Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Ubs
Ubs Çeviri Türkçe
29 parallel translation
Esta é a história de Howard Beale, apresentador do Telejornal, no canal USB TV.
Bu hikaye UBS kanalının haber spikeri olan Howard Beale ile ilgilidir.
A notícia foi-lhe comunicada por Max Schumacher, presidente do Departamento de Notícias da UBS.
Bu haber, UBS'nin haber bölümü başkanı Max Schumacher tarafından kendisine bildirildi.
"Aconteceu uma coisa invulgar esta noite numa outra estação, a UBS."
Kardeş kanallarımızdan UBS'de bu akşam olağan dışı bir şey meydana geldi.
Na época em que a CCA tomou posse, a UBS TV foi fundada com menos de 7 % das receitas nacionais da rede, com a maioria dos programas a serem vendidos, por um preço abaixo do normal.
Ve CCA, UBS televizyonunun kontrolünü eline aldığında, kanalımız toplam televizyon gelirlerinin yüzde 7'sinden daha az bir gelir elde ediyordu.
O Noticiário da Rádio será transferido para a Divisão de Rádio da UBS, e a Divisão de Notícias passará de divisão independente, para um departamento dependente da estação.
Radyo haberleri UBS Radyo Bölümü'ne taşınacak ve haber departmanı bağımsız bir birim olmaktan çıkıp kanalımızın sorumluluğu altına girecek.
Está no ar, o "Jornal de notícias da UBS, com Howard Beale."
Howard Beale ile UBS akşam haberleri başlıyor.
Mas desde que a CCA assumiu o comando da UBS há 10 meses, o Hackett tem tomado conta de tudo.
Fakat CCA 10 ay önce UBS'nin konrolünü ele geçirince Hackett bir anda her şeye hükmeder oldu.
Aqui termina o "Jornal de Notícias da UBS", com Howard Beale.
Howard Beale ile UBS akşam haberleri sona erdi.
- O "Telejornal da UBS, com Howard Beale".
Howard Beale ile UBS Akşam Haberleri başlıyor. 2, sendeyiz Howard.
A UBS estava a atingir um fluxo de caixa de nivelamento, depois de estar com um prejuízo de 110 milhões de dólares.
Kanalımız UBS'nin, kazandığımız 110 milyon dolarla birlikte zarara geçen bir şirket olmaktan çıkıp kâra geçtiğini belirtmek isterim.
O apresentador do Telejornal da UBS, conhecido por milhões como o louco das ondas de televisão, foi morto a tiro esta noite, atingido por espingardas automáticas exactamente no momento em que a transmissão se iniciava.
UBS kanalının haber şovu sunucusu ve milyonlar tarafından tüm zamanların en çılgın peygamberi olarak bilinen kişi bu gece tam yayına başladığı esnada taramalı silahlarla açılan yaylım ateşi sonucu hayatını kaybetti.
Há cerca de um mês atrás, um jornalista da UBS infiltrou-se na operação do Tadesco.
Bir ay önce UBS'ten bir muhabir Tadesco'nun operasyonuna sızdı.
Olá, sim. É a Sally Vogel, da UBS News.
Alo evet, ben UBS Haber'den Sally Vogel.
É a Sally Vogel, da UBS News.
Evet, ben UBS Haber'den Sally Vogel.
Uma reporter da UBS.
Birleşik Yayın Sistemi'nde muhabir yardımcısı.
Escute, Brick. Fala a Sally Vogel da UBS News.
Dinle Brick, ben UBS Haber'den Sally Vogel.
Eu sou a Sally Vogel da UBS News, e escutem, o tipo que prenderam ontem não era o tipo certo.
Ben UBS Haber'den Sally Vogel ve dinle dün yakalanan adam doğru kişi değildi.
Fala Sally Vogel da UBS News. Atlantic City. Nova Jersey.
Ben UBS Haber'den Sally Vogel, Atlantic City, New Jersey.
"BUS". É o Banco Unido da Síria.
"UBS." Bu bir Suriye bankası.
- Perú. - Ligou o senhor Schmidt.
UBS'ten Bay Schmidt aradı...
Os EUA forçaram o principal banco suíço, o UBS e os oponentes do segredo bancário, festejaram esta situação.
ABD, en büyük İsviçre bankalarından UBS'yi köşeye sıkıştırmış durumda ve gizlilik yasası karşıtları da bu durumdan hoşnut görünüyor.
Fraude da UBS multada em 780 milhões Quando se soube que a UBS ajudava americanos abastados a fugir aos impostos, esta recusou-se a colaborar com o governo.
UBS varlıklı Amerikalıların vergi kaçırmalarına yardım ederken yakalanınca hükümetle işbirliği yapmayı reddetti.
Quando deixou o Senado, Phil Gramm tornou-se Vice-Presidente da UBS.
Phil Gramm, Senato'dan sonra UBS'nin başkan yardımcısı oldu.
Sou Phillip Sterling com um relatório especial da UBS News.
Ben UBS Haber Ajansı'ndan Phillip Sterling.
A maioria foi para o UBS.
Çoğu UBS'e gitti. Şanslısınız.
Mas essa pendrive... isso preocupa-me.
Ama şu UBS bellek, beni endişelendiren o.
Mas, se levaram a bolsa porque alguém queria essa pendrive, nunca vou recuperá-la.
Ama birisi UBS'i almak isteyen birisi çantayı aldıysa... -... asla geri alamam.
A "temdrive", por favor.
UBS'i verin lütfen.
O Sr.': èüHÚ © # ÷ AoæÞEäAa ¾ § üøA 2Ç èA : ½ ^ ÷ A ° _ Á ¤ çAa ¾ § üøA 2Ç èA0NHøA ÿyèA ´ È høA 2Ç èAÉUÑõqøAöÌa8 èAP ¾ øAµMuþlèAeù % ÷ øAê lPèA ¨ Fã ƒa Ýv { 2èA ¢ Üp ° ƒa / Rê ¢ óçAXWp ÃøAÁÀI ÜçA? ÷ } äa ¥ è ÷ ALADZäA8 ± å ( p ÷ AoæÞEäAÎ W ÷ A ¼ ^ ÅêPäAï ¢ ÷ A êaäAüHÚ © # ÷ A ô6 äAª ± ÛBS ÷ A { LÃ ¦ äA { í · un ÷ A ³ Õ © ² äAoünBu ÷ A8N1C ¯ äA8Pè ÷ AqN, Ð äAäduN ³ ÷ A % Ö Ã äAú A ¹ ÷ Aö _ ö ° äAT ° ùô © ÷ A ² ÇäA ¡ ¢ £ ¤ ¥ ¦ § ¨ © ª "¬ ® ¯ ° ± ² ³ ´ ƒ ¶ · ¸ ¹ º" ¼ ½ ¾ ¿ ÀÁÂÃÄÅÆÇÈÉÊËÌÍÎÏÐÑÒÓÔÕÖ × ØÙÚÛÜÝÞßàáâãäåæçèéêëìíîïðñòóôõö ÷ øùúûüýþÿ! " # $ %'( ) *
Bay Robert Miller.