Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Yard
Yard Çeviri Türkçe
223,878 parallel translation
Não vejo como posso ajudá-lo de imediato.
Ona çabucak nasıl yardım edebileceğimi bilmiyorum.
Que Deus nos ajude!
Tanrı yardımcımız olsun!
Não me parece que Ele consiga.
Yardımcı olabileceğini sanmıyorum.
- Vai procurar ajuda.
- Yardım iste.
Vamos sair daqui e procurar ajuda.
Çıkıp yardım isteyelim.
Vai procurar ajuda.
Yardım çağır.
Isso não ajuda muito.
Pek yardımcı olmuyorsun.
Preciso de uma consulta!
Acil yardımın gerekiyor!
Falamos de ti e, quando preciso de uma opinião de um amigo, piras-te?
Seni konuşurken iyi, bana yardım gerektiğinde satış.
Não te podia dar o teu próprio programa de viagens.
Kendi gezi programını yapmana yardım edemem.
O Confronto de Queques é uma treta.
Millete yardım ediyorsun. Clash of the Cupcakes berbat.
Como posso ajudar?
Nasıl yardımcı olabilirim?
Eu estava a tentar ajudar.
Yardım etmeye çalışıyordum.
Ajudem-me.
Bana yardım edin.
O Dev e a Denise nunca ajudam a cozinhar?
Dev ve Denise yemeğe yardım etmiyor mu?
Eu adoraria ajudar.
Ben seve seve yardım ederim.
Vamos ajudá-lo.
Yardım edin.
A minha mãe morreu quando eu terminei o liceu. Tinha de ajudar a Nonna na loja e nunca saí de lá.
Annem ben okulu bitirdiğimde vefat etti, dükkânda nonna'ya yardım etmem gerekiyordu, hiç ayrılmadım.
O que posso fazer para ajudar?
Yardım etmek için ne yapabilirim?
O que quer que seja necessário, a minha empresa está à disposição, pronta a ajudar.
Her neye ihtiyacın olursa tüm şirketim sorunu halletmede yardıma hazır.
- Eu candidatei-me a um programa de alcance comunitário no Quénia.
Bir topluluğun Kenya'daki sosyal yardım programına başvurdum.
Estás sempre a dizer-me que é responsabilidade minha contribuir... - Sim. Sim.
Daha az şanslı olanlara yardım etmemi hep sen söylüyordun.
Oiça, eu... quero ajudá-lo, mas...
Bak dostum, şimdi sana yardım etmek isterdim ama...
Lamento não poder ajudá-lo.
Üzgünüm ama yardım edemem.
Não posso mesmo ajudá-lo.
Parayla olsa da yardım edemem.
Não tenho dinheiro para lhe pagar, mas posso ajudá-lo.
Üzgünüm, hiç param yok ama seve seve yardım ederim.
O jantar é simples, dispenso ajuda.
Sade bir yemek yapıyorum. Yardımın gerekmez.
Em que posso ser útil?
Nasıl yardım ederim?
Vou arrumar as coisas e já a ajudo com o jantar!
Eşyalarımı koyup yemeği hazırlamana yardıma geleceğim.
Com poucos ombros amigos a animar-lhe a arriscada vida e nenhum a ajudá-lo no tormentoso esforço.
Bu tehlikeli hayatında Onu neşelendirecek çok az yoldaşı var Ama hiçbiri ona bu fırtınanın Ortasında yardımcı olamaz
Precisamos de toda a ajuda que pudermos arranjar.
Alacağımız bütün yardımlara ihtiyacımız var.
Pergunto-me se poderias ajudar-me, Floki.
Acaba bana yardım edebilir misin, Floki?
Temos de pedir ajuda aos Deuses.
Tanrılardan yardım etmelerini istemeliyiz.
Que Deus me ajude.
Tanrı yardımcım olsun.
Que Deus esteja com todos vós!
Tanrı hepinizin yardımcısı olsun!
- É coisa que ajuda a limpar a mente.
Zihni boşaltmaya yardımcı oluyor.
Não tens que mover uma montanha para ajudar as pessoas, Terra. Além disso, eu tenho que encontrar uma maneira de fazer o bicho mais confortável em torno de seres humanos.
İnsanlara yardım etmemiz için bir dağa taşınmamız gerekmez, Terra.
Posso ajudar?
Yardımcı olabilir miyim?
Se precisares de falar Deixa-nos ajudar-te.
Eğer konuşmaya ihtiyacın varsa yardım etmemize izin ver.
- Que bom ter sua ajuda. Obrigado. - Não.
- Senin yardımını almak harika.
Sim, bem, obrigado.
Sana yardım ettik. Evet, biliyorum, teşekkürler.
Slade, ajuda-me.
Slade, yardım et.
Vou criar alguém que o ajude. "
Ona uygun bir yardımcı yapacağım. "
Ajudem aqui!
Biri buraya yardım etsin!
Sr. Cuthbert, acuda!
Bay Cuthbert, Bay Cuthbert, yardım edin!
Posso ajudá-la, Marilla.
Yardım edebilirim Marilla.
Bem tentei, mas a esperança abandonou-me naquela noite fria.
Ne kadar çabalasam da o soğuk gecede hayal gücüm bana yardımcı olmadı.
Preciso de ajuda.
Bana yardım gerekiyor.
Eu ajudo-te.
Yardım edeyim.
Eu posso ajudar.
Yardım edebilirim.
Que podem ajudá-lo a permanecer no controle.
Kendine hakim olmanda yardımcı olabilir.