Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Yaga
Yaga Çeviri Türkçe
137 parallel translation
O que, de repente quer ser meu melhor amigo?
Ne oldu, birden Yaga-Yaga'm mı olmaya karar verdin?
Quer dizer como o Baba Yaga. Os ciganos.
Yani, Babayaga ya da Çingeneler gibi mi?
"Pottery Barn" "Lillian Vernon", "Magnolia". "Yafa Pen".
Pottery Bam, Lillian Vernon, Magnolia, Yaga Pen katalogları.
- Precisa de um pouco de óleo!
- Biraz yağa ihtiyacı var!
- Precisa de um pouco de óleo, Precisa de um pouco de óleo.
- Biraz yağa ihtiyacı var, biraz yağa, biraz yağ.
Sempre que quiseres uns litros de óleo de lubrificaçäo, avisa.
Ne zaman bir iki litre yağa sıkışırsan bana haber ver.
- Que bom.
- Ne hoş. Şu sızan yağa bak.
Comam pao e manteiga. Olhem, crianças.
Ekmek ve yağa dikkat edin çocuklar.
Detestaria se um morresse.
Bir kere yağa bulaşırsanız nefret edersiniz.
Basta juntar-lhes as cabeças com manteiga e pronto.
Tek gereken kafalarınızı yağa bulayıp kulaklarınızı arkaya tutturmak.
Quer que verifique o óleo?
Yağa bakmamı istiyor musunuz?
Mas necessita azeite.
- Lambanın yağa ihtiyacı var
Vou engraxar a tua cara com as minhas botas, sacana.
- Bir avukat. Yüzünü yağa bulayacağım, seni piçkurusu.
Olha só o que a graxa fez a estes sapatos!
Şu ayakkabıların üzerindeki yağa bak!
E agora, um pouco de óleo?
Şimdi de biraz yağa ne dersin?
" Nem nos regues com gordura quente
" Atma kızgın yağa
Querem que verifique o óleo?
- Yağa bakmamı ister misin?
Louie, preciso de óleo para a minha luva.
Hey, Louie eldiven için yağa ihitiyacım var.
Agora, vou precisar de latas vazias, um pouco de combustível, algo para fazer barulho e uma gordura qualquer.
Şimdi, boş teneke kutu, biraz benzin, korna ve bir tür yağa ihtiyacım var.
Por favor, levantem-se para se prestarem as honras militares.
Lütfen şehidimizin anısına yağa kalkar mısınız?
Faça um estopim.
Onu yağa batır ve bana fünye yap.
A proposito, o carro precisa de óleo na caixa de velocidades
"Arabanın yağa ihtiyacı var."
Mãe, eu disse-lhe... para molhar o pão no polme... e pô-lo na panela.
Anne, Söylüyorum sadece ekmeği yağa batır ve sonra da tepsiye koy.
Quando Tita sentiu sobre os ombros o olhar ardente de Pedro, logo compreendeu o que deve sentir a massa ao entrar em contacto com azeite a ferver.
Tita çıplak omuzları üzerinden Pedro'nun yakıcı bakışlarını hissettiğinde... pişmemiş bir hamurun kızgın yağa... değdiği andaki hislerini anladı.
Os médicos já tiveram dificuldade em engolir o primeiro óleo.
Doktorlar ilk yağa itiraz etmişlerdi.
Está toda ferrugenta.
Yağa ihtiyaç var.
Gostava de afundar a minha careca em óleo e esfregá-la pelo teu corpo todo!
Kel kafamı yağa batırıp vücudunun her yerine sürmek istiyorum.
Ele costumava enfiar a careca em óleo e esfregá-la... pelo meu corpo.
Kel kafasını yağa batırıp.. .. bütün vücuduma sürerdi.
Preciso de uma pedra para afiar e algum óleo.
Bileme taşına ve biraz da yağa ihtiyacım var.
Parece que precisas de um pouco de óleo Capitão.
Biraz yağa ihtiyacınız var gibi duruyor Kaptan.
Um bom casaco?
Bir küp yağa mı?
Posso comer atum em óleo e não em água?
Bir ricada bulunabilir miyim? Suya değil de yağa yatırılmış ton balığı alabilir miyim?
Mas o Sheridan perseguiu-o e derrubou-o com tanta força que o gajo não se levantou durante três dias.
Ama Sheridan adamı takip etti ve öyle bir benzetti ki adam üç gün yağa kalkamadı.
O que está a comer não está embebido em gordura pútrida.
Şu an yediğin sandviç küflenmiş yağa bulanmamıştır.
Estão a trabalhar numa vacina contra o óleo negro.
Siyah yağa karşı bir aşı üzerinde çalışıyordun.
Nenhuma vacina para o câncer negro ninguém pode sobreviver.
Kara yağa karşı aşı olmazsa kimse hayatta kalamaz.
Diz-me se precisares de alguma coisa.
Çalışırken seni izlemek bir onur. Yağa ihtiyacın olduğu zaman bana haber ver.
Agora, peguem num ovo e deitem-no no óleo quente.
Bir yumurta alın ve kızgın yağa kırın.
Preciso de gordura. Preciso de batatas fritas.
Yağa ihtiyacım var.
Como se precisasse de 80 gramas de gordura.
- yaklaşık 20 dakikadır. - Evet, 80 gram yağa ihtiyacı var sanki.
Estou quente Vejam bem Tive 233 graus de febre
# Sıcak yağa batırıldım # # Gelin bakın # # 230 derece ateşim var #
Quem é que não sabe que não pode pôr a sua mão no óleo quente?
Senin kızgın yağa elini koyabildiğini kim tahmin ederdi?
Alguém olha pela manteiga por mim?
Yağa bakabilir misin?
Precisas de óleo para fazer uma impressão.
Parmak izi için sadece yağa ihtiyacın var.
Não a empapes em óleo, desta vez.
Bu sefer bunları yağa koyma.
Medo enrolado em gordura, envolta em arrogância.
Yağa rulolanmış ve kibirle sarılmış korku.
Apanhar o gajo desvairado e todo besuntado.
Yağa bulanmış sağır adamı yakala.
Scorpius quer que você se vingue. Pilot diz :
Pilot ise kızgın yağa batırılmış kerkenez gibi kaç diyor.
Com essa banha toda?
O kadar yağa rağmen mi?
Torna-se gordura.
Yağa dönüşür.
E já agora, veja o óleo e essa tralha toda debaixo do capot.
Bir de yağa ve motordaki diğer ıvır zıvıra bakar mısın?