Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Vivi
Vivi Çeviri Türkçe
2,046 parallel translation
Vivi num orfanato até aos 7 anos.
7 yaşıma kadar terkedilmiş çocukların yaşadığı bir evde kaldım.
Já vivi na Alemanha.
Bir süreliğine Almanya'da bulunmuştum.
Lista das casas em que vivi.
Yaşadığım evlerin listesi.
Claro, eu nunca me dei conta de que a minha mulher estava mal... só vivi com ela 12 anos, mas nunca me dei conta...
Tabîi, karımın hasta olduğunu hiç farketmedim... Onunla 12 yıl geçirdim ama, hiç farkına varmadım...
Vivi aqui em criança.
Çocukluğumun bir kısmı burada geçti.
Por pouco tempo, confesso que vivi entre eles.
İtiraf ediyorum, kısa bir süre onların arasında yaşadım.
- Porque o vivi.
- Biliyorum.
Vivi aqui uns tempos, já há muito tempo.
Uzun zaman önce burada bir süre yaşamıştım.
Gwen, vivi mais nos últimos dias que passei consigo, desde que morri, do que vivi antes de ter morrido, quando vivia pela primeira vez. Certo?
Gwen, öldükten sonra seninle geçirdiğim şu son günlerde yaşadıklarım ölmeden öncekinden daha yoğundu, yani ilk sefer yaşadığım zamankinden.
Vivi lá até aos 12 anos.
12 yaşına kadar oradaydım.
Vivi pelo código da estrada toda a minha vida.
Benim hayatım otobanlarda geçti.
Vivi mais de 70 anos, passei uns belos tempos enquanto cá estive.
70 seneden fazla yaşadım. Buradayken çok iyi zaman geçirdim.
Mas vivi a vida segundo um credo muito específico.
Çok kesin bir amentüm vardır.
Fiz muitas coisas terríveis. Vivi uma vida interessante e divertida.
Şu ana kadar çok kötü şeyler yaptım ilginç ve eğlenceli bir hayat sürdüm.
Henry, eu vivi na cidade de Nova Iorque. Eles riem-se de ti.
Herkes sana gülüyor
Olha para cada casamento que eu vivi.
Aileme bak şu halimize bak
Esse é o homem com quem eu vivi.
Devamlı beraber yaşadığımız insan değil.
E eu vivi os últimos 5 anos sem ti.
Son 5 yılımı sen olmadan yaşadım.
Vivi no East Village durante 3 anos.
Üç yıl boyunca East Village'de yaşadım.
Eu não vivi.
Hiç yaşamadım.
Enquanto estive na ADM, vivi tantas vidas que nem sabia bem quem era.
ADM'de o kadar çok hayat yaşadım, kim olduğumu bilmiyordum.
Sempre vivi pelas notícias e pela meteorologia.
Ben hep haberler ve hava durumu için yaşadım.
Toda a minha vida vivi em Nova Iorque e nunca quis ir ao túmulo do Grant.
Hayatım boyunca New York'ta yaşadım. Hiç Grant'in Mezarı'na gelmemiştim.
Vivi a minha vida a aspirar a ser o Sock.
Hayatımı bir Soke olmak uğruna yaşadım.
Vivi a menos de 3 quilómetros de ti durante mais de 8 anos, pai.
Sekiz sene boyunca sana üç kilometre mesafede yaşadım baba.
Vivi aqui 5 anos com Deni.
Denis ve ben burada 5 yıl yaşadık.
Eu servi o conselho municipal. Não foi aqui. Quando vivi em Tulsa.
Tulsa'da yaşarken belediye meclisinde çalışmıştım.
Eu sempre vivi sozinho, sozinho e sozinho.
Kendimi bildim bileli yalnızım. Hayatım böyle geldi böyle gidiyor.
Eu devia de ter estudado mais quando vivi no estrangeiro.
Deniz aşırı ülkelerde yaşadığımda daha fazla çalışmama gerek kalmayacak.
Vivi aqui toda a minha vida.
Tüm hayatım burada geçti.
Foi a primeira coisa que aprendi a fazer quando vivi em Paris, porque os ingredientes são muito baratos.
Paris'te yaşarken yapmayı öğrendiğim ilk şey çünkü malzemeleri çok ama çok ucuz.
Oh. Vivi-o. adoro-o.
Yaşıyorum, bayıldım.
Eu vivi aqui durante 41 anos.
41 yıldır burada yaşıyorum.
Vivi 50 anos assim.
Elli yılımı böyle geçirdim.
Eu vivi a vida que você pregava, mas nunca ousou praticar.
Bana öğütlediğin ama asla yaşamadığın hayatı yaşadım.
Já vivi aqui.
Eskiden burada yaşardım.
Bem, pelo menos vivi mais que o meu pai.
En azından babamdan uzun yaşadım.
Eu nunca vivi sozinha... antes.
Daha önce hiç yalnız başıma yaşamadım.
Tenho 68 anos e não vivi nada por mim.
68 yaşındayım ve hayatımın tek bir anını bile kendim için yaşamadım.
Tenho 53 anos e nunca vivi sozinho.
53 yaşındayım ve hiç yalnız yaşamadım.
Vivi com o Marshall 12 anos.
Marshall'la 12 sene yaşadım.
Vivi com ele.
Yaşadım.
Morri tal como vivi... como completo e total centro de atenção.
Aynı, yaşadığım gibi öldüm tüm ilginin, tamamen odağı olmuş halde.
Digo-vos uma coisa... não é difícil morrer quando sabemos que vivemos, e eu vivi.
Size bir şey söyleyelim... Hayatı dolu dolu yaşadığınızı bildiğinizde, ölmek zor gelmiyor ki ben bunu biliyorum.
E se vivi.
Hem de ne yaşadım!
Já vivi muito.
Dolu bir hayatım oldu.
31 anos que vivi com a minha mãe.
Ben 31 yıl o evde annemle yaşadım.
Porra, vivi cinco vidas.
Ben beş farklı yaşam sürdüm.
Praticamente vivi aqui quando gravámos pela primeira vez.
İlk albümümü yaptığımda üstümde genelde bu vardı.
Vivi com ele a vida toda.
Hayatım boyunca onunla yaşadım.
Há toda uma cultura que não vivi.
Daha önce hiç tecrübe etmemiştim.