram a carteira do Raymond e assim chegaram a tí.
Polis, Raymond'un cüzdanını bulduğunu ve izinizi bu sayede sürdüklerini söylüyor.
Alem de tí.
Sadece sana.
Isto é para tí.
Bunlar senin için.
- Acredito em tí!
Ben sana inanıyorum!
Está bem, mas era a tí que eu queria ver.
Tamam, ama görmek istediğim sensin.
E tudo graças a tí.
Sana teşekkür borçluyum.
Nós é que temos de cuidar de tí.
Sizi korumak bizim görevimiz.
- Podes esquecer-te de tí, por 5 minutos?
5 dakikalığına unutamaz mısın?
- O gajo negava-se a testemunhar por tí..
Adam sana tanıklık etmeyi reddediyordu.
Estava com esperanças que descobrisses por tí próprio.
Bunu kendi başına anlayacağını ummuştum.
Tim fala muito de tí.
- Tim senden çok bahsetti.
Melhor para tí.
Senin için iyi olmuş.
- Todos aqui fazemos força por tí.
Burada herkes senin için dua ediyor.
Ouve, eu tenho um amigo inteligente para tí.
Baksana, tam sana göre bir arkadaşım var. IQ su 170.
Eu podia trabalhar para tí.
Hey, ben gelip seninle çalışabilirim.
- Graças a tí, amigo.
Sana da ahbap.
Preciso de tí.
Sana ihtiyacım var.
Não falarei de tí.
Senden bahsetmeyeceğim. Gerçeği anlatacağım.