English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Âs

Âs Çeviri Türkçe

3,706 parallel translation
E como todos os amantes e pessoas melancólicas, eu sou um poeta.
Ve tüm âşıklar ve üzgün insanlar gibi ben bir şairim.
E ela estava tão apaixonada por ti.
Sana çok âşık olmuştu.
Mas ela achava que estava apaixonada.
Ama o sana âşık olduğunu düşündü.
E se ela se apaixonar por ti, o que acontece depois?
Ya sana âşık olursa? O zaman ne olacak peki?
Estão todos a cantar... a dançar... e a apaixonarem-se.
Cidden... Herkes şarkı söylüyor, dans ediyor âşık oluyor.
ONLY LOVERS LEFT ALIVE
Sadece Âşıklar Hayatta Kalır
O desenhador ex-russo com problemas de álcool, os animadores sempre atrás dos prazos, os idiotas que se apaixonam pelas personagens digitais, o pessoal dos efeitos especiais...
Alkol batağına düşen eski Rus çizim sanatçıları. Hep son teslim tarihinin gerisinde kalıyorlar. Bütün bu salaklar bilgisayar karakterlerine âşık oldular.
Eu... apaixonei-me.
Âşık oldum.
Então apaixonaste-te por outro.
Demek başka birine âşık oldun.
Não, acho que ainda amo muito o Garrett.
Hayır, sanırım hâlâ Garrett'a çok âşığım.
Amo-o mais do que nunca.
Ona her zamankinden çok âşığım.
Eu amo-o. Por isso, deixa-o em paz.
Ona âşığım, rahat bırak onu.
Eu não consigo competir com isso.
Bununla âşık atamam.
Às vezes, eu perguntava a mim mesma : estás apaixonada por ele?
Bazen kendi kendime, ona âşık mıyım acaba diye soruyordum.
É um tema que tem a ver com narcotraficantes de guerra no México e um jovem casal que vão provando vários tipos de químicos e...
Mexico'daki bir narkotik savaş ve farklı kimyasalları deneyimleyen iki genç âşık hakkında...
Pois, mete... Opta por um casal de lésbicas.
Evet, âşıkları lezbiyen yap.
Está apaixonada, não está?
Âşıksın değil mi?
Não sei. Ele tinha um fraquinho, mas...
Bilmiyorum, birine âşık mı oldu?
- Até nos apaixonámos. - A sério?
Hatta âşık olmuştuk.
- Meu Deus! Já estás apaixonado?
- Ne, şimdiden âşık mı oldun kıza?
- Ela ama-te?
O da sana âşık mı?
Se ele disse que estão apaixonados, é porque estão.
Birbirlerine âşıklarmış. Seviyorlarmış.
Tenho pena de ti. Nunca estiveste apaixonado, por isso, não sabes do que falas.
Daha önce hiç âşık olmadın, o yüzden ne dediğini bilmiyorsun.
Ainda estou... apaixonado por ela.
- Hâlâ ona âşığım.
Ela está apaixonada, é óbvio.
Sana âşık olmuş. Çok bariz.
Senti-me amada.
Âşık oldum ~
Passei este tempo todo a pensar que era eu o mau da fita, por não estar apaixonado por ti.
Bunca zaman sana âşık olamadığım için kötü biri olduğumu düşünerek geçirdim...
Disseste-me que isto era um penhasco de amantes.
Buranın, âşıkların meşhur atlama yeri olduğunu söylemiştin.
- Não, eles se amam!
- Hayır, âşıklar!
Talvez se amem.
Belki âşıklardır.
- Ainda a amo, Stu.
Ona hâlâ âşığım Stu.
- Ainda te amo, Marcy.
Sana hâlâ âşığım Marcy.
- Eu ainda te amo.
- Ben de sana hâlâ âşığım.
Foi amor à primeira vista.
İlk görüşte âşık olduk.
Devia estar profundamente apaixonado quando o escreveu.
Herhâlde bunu yazdığınızda sırılsıklam âşıktınız.
Está apaixonada.
Âşık olmuş.
Não te podes apaixonar por um rei York, a menos que haja algum benefício para ti.
Eğer bir çıkarın yoksa öylece York Kralı'na âşık olamazsın.
Eu pensava que estava apaixonada.
Âşık olduğumu sanmıştım!
Estava apaixonada.
Gerçekten âşıktım.
Faria tudo por boas notas a matemática e é amigo do "Jimmy Hendrix", que está apaixonado pela rapariga da fita cor-de-rosa.
Matematikten iyi not almak için her şeyi yapabilir ve Jimi Hendrix'in arkadaşı. O da pembe şeritli kıza âşık.
Vincenze, acho que estou apaixonado.
#... heyecan verir Buna iletişim denir # Vincenze, sanırım âşık oldum. Ah!
Nós queremos que ela... faça amigos, se divirta, se apaixone, tenha uma vida normal.
Arkadaşlar edinmesini eğlenmesini, âşık olmasını, normal bir hayat sürmesini istiyoruz.
Estar apaixonada.
Âşık olmak.
O Aaron e eu apaixonámo-nos e casámos três meses depois.
Hadi. Aaron ile birbirimize âşık olduk ve üç ay sonra evlendik.
- Conheci o Sam e apaixonei-me.
- Sam'le tanıştım ve ona âşık oldum.
Estava apaixonado por ele.
Ona âşıktım.
Disse que estava apaixonado.
Âşık olduğunu söyledi.
Para ser humana e apaixonada...
İnsan olmak ve âşık olmak için.
Ainda estás apaixonada pelo Stefan?
Stefan'a hâlâ âşık mısın?
Estou apaixonado por ti.
Sana âşığım.
Porque, apesar da minha interferência e da tua transgressão no inverno passado, sou da opinião que o meu filho é muito apaixonado por ti.
Çünkü benim müdahalelerim ve geçen kış yaptığın ihanete rağmen oğlumun sana hâlâ deliler gibi âşık olduğu görüşündeyim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]