English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portekizce → Türkçe / Ê

Ê Çeviri Türkçe

1,268 parallel translation
O que ê que achas?
Sence ne yapıyorum?
O que ê? Vai ficar tudo bem.
- Her şey yoluna girecek.
Não ê, Rake?
Öyle değil mi Rake?
Que mais ê que podemos fazer?
Peki ne yapacağız?
O nosso problema não ê apenas com a segurança.
Buradaki sorun sadece güvenlik değil.
Acrescentas o Bill Shelly à lista e o problema ê ainda maior.
Bir de Bill Shelly konusu üstüne binince büyük sorun oluyor.
O que ê que se passa, amor?
Sorun ne tatlım? Yoruldun mu?
Estás cansado? Como ê que posso estar cansado?
Nasıl yorulabilirim ki?
Este trabalho ê honesto.
Bence yaptığın dürüst bir iş.
Achas que ê melhor receber o ordenado todas as semanas a trabalhar para eles?
Her hafta içinde 3 kuruş olan bir zarf almak daha mı iyi? Sen işçiler için çalışıyorsun.
Não estou habituado a este gênero de vida, ê só isso.
Ama ben böyle bir hayata alışkın değilim.
- Não. Porque ê que dispararam?
O zaman neden kurşun atıyorsunuz?
Vieste dizer-nos que tens um par de sapatos novo, ê isso?
Yoksa yeni ayakkabı aldığını mı söylemek istedin? - Evet.
- Óptimo. Que mais ê que eu posso fazer com o dinheiro?
Parayla başka ne yapacaktım ki?
- Mas não ê por isso que ando aos tiros.
- Her neyse, ateş etmemin sebebi bu değildi.
O que ê que achas?
Ne diyorsun?
Acho que isto ê uma armadilha.
Bence bu bir tuzak.
Estou-te a dizer, ê coisa boa.
İnanın bana. Bu iyi bir fırsat.
- E eu sou criminoso, não ê?
- Demek ben caniyim.
Esta guerra não ê fácil.
Ama bu savaş kolay olmayacak.
- Onde ê que vais?
- Nereye gidiyorsun?
- Parvo, não ê?
- Saçmalama Rake. Hiç de değil.
- Isso não ê os bilhetes.
- İşte davetiyeler. - İçeri giremezsiniz.
- É isso mesmo. Pois ê.
- Evet tamam.
Gostaria de dizer que isto ê um assalto.
Şunu söylemek istiyorum. Bu bir soygundur.
Esta ê a minha Bíblia.
Benim incilim bu.
Não ê assim tão especial.
- O kadar da güzel değil.
Você ê o Bill Shelly.
Sen Bill Shelly'sin.
Quero ver o que ê que a FBI vai fazer com este caso.
Bakalım FBI ne diyecek.
- Irmã, o que ê que estiveste a beber?
- Ne içtin kızım? - Hiçbir şey.
- Quanto tempo ê que isto vai demorar?
- Bu iş daha ne kadar sürecek? - Susun ve beni izleyin.
E que tal? Eu não sei qual ê o fim do truque dele.
- Bu adi herifin sarhoş olunca neler yaptığını bilemezsin.
- Como ê que tens passado?
- Neler yaptın?
- Von, como ê que ele está?
- O nasıl Von? O nasıl?
Tenho-me perguntado o que ê feito de ti.
Seni merak etmiştim.
Von, sabes o que ê que tenho andado a fazer?
Siz hapse girdikten sonra ne yaptığımı bilmek istiyor musun?
- Bem. Levanta-te rapariga. De que ê que estás à espera?
Haydi gel.
Abram excepções. O ponto de vista deles ê diferente do nosso.
Onların bakış açıları bizimkinden farklı.
Não parece muito, mas tudo somado... ê
Kulağa fazla gelmiyor, yine de önemli.
A última vez foi no combate contra o sailor Mike.ê
En son seferinde Bahriyeli Mike ile dövüşüyordum.
De Ihe ganhar.ê
Onu yenemem.
O quê-ê!
Nee!
Que história ê essa de L. A?
Los Angeles mı? Los Angeles'a ne olmuş?
E ê verdade.
Sen de görebilirsin.
O que ê que tem aí?
Ne güzel bir saatiniz varmış.
É o que ê.
Evet kesin tuzak.
O que eu quero dizer ê...
Ben şunu diyorum.
- Como ê que eu estou?
- Nasıl görünüyorum?
Mas quando ele ficar bêbedo... - Mas isso ê repugnante.
Bu iğrenç bir şey.
- O que ê que...
- Bu neydi? - Boş bir oda bulurum.
Quem ê que está aí?
Kim o?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]