English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Voo

Voo Çeviri Türkçe

9,672 parallel translation
O voo me cansou.
Jet lagden dolayı kafam iyi.
Vou apanhar o próximo voo.
İlk uçakla eve dönüyorum, tamam mı?
É uma hora de voo a partir de Burbank, Mick.
Burbank'ten uçakla bir saatlik mesafeye gidiyorsun be Mick.
Consigo voo dia 11, mas em executiva, não em primeira, certo?
Bizi 11.likten çıkarabilirim ama sadece işlerini yapıyorlar. İlk sırada olmaz, tamam mı? - Harika.
Temos um voo para Calgary de manhã.
Sabaha Calgary'ye bilet aldım.
Vou apanhar um voo para Chicago.
Şikago uçağına yetişeceğim.
Apanhámos um voo noturno para Las Palmas nas Ilhas Canárias, onde soubemos, por volta das seis da manhã, que íamos de táxi para as docas.
Gece uçağıyla Kanarya Adaları'ndaki Las Palmas'a gittik. Saat sabah 6 gibi taksiyle bir limana geldik.
Manifestos do voo.
Uçuş listesi.
Mas esse é um voo só de ida. Como é que podes ter a certeza?
Ama bu tek yönlü bir seyahat.
Mordes-me as asas Atacas-me durante o voo
Isırırsın kanatlarımı Saldırırsın uçuşun ortasında
Eu tenho um voo para...
Indianapolis'e sabah uçuşum var yarın.
Devíamos mesmo ir dormir antes de do voo.
Uçuştan önce biraz uyumamız gerekiyor.
Aqui diz que o voo de regresso de Boston aterrou ontem às 18h00.
Burada Boston'dan dönüş uçağının buraya akşam saat 6 : 00'da indiği yazıyor.
Verifiquei o extracto do cartão de crédito da vítima para ver para onde era o voo dela, e em vez disso - encontrei uma despesa do almoço...
Kurbanın nereye bilet alıp uçtuğunu öğrenmek için kredi kartını araştırırken öğle yemeğini buldum ve- -
A FAA não exige planos de voo ou lista de passageiros para helicópteros médicos.
FHİ'nde, tahliye helikopterlerinin uçuş planları ya da yolcu listesi bulunmuyor.
O teu voo sai hoje à noite.
Uçağın bu gece kalkacak.
- Perde o voo.
- Uçağı falan kaçır.
Eu imagino que depois do teu voo, estejas com um bocado de fome.
Yolculuk sonrası biraz yorgun olduğunu tahmin edebiliyorum.
Quero mudar o meu voo.
Uçuş saatimi değiştireceğim.
Quero que canceles o teu voo para casa.
Dönüş uçuşunu iptal etmek istiyorum.
Além disso, a mãe não mudou o teu voo ontem à noite?
Hem, annem senin biletini değiştirmemiş miydi?
Demoram muito? Tenho de preparar um corredor de voo.
Uçuş alanınızı ayarlamam gerekiyor.
Vamos atrasar o voo, para ele ficar mais tranquilo.
Etekleri tutuşmasın diye uçağı erteleriz.
Vamos fazer isso no voo.
Uçakta konuşalım o konuyu.
O meu voo foi adiado um dia.
Uçuşum bir gün ertelendi.
Reservei um voo, Cam.
Uçak biletimi aldım, Cam.
Coincidentemente, enquanto esperavam pela saída, vários membros suspeitos da Brigada Tunisina embarcaram num voo francês para Paris, com ligação directa à Cidade do México.
Tesadüfe bakın ki siz çıkmayı beklerken Al Tunis Tugayı'mn birkaç şüpheli üyesi Air France'ın direkt Paris bağlantısıyla Mexico City'ye giden bir uçağına bindiler.
Verifique o registo de voo.
Uçuş bilgilerini kontrol et.
Tenham um bom voo.
İyi uçuşlar.
Não quero que percas o voo.
Uçağı kaçırmanı istemem.
Atenção, começou o embarque do voo 934, para Green Bay, Wisconsin.
Dikkat, 934 numaralı Green Bay, Wisconsin uçağı yolcu almaya başlamıştır.
O Voo 934, para Greenbay, Wisconsin.
934 nolu Green Bay, Wisconsin uçağı.
Baixei as informações de voo.
Uçuş bilgilerini indirdim.
Lembram-se do voo 1059?
1059 sefer sayılı Aceway uçuşunu hatırlıyor musunuz? Evet.
Sim, um voo regional de LaGuardia até Burlinton, Vermont. - Caiu o ano passado, 80 pessoas morreram.
Geçen sene düşen LaGuardia-Burlington, Vermont yolcu uçağı. 80 kişi ölmüştü.
Ambas as vítimas tinham familiares no voo 1059.
- Bunun da ilk maktulün de 1059 sefer sayılı uçuşta akrabaları varmış.
Com excepção dos nossos funcionários, havia 8 passageiros de primeira classe no voo.
Mürettebat haricinde birinci sınıfta uçan sekiz yolcu vardı.
Os beneficiários das vítimas com menores indemnizações do Voo 1059.
1059 sefer sayılı uçuşun düşük gelirli kurbanlarının yakınları.
Segundo um comunicado da companhia aérea, eles ainda não tomaram decisões sobre o Voo 1059 e estão a explorar todas as suas opções.
Havayolu şirketinin açıklamasına göre henüz uçuş 1059'la ilgili bir karara varılmadı ve şu an bütün seçenekler değerlendiriliyor.
Convés de vôo.
Uçuş güvertesi.
Ponte, defina padrão de vôo.
Köprü üstü, uçuş yerleri.
Vamos apanhar o vôo das 18h da "Acela", para DC.
Saat 6 treniyle DC'ye gidiyoruz.
- O meu voo foi cancelado.
Yarınki uçuşum iptal oldu.
Não, vamos perder o nosso vôo!
- Olamaz, uçagimizi kaçiracagiz.
Não! Perdemos o nosso vôo!
Olamaz, uçagimizi kaçirdik!
Vôo 27, que saiu do "Gerald Ford".
Gerald Ford, 27 numaralı uçuş.
Esse é o mesmo vôo da nossa vítima.
- Bu, kurbanımızın geldiği uçak.
Não conhecia, viajaram juntos no vôo de ligação.
Bulaşmamış zaten.
Wes, sabemos que ela caiu ao colidir em pleno vôo com o avião do Sean Bennigan.
Wes, we know it crashed when it collided mid-flight with Sean Bennigan's plane.
Iremos detonar ogivas nucleares no espaço. Suficientes para gerar um campo electromagnético na trajectória de vôo dos nossos "visitantes".
Uzayda ziyaretçilerin yolunda elektromanyetik. darbe alanı yaratabilecek kadar savaş başlığı patlatacağız.
Tinha um vôo para apanhar.
Uçağa yetişmesi gerekiyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]