Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Verao
Verao Çeviri Türkçe
89 parallel translation
- Poema de Verao.
- Yaz Şiiri.
Cada um intitulado Poema de Verao com a data do Veräo.
Her birinin başlığı Yaz Şiiri ve o yazın tarihi.
Título, Poema de Verao. E a data do Veräo : 1 937.
Başlık, "Yaz Şiiri." Bir de yazın tarihi. 1937.
Temos casas no mundo inteiro, mas a preferida era a de Verao, em Deauville, com o zoo privado.
Dünyanın her yerinde evlerimiz var, ama en sevdiğim kendi hayvanat bahçesi olan Deauville'deki yazlığımızdı.
É Verao, e a vita é dolce.
Mevsim yazdır ve hayat tatlıdır.
Por la eles nao a verao.
Bu taraftan gidersen seni göremezler.
Anda lá, o Verao já quase acabou.
Haydi, yaz neredeyse bitiyor.
Sr. Arnold Lorch, da Zona Norte, foi para Detroit, onde tenciona... ... passar o Veräo.
Kuzey Bölgesinden Bay Arnold Lorch tüm yazı geçirmeyi planladığı Detroit'e gitti.
Ora, isso é um nabo do Veräo.
Bu, yaz şalgamı.
Onde diabo é que o Lov Bensey arranjou nabos de Veräo?
Lov Bensey yaz şalgamını nereden bulmuş?
Isso näo é um nabo do Veräo.
O yaz şalgamı değil.
- Isto é um nabo do Veräo.
- Yaz şalgamı.
- Sabe a nabo de Veräo.
- Yaz şalgamı tadı var.
- Isto é um nabo de Veräo, realmente.
- Yaz şalgamı, doğru.
Serà que aqui é hora de Veräo?
Acaba burada saati geri alıyor muyuz?
Daqui a uns anos, será um alívio livrar-se deles no Veräo.
Bir iki seneye, yazın onlardan kurtulduğun için zıplayacaksın.
Deixàmos para tràs um rasto de dias até que, de repente, no Veräo passado...
Günlerin izini bıraktık ardımızda bir heykel galerisi gibi ta ki geçen yaz aniden...
Tudo começou no Veräo passado.
Hepsi geçen yaz başladı.
Eu estava quase louca, o Veräo passado.
Ne yapalım? " yazıyordu. Geçen yaz ben neredeyse kendi aklımı kaçırıyordum.
Sim, vimos esses pássaros, um Veräo, no Pacífico.
Evet, bir yaz Pasifik'te o kuşları gördük.
Um certo Veräo, hà muito tempo, sentado aqui no jardim Sebastian disse, "Mäe, escute isto."
Uzun zaman önce bir yazın tam burada, bu bahçede otururken Sebastian dedi ki, "Anne, şunu dinle."
Fomos lá, naquele Veräo de barco, numa escuna de quatro mastros o tipo de barco no qual Melville teria viajado.
Melville'nin denize açıldığı türden kiralık bir gemi, dört direkli bir yelkenliye binerek o yaz oraya gittik.
Recusei-me a acreditar... até que, de repente, no Veräo passado, soube que o meu filho estava certo.
İnanmayı reddettim ta ki geçen yaz aniden, oğlumun haklı olduğunu öğrenene kadar.
Mas ficou cá o Veräo passado.
Ama geçen yaz burada kaldınız.
Foi lá que estivemos, no Veräo passado.
Geçen yaz olduğumuz yerde.
Você e o Sebastian, o Veräo passado...
Siz ve Sebastian, geçen yaz...
Aconteceu algo terrível àquela rapariga, no Veräo passado.
Geçen yaz o kızın başına çok kötü bir şey gelmiş.
No Veräo passado, o Sebastian só queria louros.
Sebastian geçen yaz boyunca sarışın açlığı çekti.
Um por cada Veräo que viajávamos juntos.
Birlikte seyahat ettiğimiz her bir yaz için bir şiir.
- Näo escreveu, no Veräo passado.
Doktor, oğlum geçen yaz şiir yazmadı.
- Mas ele morreu o Veräo passado.
Ama geçen yaz o öldü.
Foi o poema do último Veräo.
Bu onun son yaz şiiriydi.
Eu näo quis ocupar o seu lugar, no Veräo passado.
Geçen yaz yerini almak istemedim.
Fez questäo que eu fosse no seu lugar, o Veräo passado.
Yalnız başına seyahat edemediğinden senin yerine onunla gitmem için ısrar etti.
E ele morreu no Veräo passado.
Ve geçen yaz o öldü.
De manhä, o poema de Veräo continuava até estar completo.
Sonra sabah yaz şiiri devam ederdi ta ki bitene kadar devam ederdi.
Comece pelo Veräo passado.
Neden geçen yazdan başlamıyoruz?
O Veräo passado?
Geçen yaz mı?
O Veräo passado.
Geçen yaz.
Ele disse : " A mäe näo pode ir comigo, este Veräo.
"Annem bu yaz benimle yurt dışına gelemez." dedi.
Vais comigo este Veräo, no lugar da mäe. "
"Bu yaz annemin yerine sen geliyorsun benimle."
Bem foi là, em Amalfi de repente, no Veräo passado, que ele começou a ficar inquieto e...
Her neyse Amalfi'deydi ve geçen yaz, aniden, huysuzlanmaya başladı ve...
Näo conseguia escrever o poema de Veräo.
Yaz şiirini yazamadı.
Repentinamente, o Veräo passado ele deixou de ser jovem.
Geçen yaz aniden Sebastian genç değildi artık.
Foi um Veräo lindo.
Ne hoş bir yazdı öyle.
Com um quintal para Travis brincar no veräo.
Arka bahçesinde Travis'in oynayabileceği bir eve.
" O meu médico recomenda um veräo calmo à beira mar
" Benim doktor söyledi Deniz kenarında geçiricekmişim tatilimi
Os batedores veräo logo que somos só cinco.
Keşif yapıp sadece beşimiz olduğunu anlarlar.
Manipulo muitas das personagens e acontecimentos que veräo.
Birazdan göreceğiniz pek çok karakteri ve olayı ben oynatıyorum.
Ao examinarem-me a cara e os olhos, veräo que isto é verdade.
Yüzümü ve gözlerimi incelerseniz, doğru söylediğimi anlarsınız.
Passou o Veräo na Criméia?
Ailen Crimea'ya gitmiş olmalı, değil mi?