Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Umm
Umm Çeviri Türkçe
253 parallel translation
Umm... na opera,... nos bons restauranrtes, nos locais mais na moda.
Restoranlarda, moda evlerinde.
Bem, simplesmente, eles não sabem que, umm o aperitivo já não é considerado elegante.
- Çünkü onlar, apératifin kibar sayılmadığını bilmiyorlar.
- Umm charuto?
- Puro?
Queremos que fales com eles, umm... e que lhes ofereças ajuda para escolher as pessoas da lista.
Biz onlarla konuşmanı istiyoruz. Listedeki insanlar hakkında değişiklik yapmak için.
Humm...
Umm...
Umm... Como são as propriedades?
Malikane ne kadar büyük?
Umm... delicioso.
Hım... enfes.
Umm... tribuna marcial, seguido imediatamente pelo corte da ração de chocolate? Não.
Şey... askeri mahkeme, müteakiben, çukulata istihkaklarının derhal kesilmesi mi?
Umm... bem... sim, sim, completamente.
Şey... pekala... tamamıyla.
Umm, sim.
Evet.
Está lá?
Alo? Umm.
Não podemos deixá-lo ali, sabes disso.
Umm, Larry, onu orada bırakamayız biliyorsun.
Umm, impulsos.
şey, akımlar.
Umm, ele disse que acreditava na vida após a morte, apenas porque a energia nunca deixa de existir.
Ölümden sonraki hayata inandığını söylemişti. Çünkü, enerjinin asla kaybolmayacağına inanıyordu.
Agora, umm, o que dirias da possibilidade de que por causa de algo que te aconteceu, algo que nunca acontece ou que não é suposto acontecer, estejas mais perto desse nível de energia do que já alguém esteve?
Şimdi, şey, sana olanlar hakkında, bunun mümkün olması ile ilgili neler söyleyebilirdin? şey, bazı şeyler ya hiç olmaz ya da bazıları da olmaları gerekir. ama bence hiçkimsenin şimdiye kadar yakın olamadığı kadar.
Umm... onde?
Hmm... nereye?
Não será o de ser comida por homens que nunca viu na vida?
Çünkü, umm... Bu daha önce hiç görmediğin adamlar... tarafından düzülmek olamaz.
O Max não corta o bolo enquanto não chegares.
Max, sen gelmeden pastasını kesmeyecek. Umm
Umm... Antes da última música, temos novidades para vos dar...
Son şarkımızdan önce, size yeni haberlerimiz var...
- Deu a entender que sim. Umm...
Bizim öyle düşünmemizi sağladı.
Pronto.
- Umm, Ta-mam. - Şurası.
Está bem, olhem,... umm, têm alguns anciãos com que eu possa falar...
Pekala, bak,... umm, yaşlılarınız var mı, konuşabileceğimiz...
Umm, anos, dias ;
Umm, yıllar, günler ;
Sim, estou a trabalhar um pouco. Umm...
Bu bir iş.
Por aqui. Umm... Por favor.
Buradan.
Podem... dar as boas vindas.
Onlar... umm... Çağırır... yalvarır... dua eder.
Umm.
- Hmm.
Umm, o quê?
- Hmm, ne?
Por um momento ocorreu-me a ideia de viver 11.000 anos... e não pude... É muito para aceitar.
Umm, şu 11,000 yıl yaşama fikrini bi an düşündüm de... ben yapamam... bu anlayabilmek için çok fazla.
Por um momento ocorreu-me a ideia de viver 11.000 anos... e não pude... É muito para aceitar.
Umm, şu 11,000 yıl yaşama fikrini bir an düşündüm de... ben yapamam... bu anlayabilmek için çok fazla.
Antes de começarmos, quero dizer-te, para que conste, que adoro o Ross. É um tipo tão fantástico. Fecha os olhos.
Umm, Başlamadan önce, Kayıtlara onu sevdiğimi söylemek istiyorum, Bence o çok iyi biri.
Vamos experimentar uma terapia de aversão.
Umm, Şimdi biraz uh, nefret terapisi deneyelim.
- Como se chama o seu amigo?
Tamam, o zaman umm, Arkadaşının adı ne?
É da casa dos pais da Emily?
Oh... evet.. bu.. umm.. Emily'nin Ailesinin evimi.
Necessitava, por favor... ... se não for muito incómodo, por favor. Poderia falar com a Miss Emily Waltham, por favor?
Merak ediyorumda, Lütfen, eğer-eğer size çok zor olmayacaksa, lütfen, umm, Bayan Emily Waltham, ile konuşabilirmiyim lütfen?
Não. Posso falar com um deles? É importante.
Hayır.. umm, Onlardan biriyle konuşabilir miyim?
Pensei em ti o dia todo.
Umm, Tüm gün seni düşündüm. Sahiden.
Umm. Capitão. Obrigado por ter vindo.
Yüzbaşı, geldiğiniz için teşekkürler.
Umm...
Umm...
Umm, Brian, quer estas fichas re-confirmadas... até ao fim do dia de hoje ou até ao fim da semana?
Umm, Brian, çalışma kayıtlarını gün sonunda mı... yoksa hafta sonunda mı istersin?
Umm, a Carol acabou de ligar
Carol aradı
Olhe... quero dizer... eu sei que umm...
Bak... Yani... Biliyorum ki...
Bem umm, deixe... não falemos do banco
Banka konusunda konuşmayalım lütfen.
Não sei... eu umm...
Bilmiyorum.
Umm, está bem,
Umm, Tamam
Umm, tenho de sair por um bocadinho precisam de alguma coisa?
Biraz dışarı çıkıcam, istediğin bişey varmı?
É o... Su...
Umm...
Ela está muito ferida.
Merlin... umm... uhh... Çok kötü yaralanmış.
- Vou à casa de banho.
Umm... Tuvalete gideceğim.
O próximo voo para Londres?
Umm, Bir sonraki Londra uçuşu ne zaman?
Eu conheço-o.
Ben, umm, onu tanıyorum.