Ant Çeviri Türkçe
335 parallel translation
И клянетесь драться на смерть с нашими поработителями!
Ve zalimlere karsı ölümüne savaşmaya ant için!
Клянемся!
Ant içeriz!
Клянемся!
Kutsal ant içeriz!
Я - монах нищенствующего ордена!
Ben fakirliğe ant içmiş bir keşişim.
- Муравьиный холм?
- Ant Tepesi hakkında
У меня приказ взять холм к десятому числу.
Ayın onuna kadar Ant Tepesinin ele geçirilmesi için emir var.
Муравьиный холм будет ваш. Как и звезда.
Sen hem Ant Tepesi hem de o yıldız için doğru kişisin.
Отсюда виден Муравьиный холм.
İşte görmeye değer bir şey. Ant Tepesi.
- О чем, месье?
- Ant Tepesi hakkında.
- О холме. Завтра ваш полк должен будет его взять.
Yarın alayınız Ant Tepesini alacak Albay.
Еще двадцать пять погибнут при штурме холма.
Ant Tepesinin alınması sırasında da yüzde 25 kayıp desek.
Но мы возьмем холм.
- Ama Ant Tepesini ele geçirmiş olacağız
Ведь вы даже не надеетесь взять холм.
Adamlarının Ant Tepesini alabileceğini bir kere bile söylemedin.
Мы возьмем этот холм.
Ant Tepesini alacağız.
Если его вообще можно взять, мы возьмем Муравьиный холм.
Eğer orası ele geçirilebilir bir yerse... Ant Tepesini alacağız.
Если... точнее, когда мы возьмем Муравьиный холм, сколько нам предстоит удерживать его без подмоги?
Ant Tepesini alabilirsek, ya da aldığımızda diyelim... destek gelmeden ne kadar süre savunmamız gerekecek?
Генерал Миро считает, что наступление провалилось... из-за недостатка усилий со стороны первого батальона.
General Mireau, dün Ant Tepesine yapılan saldırının başarısız olma sebebinin birinci taburun üzerine düşeni yapmaması olduğunu düşünüyor.
- Подсудимые обвиняются... в проявлении трусости во время штурма Муравьиного холма.
Ant Tepesine yapılan saldırı sırasında sanıkların düşman karşısında... korkakça davrandığı yazılı.
Вы были в первой волне во время штурма?
Ant Tepesine yapılan birinci dalga saldırısında bulundunuz mu?
Я знал, что нам нужен холм, но мы вернулись.
Ant Tepesine saldırmamız gerektiğini biliyorum ama geri döndük.
Возможно, атака была бесперспективной.
Belki Ant Tepesine yapılan saldırı imkansızdı.
Атака, начатая генералом Миро, провалилась.
General Mireau'nun Ant Tepesi saldırısı başarısız oldu.
Я слышал, что вы приказали артиллерии... стрелять по своим при штурме холма.
Teşekkürler efendim. Paul, bana söylendiğine göre topçu birliklerine Ant Tepesi saldırısı sırasında kendi adamlarına ateş etmeyi emretmişsin.
Принял присягу национальной гвардии штатов.
Üniforma. Milislerimiz ant içtiler.
Если я покажу, ты поклянешься никогда никому не говорить?
Sana gösterirsem, kimseye söylemeyeceğine ant içer misin?
Но хоть мы и поклялись выгнать мороканцев с... с Ксероса, это будет не легко.
Buna rağmen Morokları Xeros'tan göndermeye ant içtik. Hiç kolay olmayacak.
Наверху, на ступеньках, я оборачивалась и смотрела на окна домов и когда я стояла на коленях в церкви, то не ради молитвы, а ради клятвы.
Basamaklarda durup etraftaki pencerelere baktım. Kiliseye girip diz çökmem dua için değil, ant içmek içindi.
Муравей! ( Ant )
" Vay canına.
Позовите следующего обвиняемого! ( * Call the next deaf-end-ant * ) Вызвается следующий обвиняемый.
"Sayın Bayım, 3000 yaşından büyüğüm bir yatak sahnesi görmek istiyorum."
Поклянитесь никогда не разглашать эту тайну!
Bu sırrı kimseye açmayacağımıza ant içelim.
Клянусь хранить верность Адольфу Гитлеру... бессмертному вождю нашей расы.
lrkımızın ölümsüz önderi... Adolf Hitler'e bağlı kalacağıma ant içiyorum.
А потом он дал священную клятву.
Sonra kutsal bir ant içti.
Эти люди поклялись жить и умереть по моей команде, за 200 лет до вашего рождения.
- Bu insanlar siz doğmadan 200 yıl önce benim bir emrimle ölmeye ant içtiler.
Первое. Мы клянемся идти до самой смерти, чтобы очистить нацию от капиталистического зла.
Ulusumuzu kapitalist şeytanlardan temizlemek için ölüme kadar gitmeye ant içtik.
Мы клянемся ковать вечную дружбу между собой.
Bu vesileyle aramızda sonsuz bir dostluk kurmaya ant içtik.
"Таким образом, мы клянемся стать основой имперской Японии".
"Böylelikle Japon İmparatorluğunun temellerini atmaya ant içiyoruz."
Мальчик поклялся, что "Раме Тэп" отомстит безбожникам. И заменит тела пяти египетских царевен.
Çocuk, Rame Tep'lerin intikam alacağı ve beş Mısır prensesinin cesetlerinin geri koyulacağı konusunda ant içti.
Перед Богом я в этом клянусь.
" Tanrının huzurunda bunun için ant içiyorum.
Я, Рэкс Хофман... клянусь эту удивительную... клянусь эту удивительную... изысканную и милую... изысканную и... и почти всегда милую... всегда милую Саскию Вагтер... всегда милую Саскию Вагтер... не оставлять никогда.
Ben, Hofman... ant içiyorum ki bu mükemmel... ant içiyorum ki bu mükemmel... sevecen ve tatlı... sevecen ve... neredeyse her zaman tatlı... her zaman tatlı Saskia Wagter'i... her zaman tatlı Saskia Wagter'i... asla terketmeyeceğim.
Я клянусь тратить каждую свободную минуту на борьбу за безопасность.
Ve sahip olduğum her boş dakikayı... güvenlik için savaşıma harcayacağıma ant içerim!
И как после этого я мог вернуться в школу рaспевать гимны и заниматься всей этой добропорядочной прaвительственной чепухой?
O olaydan sonra nasıl okula gidip de... ant içip, iyi hükümet zırvalarını yutabilirdim?
А Федерация основана на принципе невмешательства во внутренние дела иных народов.
Ve Federasyon, diğerlerinin iç sorunlarına karışmamaya ant içti.
В прежние времена моим предкам воздавали должное... за защиту Церкви от врагов христовых.
Atalarım Tanrı'nın tüm düşmanlarına karşı kiliseyi korumak için ant içti.
Я заинтересован в переменах.
Farklı olacağına ant içerim.
Я клянусь, что верну мой замок на свое место.
Şatomu hak ettiği yere yeniden yapacağıma ant içerim.
Ты клянешься, мы едем!
Sen ant iç, biz taşıyalım!
Верой и правдой служил стране а теперь страна плюет нам в душу...
Ülkesine bağlılığına dair ant içmişti ve şimdi bize yabancılarmışız gibi davranıyorlar.
Почему вы не пошли в атаку?
Neden Ant Tepesine yalnız saldırmadınız?
Я клянусь. Перекрести свое сердце.
- Ant içerim.
Мы клянемся!
Ant içeriz!
Бог - свидетель!
Bir ant, Tanrı benim şahidimdir.