How Çeviri Türkçe
756 parallel translation
Если ты будешь продолжать поглощать силу из Дрезденского плато, мне придется убить тебя.
- How I Met Your Mother Sezon 1 Bölüm 7
My, oh, my How that baby could cry
Tanrım, oh Tanrım Bu bebek nasıl ağlar
Он уже на том свете. Теперь можно понять, насколько велика эта скотина!
- Close up like this, you can see just how big it is.
"Как далеко ты заведешь меня, прекрасный незнакомец?" How much further wilt thou lead me, O Fair One?
Beni daha ne kadar götürecektin, Ey Doğru Olan?
- No. How about you?
- Hayır, ya siz?
How much more can we be joyful When there's really something
Nasıl olur neşeli daha fazla
How can I help to ease their way
Yollarını kolaylamağa?
Слава! Эй, вот, поди, поверь...
Sanna, heysanna, ho and how
* Я не знаю, Как выбрался на вoлю
# Don't know how # # I ever made it through. #
I would have shown you how to do it right
Doğrusunun nasılyapılacağını sana gösterirdim
He took her down to Chinatown And he showed her how to kick the gong around
Smokey onu Çin maHallesine götürdü ve ona esrarçekmeyi öğretti
Сколько вам лет? / How older you?
- Kaç yaşındasın?
Под луной с тобой пою HeIIo, mister, and how do you do?
Ay ışığında derim ki : Merhaba bayım nasılsınız?
- How'd Это пойти в аэропорту?
- Havaalanında nasıl gitti?
How do I get the hand?
Üstünlüğü nasıl kazanacağım?
How grand you are
# How grand you are #
" But you can learn how to play the game
Ama oyun oynamayı öğrenebilirsiniz.
"Thinking about how love never works out " But I guess that's the way it goes
Aşkın asla işe yaramadığını düşünüyorum.
" And how this story ends only Heaven knows
Ama sanırım bu işler böyle. Ve bu hikâyenin nasıl biteceğini sadece cennet bilir.
" And learn how to say no
Bir gün gerçek aşkı bulacağım Ve hayır demeyi öğreneceğim.
Хоу?
- How--?
Хоу!
How!
Хоу!
- How!
Слушай меня...
How! Beni dinle.
How beautiful they are
How beautiful they are
You were the one so tender, ўЬ How could you do that to me... ўЬ I can't believe you're going, ўЬ I don't believe good-bye.
Daima öyle narindin ki... ~ Nasıl yapabildin... ~ Nasıl yapabildin... Bunu bana... ~ İnanamıyorum beni bıraktığına... ~ İnanmıyorum, bu bir veda olamaz.
Слушай, а что такое по-английски Хау ар ю?
"How are you?" ne demek?
- How long have you been practising?
- Ne zamandır çalışıyorsun?
- Как дела?
- Ne yapıyorsun How're
Только сейчас понял что совсем с тобой не соскучился
l'm realizing how much l didn't miss you. - Beni özlemişsin.
Just how sweet I think you are.
~... ne kadar tatlı olduğunu düşündüğümü. ~
Сколько людей, с которыми ты делишься своими открытиями, такие же щедрые?
How many of the people you share discoveries with will be outulistic?
и сколько сделают состояние на твоей щедрости?
and how many will make fortunes of your generosity?
Я ухожу. Сколько раз ты мне говорил это за 25 лет?
How many times have you told me that in 25 years?
- Я хочу знать, как все прошло.
- I have to find out how it went.
- Как можно "тортасалмор",
- How can tor'tasal'mor,
Скажите, профессор Старкман, как классифицировать убийцу,.. ... чья нарастающая неряшливость была бы просчитана, чтобы укладываться в общую схему?
Peki, Prof. Starkman, how would you classify a killer whose downward spiral was actually calculated into their grand scheme?
Чувствую, плавится литий. Чувствую, плавится литий. Как она, когда не сёрфит?
# I smell lithium now # # smelling lithium now # # how is she when she doesn't surf?
Как она, когда не сёрфит?
# # how is she when she doesn't surf? # # Sörf yapmadığında nasıl acaba?
Как она, когда не сёрфит?
# # # how is she when she doesn't surf? # Sörf yapmadığında nasıl acaba?
How about this :
How about this :
How about the whole "man walking on the moon" thing, you know?
Tüm o, Ay'da biri yürüyor, hikayesine ne dersin?
Honey, I don't know how to tell you this but if something were to happen to Ross or myself you wouldn't get the baby.
Tatlım bunu sana nasıl anlatırım bilemiyorum... ... ama eğer Ross'a ya da bana bir şey olursa... -... bebeği sen alamazsın.
How come my plate's less fancy than everyone else's?
Nasıl oluyor da benim tabağım diğerlerinden daha az süslü?
Okay, how about this?
Tamam, peki şuna ne dersin?
That's not how you see me, is it?
Beni böyle görmüyorsun, değil mi?
How hard is it?
Ne kadar zor olabilir ki?
- Thanks for teaching me how to lie.
- Yalan söylemeyi öğrettiğin için sağ ol.
Я помню, как начал, и я был прерван на полуслове. I remember how it started, and I was cut off in the middle.
Başını hatırlıyorum, ortasında sözüm kesildi.
- How'd Вы знают это?
- Bunu nasıl biliyorsun?
- How's my voice level?
- İyi.