Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Victória
Victória Çeviri Türkçe
122 parallel translation
Vou-me mudar para a antiga cama da Victória. Espera.
- Victoria'nın eski yatağına taşınacağım.
O homem de capa cinzenta que entrou na estação de Victória era sem dúvida Basil Hallward.
Victoria istasyonundaki gri paltolu adam kesinlikle Basil Hallward'du.
Disse que os pais eram acrobatas no Hammerstein's Victória.
Anne babasının Victoria'daki Hammerstein'da akrobat olduğunu söyledi.
Preferimos nós a victória inimiga?
Düşman ajanlarına göz yumuyorlar ama.
A victória será decisiva.
Zafer bizim olmalı.
Senhor Deus de Israel! Tua é a victória! Tu és a nossa espada e o nosso escudo.
İsrail'in yüce tanrısı, zafer sizindir.
Victória! Victória!
Zafer!
Victória! Victória!
- Zafer!
De manhã, pensava-se ser uma victória da Confederação mas pelo anoitecer nenhum homem quis dizer as palavras "ganhar" ou "perder".
Sabah, her şey kesin bir zafermiş gibi görünüyordu ama gece olunca kimse "kazanmak" ya da "kaybetmek" kelimelerini pek de önemsemiyordu.
Num sentido, a victória para os circulos de liquido sobre o ar insubstancial que eles aprisionam.
Bir bakıma, hapsettikleri zayıf havaya karşı örümcek ağı gibi hafif sıvı çemberlerinin galebesi.
Também a victória pode ser assim.
Galebe de... Böyle olabilir.
Portador da "Victória Cross".
Victoria Haçı sahibi.
Estaremos no ar durante 7 horas, e a nossa aproximação final, será feita sobre o Lago Victória.
Uçuş 7 saat sürecek ve alana iniş Victoria Gölü üzerinden olacak.
As tropas hoje chamadas para uma consagração, como ontem para uma retumbante Victória esperam, nos seus melhores uniformes, um sinal da imensa parada.
Daha dün savaşan askerlerimiz, şimdi bir şeref kıtası oluşturuyorlar. Sabırsızca başlama işaretini bekliyorlar.
A colina toda cheirava a... Victória.
Bütün tepe kokuyordu sanki... zafer gibi.
Só tinham dois caminhos para casa. Morte ou victória.
Evlerine giden iki yol vardı... ölüm veya zafer.
" Sir Robert Thompson, que liderou a victória sobre as guerrilhas Comunistas em Malaya, é agora consultor numa empresa, regressou recentemente ao Vietname para sondar a situação para o Presidente Nixon.
" Sir Robert Thompson... Malaya'da Kominist gerillalara karşı zaferi kazandıktan sonra RAND Şirketinde temsilci olarak görev yapıyor. Başkan Nixon'un sorularını yanıtlamak için geçtiğimiz günlerde Vietnam'a döndü.
Felicitações pela sua victória, meu Senhor.
Tebriklerimi sunarım Efendim!
Quero apresentar-vos o homem que nos dará a victória no jogo contra a State amanhã.
Size eve dönüş zaferini getiren adamları takdim etmek istiyorum. State'e karşı.
Victória, Sr. Floyd!
Galibiyet Bay Floyd'un!
Estão a celebrar a grande victória. O jogo é apenas logo à noite.
Ama maç bu akşam yapılacak.
O alto comando enviou-o para me felicitar, pela minha anterior victória em Gaza?
General von Kressenşıtayn Türk ordusunun komutanı Komutanlık seni Gazze'deki zaferim için yolladı.
Tivemos a victória na mão, então de repente... chegou a infantaria de apoio.
Tam onları kaçarken yakalamışken... destek kuvvet geldi.
Militar Britânico que veio ajudar aos Confederados... e, poderá dizer, os olhos e ouvidos da Rainha Victória. Bondade, sir.
Britanya'nın birliğe bağlı ordusu... ya da Kraliçe Viktorya'nın gözleri ve kulakları diyebilirsiniz.
A minha única causa é a victória. Esta guerra veio como um pesadelo.
Sanırım tek hedefim zafer.
Eles estão prontos para fazer o supremo sacrifício... para ter-mos a victória aqui.
Hepimiz buradayız. Geri döndüğünüzde, bugün tüm...
Isto poderá dar a victória a Miami.
Herhalde onlar maçı Miami için kazanacak.
Terá a vossa victória.
Zafer kazanmış olacaksın.
Chicago já pensa no desfile da victória.
Chicago'lular zafere hazırlanıyor "
Vi a Laine fazer o seu discurso de victória.
Laine'in kabul konuşmasını yapmasını izliyordum.
- Querem a victória?
HAYIR! HEPiNiZ ZAFER iSTiYOR MUSUNUZ!
Querem a victória?
HEPiNiZ ZAFER iSTiYOR MUSUNUZ?
Pode ser uma victória para todos.
Herkes kazanabilir.
"V" de victória.
Galibiyetin "G" si.
Victória.
Galibiyet.
E apesar do que o director pensa... estou a apostar na nossa victória.
Müdüre rağmen... galibiyet için bize oynuyorum.
Não estará vivo para testemunhar a victória do eco sobre a voz.
Korkarım yankının, ses karşısında kazandığı zaferi görecek kadar yaşamayacaksın.
Oferecido à Rainha Victória pelo Imperador, em reconhecimento dos 50 gloriosos anos de reinado de Sua Majestade.
Tahtta kalışının zafer dolu 50 yılına istinaden İmparatorun Kraliçe Victoria'ya verdiği hediye.
Em breve a única victória que temos é de ainda não estarmos mortos.
Tek tesellimiz henüz ölmemiş olmamız.
Relata a victória dos acólitos sobre os Bosh M'ad algures no...
Bir zamanlar yandaş din adamlarının Bosh M'ad'a karşı bir galibiyet kazandığından bahsediyor.
Eu e a Victória gostávamos desta vista.
Victoria ile burayı çok severdik.
A Victória já passou à história. Já passou! Puf!
Victoria gitti.
O busto de Victória, feito de porcelana.
Victoria'nın porselen büstü.
Você sabe, minha tataravó, Victória, costumava dizer que,... em Balmoral, tudo parece respirar... Liberdade e paz, Ihe fazem esquecer o mundo e suas perturbações tristes.
Büyük büyük ninem Victoria orası için şöyle demiş : "Balmoral'da, her şeyden özgürlük ve huzur yayılıyor ve insan dünyayı ve acılı çalkantıları unutuyor."
- Pára! Victória!
Yendim seni!
Duas pessoas, eu e lan Hunter, em Victória, fomos multados.
İki kişi, ben ve Victoria'da Ian Hunter ceza aldı.
A victória desta corrida será minha!
Yarışı ben kazandım!
Subimos ao Kilimanjaro, escalámos as cataratas de Victória e estamos de volta.
Kilimanjaro dağına tırmandık, Victoria şelalelerini gördük ve işte geri döndük.
ou no campo da victória.
veya zafer alanında.
Sou o Raimond Gaita de Frogmore, Victória.
Adım Raimond Gaita Victoria'daki Frogmore'dan.
A victória que coroará o fim desta guerra.
Virginialıların burada olduğunu söylersiniz.