Mention Çeviri Türkçe
22 parallel translation
первое упоминание я нашел the earliest mention i could find is this place у места по названием Черные Речные Водопады - в далекых 1890-ых.
Tek bulabildiğim, 1890'larda Black River Şelaleleri diye bir yer buldum.
I'm informed and on the level that I might mention
# Verilen bilgiler ve bulunduğum seviye
- Oh! Not to mention, her hardwood floors, which she just had installed last week.
Geçen hafta döşettiği ahşap parkelerde de.
Not to mention I didn't know That I could handle the truth myself.
Gerçekle benim de yüzleşemediğimden bahsetmiyorum bile.
Funny he didn't mention that earlier.
Garip ki bunu daha önce belirtmedi.
Reason I didn't mention any of this is I didn't want to risk missing work on the movie.
Bunları belirtmemiş olmamın sebebi, film işlerini kaçırma riskine girmek istemeyişimdi.
Даже в неудачную ночь, мы четверо приносили назад 100 тысяч Не говоря уже о другой команде, которая бегала для Эдди в другом месте.
Hatta bazen 100 bin kazandığımız oluyordu not to mention the other team that Eddie had running about elsewhere.
Not to mention the extra eight cents per coupon they throw in for the store. So...
Bir de her kupon için mağazaya fazladan 8 cent ödüyorlardı.
How can I trust you when you somehow forgot to mention that Lemon Breeland was the love of your life?
Sen her nedense Lemon Breeland'in hayatının aşkı olduğundan söz... etmeyi unutmuşken sana nasıl güvenebilirim ki?
Sloan, you didn't mention that a $ 50 million F-16 has to be flown by a pilot who is somebody's father and that he can be shot down by a shoulder-mounted, point-and-shoot Stinger.
Sloan, sen o 50 milyonluk F-16'nın birisinin babası olan ve omuza monteli tam otomatik bir Stinger ile vurulabilecek olan birisi tarafından uçurulması gerektiğinden hiç bahsetmedin.
Then Ellen got cancer. - Did she ever mention any Marcus Stenberg?
Sonra Ellen kansere yakalandı.
De Groot doesn't believe that he can trust the information inside your head, certainly not enough to risk his own life, not to mention committing poor Randall to an early grave.
Bunun kendi hayatını riske atıp zavallı Randall'ı erkenden mezara göndermeye değmeyeceğini düşünüyor.
Not to mention he could never buy me a ticket to ride the big oh-llercoaster.
Devasa hız trenine binmek için bilet almadığından bahsetmiyorum bile.
Not to mention everybody on board's coming to your defense.
Bütün yolcuların seni savunmasını hesaba katmıyorum bile.
Not to mention online donor registration.
Ayrıca online bağışçı kayıtları da var.
Did Tom ever mention anyone named Clara?
Tom hiç Clara adında birinden bahsetti mi?
She has no money, no family, a second-grade education, not to mention a lifetime of PTSD to deal with.
Parası yok, ailesi yok, ikinci sınıftan terk, bir de ömür boyu uğraşacağı TSSB var.
Не говоря уже о благодарности.
Not to mention a debt of gratitude.
Мои друзья здесь, и у меня есть мое врожденное чутье на запах, не говоря уже о огромной благодарности за кровь, и мы просто не могли не заметить что красный, что вы используете, очень либерален, могу добавить...
My friend here and I have a particularly innate sense of smell, not to mention an immense appreciation for blood, and we just couldn't help but notice that the red that you use, very liberally, I might add...
Did he ever mention having any enemies?
Herhangi bir düşmanından bahsetmiş miydi?
Come to mention it, weren't you the one who started that rebellion by sailing to Casterly Rock and burning the Lannister fleet?
Şimdi bahsedince Casterly Kayası'na yelken açıp Lannister donanmasını yakarak o ayaklanmayı başlatan sen değil miydin?
And you didn't think that that was important to mention? It wasn't a big deal.
Büyük bir mesele değildi.