Available Çeviri Türkçe
15 parallel translation
So, if I hadn't made Linux available, I mean, Ну, если бы я не сделал Linux доступной, я думаю, что не получил бы денег вообще.
Şey, ben Linuxu kullanılabilir yapmasaydım, Para da kazanamayacaktım, her ikisi de olabilir
А он говорит, "На самом деле, там, - очень мало пригодных статистических данных." Well, he said, "There's really very few statistics available."
"Çok az istatistik mevcut." dedi.
Сейчас, пока-что, мы говорим об этом приватно, а не публично... Now while we say this in private and not public... но есть доступные факты, которые найдут свой выход в прессу. there are facts available that find their way in the press.
Biz bunu kamuoyu önünde söylemezken basına sızan bazı gerçekler de var.
Но вы не обладаете доступом к моментам непредусмотренным вовремя. But you don't have hindsight available at the time.
O zaman geriye dönüp bakacak bir veri yoktu.
Sir, we have all available military personnel patrolling the gaps between the active weapons batteries, but it's a lot of real estate.
Efendim, aktif silah bataryaları arasındaki boşluklarda bütün mevcut personel devriye geziyor ama çok fazla alan var.
And now it's available in quart size.
Şimdi büyük boyu ile satış mağazalarında!
Not only is there not another Santa available, but apparently Hal took his outfit with him and there's not another Santa suit to be found on the whole Gulf Coast.
Başka bir Noel Baba olmadığı gibi... görünüşe göre Hal kostümünü de yanında götürmüş... ve tüm Körfez Sahili'nde başka bir Noel Baba kostümü de yok.
Queen was not available for comment.
Yorum almak için Bay Queen'e ulaşamadık.
She's available.
Kendisi boşta.
Oh, great, yeah, tell the whole room that I'm available.
Çok güzel. Buradaki herkese boşta olduğumu söyle.
В одно утро я проснулся, и бам : мне в ухо кричит голос. - Курт?
but lots of the titles that we have available on our Mommy's Milk series.
He may need an organ for himself or a loved one, but because of the scarcity of available organs, he could be taking matters into his own hands.
Kendinin ya da sevdiği birinin organa ihtiyacı olabilir, ama organların azlığı nedeniyle soruna el atmıştır.
But there's always hope that another liver will come available.
Ama daima yeni bir karaciğerin uygun olma ihtimali var.
But there is a considerable portion available to move now. - How much?
Ama hareket edebilmemiz için hatırı sayılır bir miktar gerek.
He had no particular liking for Surtees, и он номинировал другого гонщика to go out and start the race, to be the hare, even though Surtees was clearly the fastest man available.
Surtees'i sevmiyordu ve yarışa başlayıp tavşan olması için başka bir pilotu aday gösterdi. Surtees'in ellerindeki en hızlı adam olmasına rağmen.