Nas Çeviri Türkçe
242,208 parallel translation
Вроде "чем всё закончится".
Mesele "nasıl oldu da bu işi yapmaya başladık" gibi.
Как ребёнок?
Bakıcılık nasıldı?
Как она сможет доверять кому-то снова?
Bir daha, birilerine nasıl güvenebilir ki?
Когда вы блуждаете в темноте, вы не знаете ответа, но обладаете инстинктом как двигаться вперёд.
Karanlıkta yürürken cevabını bilmesen de nasıl ilerleyeceğine dair bir içgüdün vardır.
Как... именно вы раздобыли ему эту работу?
Bu işi ona tam olarak nasıl buldunuz?
Я говорю ему как всё будет.
Nasıl olacağını söylüyorum direkt.
И как?
Nasıl bir şey?
Вы не можете предсказать что за жизнь будет у человека.
Bir insanın hayatının nasıl olacağını öngöremezsiniz.
Я показал ему что нужно сделать в точности. Я убедился, что он понял.
Ona tam olarak nasıl yapıldığını gösterdim.
Как продвигается с Морозовыми?
- Morozovlarla durum nasıl?
– Как прошло?
- Nasıl gitti?
В каком смысле?
- Nasıl yani?
Как наши её нашли?
Kadını nasıl bulduk?
Как Юрий к ней относился?
Yuri'yle arası nasıldı?
Ну, а как маленький мужчина?
Ufaklık nasıl?
Я не могла рассказать, как я могла сказать, что я могла сказать?
Söyleyemedim. Nasıl söylerdim, ne derdim?
акую одежду ты мне вз € л?
Benim için nasıl bir kıyafet seçtin?
ак он мог забыть о ƒжессике, когда, благодар € вам, каждый день на работе видит машину, котора € может вернутьс € во времени и спасти его жену?
Her gün "senin sayende" işe gelip bu kahrolası makineye bakıp da zamanda geri gidip karısını hayata döndürebilecekken Jessica'nın ölmesine nasıl izin verebilirdi?
" нас был уговор - € гон € юсь за'линном, а вы ищете способ вернуть мою сестру.
İkimiz anlaşma yapmıştık. Ben zaman yolculuğu yapıp Flynn'i kovalarken, sen de kız kardeşimi geri getirmek için araştırma yapacaktın, o iş nasıl gidiyor bu arada?
ƒаже не знаю, что ответить.
Bunu nasıl yaparım bilmiyorum.
ѕрости. Ќу, а ты как узнала, что они удрали?
Affedersin... sen bizimkilerin gittiğini nasıl öğrendin?
я пришла, потому что ¬ ы сказали, что можете положить этому конец.
Sana geldim çünkü bunu nasıl sona erdireceğini bildiğini söyledin.
ак он может работать с "– иттенхаусом", зна € об этом?
Mason, bunları bile bile nasıl Rittenhouse'la çalışabiliyor?
'Ћ "ЌЌ :" ы помнишь, как пилотировать?
Nasıl kullanıldığını hatırlıyor musun?
ƒаже не знаю, как буду смотреть ей в глаза.
Aslına bakarsan onun gözlerinin içine nasıl bakacağım bilmiyorum.
ак прошла встреча с Ѕрулем?
Bruhl'la görüşme nasıl gitti?
Что ты имеешь ввиду?
Nasıl yani?
Итак, как это происходит, часть со смертью?
Peki nasıl işliyor, ölme kısmı?
Да, как ты с этим справляешься?
Evet, nasıl gidiyor peki?
Как дела?
Nasılsın?
Это одинокое занятие, умирать.
Ölmek yalnız bir iş. Nasıl baş ediyorsun?
- Да, как у тебя дела?
- O iş nasıl gidiyor?
У вас есть доступ на "Питч Бук"?
PitchBook'a nasıl giriyorsunuz?
Ты мог бы расспросить об эффекте масштабного запуска до того, как зарубить этот вариант.
Yani, hayır demeden önce büyük bir lansmanın işinize nasıl yarayacağını düşünmeniz gerekmiyor mu?
- Ну как можно работать на этого козла?
Gerçekten, o bir piç kurusuyla nasıl çalışabiliyorsunuz?
- Не в нашем случае. Она говорит, какой я милый, как я ей нравлюсь, и как она хакнула дамбу на Боумэн-авеню!
Bana tatlılığımdan, bana düşkünlüğünden ve Bowman barajını nasıl hacklediğinden bahsediyor.
Вы, к сожалению, славитесь обратным.
Nasıl tanındığını düşünürsek, bunların tersi ortaya çıkıyor.
- Это почему же?
- Nasıl çıkardın bunu?
Что делать?
Bunu nasıl yaparım?
На какие деньги поедешь?
Nasıl ödeyeceksin?
- Каким боком мы "Холи"?
Nasıl Hooli gibi olduk?
Мне кажется, надо растить реальную кукурузу для реальных голодающих.
Şu fikir nasıl peki? Gerçekten aç olan insanlara, gerçek mısır mı yetiştirsek?
"Жиру - жир" ради всеобщего блага?
BokBedeli bizi nasıl insanların iyiliğine götürecek?
Как тут дела?
Burada işler nasıl gidiyor?
Как ты себе это представляешь?
Onu nasıl yapacağız?
Как?
Nasıl mı?
И курьер не знает как разрядить такую ловушку.
Kurye bu tuzağı nasıl aşacağını bilmiyor.
Ну, как со списком колледжей?
Üniversite olayı nasıl gidiyor?
- Как там Пакистан?
- Pakistan nasıldı?
А у тебя как тут дела?
Neyse, işler nasıl gidiyor?
- Как ты это представляешь?
Bunu nasıl yapacaksın ki?