Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Vendi
Vendi Çeviri Türkçe
1,827 parallel translation
Vendi em tempo recorde.
evi sattım.
Costumava ter um sítio assim mas vendi-o por esta carrinha.
Evet bir aralar benim de böyle bir evim vardı, ama bu minibüs için sattım.
Vendi tanto no Fevereiro passado, que a empresa deu-me duas placas de em vez de um aumento.
Şubat ayında o kadar çok satış yaptım ki şirket, aynı anda iki plâket ve zam vermişti.
Passei tanto tempo em Scranton e nunca vendi papel nenhum.
Ben 12 yaşındayım. Scranton'da çok zaman geçirdim ama tek bir kâğıt bile satamadım.
Nunca vendi papel porque sou um idiota.
Hiç satamadım, çünkü ben bir aptalım.
Bem, vendi a minha alma. Tenho um ano de vida.
Şey, ruhumu sattim, yasayacak 1 yilim var.
Não sei se soubeste que vendi a empresa de software.
Çok iyiyim.Bilmiyorum duydun mu ama, yazılım şirketimi sattım.
Bem, ouça, eu vendi mais de 700 dólares de equipamento de som.
Demin 700 dolarlık ses sistemi satışı yaptım.
Estava numa caixa de carregadores velhos que vendi numa "feira de quintal".
Eski şarj aletleriyle dolu bir kutuda kermesle sattım ben onları.
O problema é que os vendi como um pacote...
Sorun şu ki onları bir pakette sattım...
Não lhe vendi nada, está bem?
Onu kandırmadım.
Nem sequer a vendi, sonhei que a vendia!
Satmayı düşledim, tamam mı? - Bunun önemi yok.
Desculpa, Pierre, mas vendi-o alguns anos depois de desapareceres, pensávamos que tinhas desaparecido.
Üzgünüm, Pierre. Sen gittikten birkaç yıl sonra onu sattım. Biz gittiğini düşündükten sonra.
Aparentemente, vendi segredos no Líbano, tecnologia para violar códigos na Jordânia.
Anlaşılan, Lübnan da bazı devlet sırlarını, Ürdün'de de bazı şifre-kırma teknikleri Satmışım.
Agora que vendi a casa, não precisam mais trabalhar ou estudar.
Ama artık ev satıldığına göre, hiç birinizin çalışmasına gerek yok.
Vendi-as.
Onları sattım.
- Eu vendi três.
3 tane sattım onlardan.
Eu vendi roupas de dactyl para três denzins no último quarto de lua. Não sei quem eles eram, mas não eram dactyls.
Ben, üç tane Dactyl elbisesi sattım, alanlar 3 denzin idi... son çeyrek ayda.... onların kim olduklarını bilmiyorum, ama Dactyl değillerdi.
Vendi-os ao motorista do autocarro.
Otobüs şöförüne sattım.
Vendi-o todo a adolescentes.
Hepsini gençlere sattım.
Eu sei, eu sei, eu vendi-me por um monte enorme de dinheiro nojento.
Biliyorum, biliyorum, bir tomar kirli paraya sattım kendimi.
- Correu bem. Vendi as fotografias por 300 mil dólares e a Fundação Darling só teve de contribuir com um milhão para ela não saber.
Karen'ın düğün fotoğraflarını 300 bine sattım böylece Darling Aile Fonundan hislerini incitmemek için sadece bir milyon almak zorunda kaldım.
Se esse é o Kyle Harmon, a quem vendi o meu telémovel?
O Kyle Harmon'sa, ben telefonumu kime sattım?
Não posso jurar, mas parece-me que não vendi nenhum.
Yemin etmeye cesaret edemiyorum, ama sanmıyorum.
Vendi a minha alma ao Diabo.
Ruhumu Şeytan'a sattım.
Podia tê-las vendido, mas não vendi.
Satabilirdim ama satmadım.
Vendi-o.
Sattim.
- Eu sei. Vendi isso.
Biliyorum, kitabı ben sattım.
Vendi um carro...
Geçen gün bir araba sattım...
Tudo o que tinha ou herdei, vendi, para manter este miserável orfanato.
Burayı çekip çevirebilmek için her şeyimi sattım.
Vendi a minha loja de desporto e abri uma revista.
Spor mağazamı satıp dergi çıkarmaya başladım.
Bem, vendi os direitos de TV do "Grande Torneio"
"The Grand" in TV haklarını sattım.
Eu vendi tudo menos as paredes e mesmo assim não chega.
Her şeyi sattım ve hâlâ dardayız.
Eu vendi o Arthur por 80 mil e um contrato de três anos e você ia matar-me?
Arthur'u 80.000 be bir anlaşma karşılığı sattım ve sen beni öldürecektin?
Ah, vendi-o. Estou na falência.
Pek param kalmadı, sattım.
Fui criado em Appleton, Wisconsin, vendi jornais, engraxei sapatos, coisas assim.
Yani o şatavatlı isimler bana da yabancı geliyor.
Vendi a minha loja de roupa em Atlanta.
Atlanta'daki giyim firmamı sattım.
Vendi a Cvetka e comprei um ícone.
Jasna, Cvetka'yı sattım ve bir ikona aldım.
Eu vendi a minha invenção a uma companhia estrangeira.
İcadımı yabancı şirkete sattım.
Só vendi 50 mil discos, a maior parte deles à minha mãe.
Sadece 50.000 adet sattı. Çoğu da anneme gitti.
Mas sabem, eu não me vendi, aqui estou, e... E nós estaremos à procura de tubarões em terra firme.
- Gördüğünüz gibi yapmadım, buradayım ve ve beraberce başka bir çeşit köpek balığı yakalamaya çalışacağız.
Eu vendi tudo.
Herşeyi sattım.
Para sua informação, vendi toda minha maconha.
Lanet bilgin olsun diye söylüyorum, bütün otları sattım.
Sabes, eu vendi-lhe aquela roupa interior.
Biliyor musun, o iç çamaşırlarını ona ben sattım.
- Bem, vendi montes de pastilhas.
- İyi, sakızların çoğunu sattım.
Vendi a casa que o pai dela lhe deixou.
Babasının ona bıraktığı evi sattım.
Vendi pelo Ebay.
eBay'de sattım.
E vendi mais papel.
Bu arada biraz daha kâğıt sattım.
Vendi-a.
Sattım.
Estou a fazer o meu trabalho, não vendi a minha alma.
Ruhumu satmadım.
Sua camisa, te vendi ela a um mês.
Selam bu gömleği sana ben sattım 1 ay kadar önce anımsıyor musun?